Cumhuriyet gazetesindeki para karşılığı manipülatif haber skandalında CHP izi: e-ticaret sitesi 100 milyon doları nereye harcadı?

Medyada kendileri hariç tüm yayın organlarına yandaş yaftası yapıştıran CHP fondaşı Cumhuriyet gazetesinin bir çikolata kutusunda gelen 500 bin TL karşılığında manipülatif haberler yaptığı ortaya çıkmıştı. Cumhuriyet Vakfı'nın 3 üyesi Vakfın Başkanı Alev Coşkun da dahil olmak üzere 3 isme istifa çağrısı yaptı. Yapılan açıklamayla skandal bir kez daha deşifre olurken, "Olay yargıya ve basına yansıdıktan sonra Mollaveisoglu'nun kaleme aldığı yazının her satırı doğrudur ve gazeteyi, meslek ilkelerini, bizlerin itibarını korumaya yöneliktir." dedi. Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, Cumhuriyet gazetesindeki skandalda CHP ile bağlantılı olabileceğine dikkat çekti. e-ticaret şirketinin reklama 100 milyon dolar bütçe ayırdığını belirten Güngör, "Merak ediyorum, CHP'ye de çikolata kutuları gitti mi?" ifadelerini kullandı. Bilindiği gibi e-ticaret yasasını TBMM'de alkışlar eşliğinde geçiren CHP'li vekiller sonra iptal için Anayasa Mahkemesi'ne koşmuştu.

Giriş Tarihi 16 Haziran 2023, 08:29 Güncelleme 16 Haziran 2023, 09:25
Cumhuriyet gazetesindeki para karşılığı manipülatif haber skandalında CHP izi: e-ticaret sitesi 100 milyon doları nereye harcadı?

İÇİNDEKİLER

Medyada kendileri hariç tüm yayın organlarına yandaş yaftası yapıştıran CHP fondaşı Cumhuriyet gazetesinin bir çikolata kutusunda gelen 500 bin TL karşılığında manipülatif haberler yaptığı ortaya çıktı.

PARA KARŞILIĞI MANİPÜLATİF HABER YAPTILAR
Gazetenin eski genel yayın yönetmeni Arif Kızılyalın, hukuk işlerinden sorumlu yönetici avukat Turan Karakaş, idari-mali işler müdürü Osman Selçuk Özer ve reklam müdürü Esra Bozok'un, bir e-ticaret firmasına para karşılığı manipülatif haber yaptıkları ortaya çıktı.


SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU
Cumhuriyet Gazetesi Vakfı, sorumlu isimler hakkında 'manipülatif haber yapma' karşılığında kayıt dışı para alarak 'güveni kötüye kullandıkları' iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

"ETİK AÇIDAN KABUL EDİLEMEZ"
Konuya ilişkin gazetenin şu anki Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu, iddianın gerçek olması durumunda gazetecilik etiği açısından 'kabul edilemez' olduğunu söyledi.

'DOĞRU' DEDİ SANSÜRÜ YEDİ
Gazete yönetimi 'kumpas' derken Tuncay Mollaveisoğlu'nun skandalı doğrulaması ortalığı karıştırdı. Mollaveisoğlu'nun kendisinden önceki dönemi işaret ettiği ve olayın perde arkasını anlattığı köşe yazısı gazete yönetimi tarafından sansürlendi. Sansüre tepki gösteren Mollaveisoğlu ise kendi sayfasından yayımlanmayan yazısını paylaştı.

Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu'nun sansürlenen yazısını paylaşmasının ardından Cumhuriyet gazetesinden bir açıklama geldi. Açıklamada Mollaveisoğlu'na sert ifadelerin yer aldı ve "gazeteyi ele geçirme" suçlamasında bulunuldu.

ADI KÜNYEDEN ÇIKARILDI
Gelişmeler üzerine CHP fondaşı gazete, Mollaveisoğlu'nun adı künyeden çıkarıldı.

