Sergi, doğa ve objelerin yalın detayları ya da birlikteliklerinden oluşan bir yorumlar zincirinin görsellerini içeriyor. Sanatçı, fotoğraflarıyla insan, doğa ve hayattan oluşan bütünün, ancak kendini gösterdiği ve bizim gördüğümüz, anladığımız, algıladığımız kadar olduğunu vurguluyor. Gerçeği aramayı ve yargılamayı değil, yorumuyla farkındalığı sağlamayı amaçlıyor.
Arevyan, insan, hayat ve doğadan oluşan "bütünün içinde yer alırken", kişinin kendini düşünmesini istediğini belirtiyor: "Bazen sevinçlerimizi, bazen üzüntülerimizi yani duygularımızı da 'örtmek' zorunda kalabiliriz. Tıpkı örtünmek gibi. Aslında işte tam da burada gördüğümüz, başkaları tarafından bize gösterilen ve bizim algıladığımız şekil/durum/hal göründüğü gibi olmayabilir."
Ani Çelik Arevyan, birbirinden tamamen farklı ortamlarda ve ışıkta çekilmiş, gündelik hayatın yaşamsal, sıradan nesnelerinden oluşan fotoğraflarında, "Baktıklarımız, gördüklerimiz ve yaşadıklarımızın, yakından da bakılsa, uzaktan da bakılsa göründüğü gibi olmadığını" gösteriyor.
Serginin küratörü Engin Özendes, günümüzde çağdaş sanatçıların yaratılarının günlük yaşamdan, sosyal ve politik durumlardan beslendiğini, sunmak istediklerini zaman zaman sıradan nesneleri kullanarak da ortaya koyduklarını belirterek, "Ani Çelik Arevyan'ın fotoğraflarında, gündelik hayatta kullanılan yaşamsal nesneler yer almaktadır. Arevyan'ın bu soyut ve minimalist sergisinin fotoğraflarında hem bir karmaşa hem de bir sadelik var. Aslında her şey tanıdık gibi görünse de, farklı bir yorumla, farklı bir anlatım oluşturulmuş. Arevyan'ın yapıtları, doğa ve objelerin birliktelikleriyle yaratılmış bir yorumlar zincirinin görsellerinden oluşmaktadır. Her izleyici kendince yorumlayabilir" diyor.