ÜÇ BİLEŞİK VAR
Üzümün içerdiği antioksidanlar, hem sağlığınız hem de güzelliğiniz için oldukça önemliler. Adeta bedenin 'paslanmasını' önleyerek, antiaging etki de sağlıyorlar. Bitkisel kaynaklardaki en ana üç antioksidan bileşiğin üçü de mevcut bu buğulu meyvede; flavonoidler, fenolik bileşikler ve meşhur resveratrol. Resveratrol, bir dönem üzüm çekirdeğinin çok popüler olmasını sağlayan bileşik ancak yapılan araştırmalar gösterdi ki üzümün kabuğunda da en az çekirdeğindeki kadar resveratrol mevcut. Yani en doğrusu, kabuğuyla, çekirdeğiyle birlikte tüketmek.
KOKMANIZA GEREK YOK
Damar duvarında biriken yağların oksitlenmesini önleyerek adeta damarları ve dolayısıyla tüm vücudumuzu 'paslanmaktan' koruyor. Resveratrolün, ciltteki 'antiaging' yani yaşlanma karşıtı etkileri hakkında da bilimsel çalışmalar olduğundan bahsetmek istiyorum. İçerisindeki, en az resveratrol kadar ünlü diğer antioksidan kalkan ise 'soğandaki antioksidan' olarak tanınan quersetin. Quersetin de yine damar koruyucu özelliği çok kuvvetli olan bir antioksidan ve bu cevherden faydalanmanız için 'kokmaya' gerek yok, üzümde de var bolca. Quercetinin, kandaki 'kötü kolesterol' ü düşürüp 'iyi kolestreol'ü yükseltici etkileri de gözlemlendi. Bu etki de üzümün damar sağlığına olan diğer katkısı...