GAZETECİLİĞİN TARAFINDA OLDUM.. GÖREVDEN ALINDIM..
Konuyla ilgili konuşan Mollaveisoğlu, "Etik tartışma yönetimde başlayıp yargıya ve basına yansıdı… "Taraf olursan görevden alırız" dediler. Gazeteciliğin tarafında oldum.. Görevden alındım.. Okurlarımıza, dostlarıma saygı ile duyuruyorum." ifadelerini kullandı.




YAZARSAM GÖREVDEN ALACAKLARINI SÖYLEDİLER
Cumhuriyet'te yayımlanmadıktan sonra kendi sitesinde yayımladığı yazısıyla ilgili olayın yargıya taşındığı belirten Mollaveisoğlu, "Yazarsam görevden alacaklarını söylemişti vakıf yönetimi" ifadelerini kullandı. Mollaveisoğlu, dün gazete yönetiminin aksine para karşılığı manipülatif yayın yapıldığı iddiasını doğrulamıştı.

Fondaş Cumhuriyet'teki rüşvet skandalında şikayet üzerine olayla ilgili soruşturma başlatılmıştı. Cumhuriyet Vakfı'nın 3 üyesi bugün yayınladığı bildiride yaşananları 'korkunç' olarak nitelendirirken, "Alev Coşkun'u İrfan Hüseyin Yıldız'ı ve Işık Kansu'yı istifaya davet ediyoruz..." ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Turan Karakaş, Birol Başaran ve Barış Doster'in yayınladığı bildiride şu ifadeler yer aldı:

"Cumhuriyet gazetesinde bir süredir önceki genel yayın yönetmeni Arif Kızılyalın mevcut reklam müdürü Esra Bozok ve mali işler müdürü Osman Selçuk Özer'in dahil olduğu, bir e ticaret firmasından ( çikolata kutusu içinde 500 bin TL ) kayıtdışı para alınarak haber yapılması konusu ile ilgili mücadele veriyoruz.

Biz gazetenin vakıf yöneticileri olarak yine vakıf yönetiminde yer alan diğer arkadaşlarımıza ve vakıf başkanına etik dışı, ahlak dışı, gazetecilik ilkelerine zarar veren ve Cumhuriyet gazetesi ile asla yanyana anılmaması gereken olayla ilgili gereğinin yapılmasını istedik. Bu tartışma aylarca sürdü. Vakıf avukatı olan aynı zamanda hukuk işlerinden sorumlu üyesi olan Turan Karakaş gördüğü hukuksuzluk karşısında harekete geçti. Olayla ilgili suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyurusunun ardından vakıf, Alev Coşkun başkanlığında 22/05/ 2023 tarihinde tek gündem ile bu olayı konuşmak üzere toplandı.

Toplantıya Alev Coşkun,Işık Kansu ,İrfan Hüseyin Yıldız,Ali Sirmen,Şükran Soner,Hamdi Yaver Aktan,Birol Başaran,Turan Karakaş,Barış Doster bizzat katıldı. Cumhuriyet Vakfı'nın 12 üyesinden 9'u hazır bulunurken 3 üye vekalet gönderdi.

Olaylar basına yansımadan önce yapılan bu son toplantıda Alev Coşkun söz konusu paranın kendi insiyatifi ile alındığını söyleyerek TÜRMOB başkan yardımcısı olan ve aynı zamanda vakfın saymanı olan ve vakıf şirketinin yeminli denetçisi konumunda görev yapan Hüseyin Yıldız'dan konunun üzerinin örtülmesini istedi. Vakıf saymanı İrfan Hüseyin Yıldız Alev Coşkun'un "kapatalım" önerisine karşılık "bir formül bulup kapatacağını" taahhüt etmiştir. Vakıf üyesi Turan Karakaş "biz burada bir suç dosyasını kapatmak için oturmadık" diyerek tepki gösterdi…

Buna karşılık vakıf üyelerinden Barış Doster, Turan Karakaş, Birol Başaran bizzat ve Özalp Birol ise gönderdiği mektup ile olayın kapatılmasının yanlış ve vahim olacağını yargı yolu ile sorumluların gereğinin yapılması gerektiğini, vakfın sorumluları açığa almasının şart olduğunu ifade ettiler.

Toplantıda Vakıf Genel Sekreteri Işık Kansu ise Alev Coşkun ve Hüseyin Yıldız'la birlikte hareket edeceğini ifade ederek olayın kapatılması yönünde ısrarcı oldu… Son günlerde gazetede "iç güçler gazeteyi ele geçirmek istiyor" konulu örtü haberleri kaleme alan kişi de Işık Kansu'dur.

Toplantı sonrasında gazetenin genel yayın yönetmeni Tuncay Mollaveisoğlu konuyu kapatmaya zorlanmıştır. Mollaveisoğlu ise gazetenin itibarı zarar görmeden derhal gereğinin yapılmasını Alev Coşkun'dan istemiştir. Üstelik konu basına yansımadan, gazete zarar görmeden bir an önce gereği yapılsın diye 16. Noterden alev coşkuna bir ihtarname çekmiştir.

Olay yargıya ve basına yansıdıktan sonra Mollaveisoglu'nun kaleme aldığı yazının her satırı doğrudur ve gazeteyi, meslek ilkelerini, bizlerin itibarını korumaya yöneliktir.

Kendisinin onurlu duruşunu kutluyor, ahlaksızlığa karşı çıktığı için künyeden çıkarılmasını kınıyoruz. Olayda adı geçen şüphelilerin de hala gazetenin künyesinde yer almasını ve göreve devam etmesini suçun örtülmesinin gayreti olarak görüyoruz.

'KORKUNÇ OLAY' NİTELEMESİ: İSTİFAYA DAVET EDİYORUZ!
Cumhuriyet gazetesi Atatürk'ün kurucusu olduğu 100 yıllık büyük marka ve değerdir. Bu gazete vakıf yönetiminden önce de vardı.. Üç beş kişinin çoğunluk imzasıyla gazetenin idaresinde yer alan yukardaki isimlerin karıştığı etik ve hukuk dışı olaylara müsaade edilmesi, okurların gazeteye sanki operasyon varmış gibi aldatılması kabul edilemez…

Söz konusu korkunç olayın gereğini yapmayan Alev Coşkun'u İrfan Hüseyin Yıldız'ı ve Işık Kansu'yı istifaya davet ediyoruz...

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu ve Hukuk işlerinden sorumlu yürütme kurulu üyesi
Av Turan Karakaş

Cumhuriyet vakfı yönetim kurulu Üyesi
Birol Başaran

Cumhuriyet vakfı yönetim kurulu Üyesi
Prof. Dr. Barış Doster"

Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, Cumhuriyet gazetesindeki skandalda CHP ile bağlantılı olabileceğine dikkat çekti. Güngör, "Hatırlayın, e-Ticaret'te haksız rekabetin ve tekelleşmenin önüne geçerek pazara yeni aktörlerin girişini kolaylaştırmak, pazarın dengeli ve sağlıklı büyümesini sağlamak için çıkarılan yasayı Genel Kurul'da alkışlar eşliğinde geçiren CHP'li vekiller sonra iptal için Anayasa Mahkemesi'ne koşmuştu. Bana kalırsa, hazır pandoranın kutusu açılmışken CHP'nin de bu işin neresinde olduğu araştırılmalı... Hatta o şirketin lobicilik faaliyetleri için ayırdığı iddia edilen 100 milyon dolarlık bütçenin nasıl kullanıldığı... Merak ediyorum, CHP'ye de çikolata kutuları gitti mi?" ifadelerini kullandı.

İşte Güngör'ün bugünkü yazısı:

Türkiye'nin en köklü gazetesinde skandalların ardı arkası kesilmiyor. Açıkçası, Cumhuriyet gazetesinde olan biteni ağzım açık izliyorum. Uzun zamandır mahremiyeti ihlal eden, kişileri hedef gösteren, devlet kurumlarını ve yetkililerini aşağılayan, Türkiye'nin uluslararası itibarına zarar veren haberlerle anılan gazete şimdi kendine yeni bir yol çizmiş anlaşılan!



Takip ettiniz mi, bilmiyorum.
Bir süredir gazetenin adı E-ticaret Yasası aleyhine para karşılığı haber yaptırılması tartışmalarıyla anılıyor. Gazetenin üç isminin e-ticaret yasası aleyhine manipülatif haber yapma karşılığında bir şirketten çikolata kutusunda 500 bin TL kayıt dışı para aldığı iddiası, bu ortaya dökülünce Cumhuriyet Vakfı'nın İstanbul Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunması, savcılığın takipsizlik kararını 'kumpas bozuldu' diye okuyucularına sunan vakıf yönetimi, gazetenin genel yayın yönetmeninin tüm yaşananları ifşa eden yazısının yayımlanmaması hatta üzerine kapı dışarı edilmesi...
Üstelik sadece gazete değil Cumhuriyet Vakfı da karışmış durumda... Havada uçuşan iddialara yanıt vermesi gerekenler susuyor. Yönetim Kurulu üyeleri birbirini suçluyor. Üyeler vakıf başkanını istifaya davet ediyor. 99 yıllık gazetenin içine düştüğü duruma bakın?
Bağımsızlık ilkesine tüm kadrosunun sıkı sıkıya sarılmasını isteyen Yunus Nadi bu günleri görse kim bilir ne derdi! İnsan gerçekten üzülüyor...
Bu mesele Cumhuriyet'le sınırlı kalır mı, bilmiyorum. Habertürk de o dönemin yakın tanığı! Bakalım, o cenahtan nasıl bir ses gelecek?
Anladığım kadarıyla, bu mesele medya skandalı olarak kalmayacak...


Nereden mi bu kanıya vardım?
Yasayı o dönemde hazırlayan eski Ticaret Bakanı, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş'un açıklamalarından... Muş dün "Türkiye bir hukuk devletidir. İddialar ciddidir ve savcılıklar tarafından soruşturulmalıdır" diyerek yargısal süreçlerin başlatılması çağrısında bulundu. Hatırlayın, e-Ticaret'te haksız rekabetin ve tekelleşmenin önüne geçerek pazara yeni aktörlerin girişini kolaylaştırmak, pazarın dengeli ve sağlıklı büyümesini sağlamak için çıkarılan yasayı Genel Kurul'da alkışlar eşliğinde geçiren CHP'li vekiller sonra iptal için Anayasa Mahkemesi'ne koşmuştu. Bana kalırsa, hazır pandoranın kutusu açılmışken CHP'nin de bu işin neresinde olduğu araştırılmalı... Hatta o şirketin lobicilik faaliyetleri için ayırdığı iddia edilen 100 milyon dolarlık bütçenin nasıl kullanıldığı...
Merak ediyorum, CHP'ye de çikolata kutuları gitti mi?

Konuyu bundan sonraki süreçte dikkatle takip etmekte fayda var. Seçimden önce apar topar Danıştay'da yasanın alt yönetmeliği iptal edilmişti. Yönetmeliğin yürütmesini durduran Danıştay kararına Ticaret Bakanlığı itiraz etmişti. Temmuzun ilk haftasında CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğü yasayla ilgili Ticaret Bakanlığı sözlü savunma yapacak. Yeni bakan Ömer Bolat'ın önümüzdeki hafta e-ticaret şirketlerini dinleyeceği, konuyu sıkı takip ettiği söyleniyor. Meselenin nereye gittiğini göreceğiz. Ama bakarsınız, yakında TBMM Genel Kurulu'nda Meclis Araştırma Komisyonu kurulur. Kamuoyu da neyin, ne olduğunu daha net öğrenir...

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN