Erdoğan, Sakarya Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen "Sakarya Acil Durum Hastanesi, Büyükşehir Yatırımları ve Eğitim Yatırımları ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni"nde yaptığı konuşmada, yeni başlattıkları 250 bin konut projesi kapsamında Sakarya'ya 2 bin 750 sosyal konut inşa edeceklerini söyledi.
Eski stadın yerini millet bahçesi olarak düzenlerken Serdivan Millet Bahçesi'ni de hizmete açtıklarını anlatan Erdoğan, ulaştırmada 133 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol uzunluğunu 401 kilometreye ulaştırdıklarını kaydetti.
Kuzey Marmara Otoyolu'nun 67 kilometrelik kısmının Sakarya'da yer aldığını aktaran Erdoğan, çevre yolu dahil İznik-Mekece yolunu, Sakarya-Taraklı yolunu ve Geyve-Taraklı turizm bağlantı yolunun kalan kesimlerini yıl sonuna kadar tamamlayacaklarını bildirdi.
Başkan Erdoğan, otoyol bağlantıları başta olmak üzere çok sayıda yol projesini de ilerleyen yıl ve sonraki yıl bitirerek hizmete açacaklarını, daha önce sözünü verdikleri Karapürçek yolunun inşasına da bu yıl başlayacaklarını dile getirdi.
Sakarya'yı hızlı tren ile buluşturmakla kalmadıklarını, hızlı trenin fabrikasını da burada kurduklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Karasu Limanı'nı tamamlayıp işletmeye açtık. Tarım ve ormanda şehrimize 2 baraj, 4 gölet inşa ettik; 3 baraj ve 2 gölet daha inşa ediyoruz. Bugüne kadar inşa ettiğimiz tesislerle 48 bin dekar araziyi sulamaya açtık. Ballıkaya Barajı'nın inşaat çalışmalarında sona yaklaştık. Fiziki gerçekleşmeleri yüzde 60'ı bulan Geyve Doğantepe ve Merkez Beşevler barajları 17 bin dekar araziyi sulayacak. Kışlaköy ve Turgutlu göletlerinin tamamlanmasıyla da 8 bin dekar arazi daha suya kavuşacak. Sakaryalı çiftçilerimize toplam 2 milyar lira tutarında tarımsal destek sağladık."
Sanayi ve teknolojide Sakarya'da son 20 yılda 1 endüstri bölgesi, 5 yeni organize sanayi bölgesi, 1 teknopark, 22 araştırma geliştirme merkezi ve 4 tasarım merkezi kurduklarını anlatan Erdoğan, geçen ay 4 milyar 550 milyon lira yatırım bedeli ve 2 bin 500'den fazla istihdam kapasitesi olan tekstilden makineye, gıdadan mobilyaya 44 yeni fabrikanın Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından hizmete açıldığını anımsattı.
"BİZ ESERLERİMİZLE KONUŞUYORUZ. HİZMETLERİMİZLE KONUŞUYORUZ"
Başkan Erdoğan, şehirdeki aktif sigortalı sayısının 167 binden 326 binin üzerine çıktığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Biz öyle birileri gibi yarısı yalan, yarısı yanlış, bir kısmı da iftiradan ibaret boş laflarla milletimizin vaktini heba etmiyoruz. Biz yapılmış, bitmiş, milletin hizmetine sunulmuş yatırımları, seçim vaadi olarak söyleyerek kendimizi komik duruma da düşürmüyoruz. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Hizmetlerimizle konuşuyoruz. Projelerimizle konuşuyoruz. Yatırımlarımızla konuşuyoruz. Erenler ne diyor; 'Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.' İnşallah 2023'te bir kez daha kimin ülkemizi ve şehirlerimizi eserleriyle şenlendirdiğini, kimin yerinde yeller estiğini göreceğiz.
Birileri ülkeyi yönetmeyi partisindeki hizipleri idare etmekle karıştırıyor. Şimdi malum bir altılı masaları var. Bu altılı masadan bir şey çıkar mı? Bunlar her toplantıda, sadece bir sonraki toplantıyı kimin evinde yapacaklar onu konuşuyorlar, başka bir şey yok. Birileri ülkeyi yönetmeyi, kurdukları masaya oturttukları ve etrafında topladıkları güya gizli ortaklarını idare etmekle karıştırıyor. Birileri ülkeyi yönetmeyi, vesayet tetikçiliğiyle darbe destekçiliğiyle kendilerine emanet edilen kurumları batırmakla karıştırıyor. Ya bu Bay Kemal, Sosyal Sigortalar Kurumunu batıran adam değil mi? Orayı batırdı, batırmakla kalmadı ve nice insanlar, evet Savaş Ay'ın programını izlediyseniz, maalesef Sosyal Sigortalar Kurumunda, hastanelerde ölüm döşeklerinde kaldılar. Yine bunlar parti teşkilatlarından devşirdikleri figüranlarla sokak tiyatrosu oynamakla bu işi karıştırıyor. Halbuki kazın ayağı öyle değil."
Türkiye'nin yönetimine talip olmanın "bu ülkenin ve gerisindeki koskoca bir tarih, medeniyet, insanlık mirasının yükünü omuzlamak" demek olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bunun için önce Türkiye'yi 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla kucaklaşmak gerekiyor. Biz halkımızı seviyoruz. Biz halkımızla beraberiz. Biz halkımızla beraber yürüdük bu yolda. Öyle diyor şair, 'Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz.' Biz böyle bir milletiz. Öyle sıradan değil. Bunun için önce kalbini ve duasını bize yöneltmiş, yüzlerce milyon mazlumun umudu olmak gerekiyor. Bunun için önce, ülkemizi dünyada şanına ve şerefine yakışır şekilde temsil etmek gerekiyor. Bunun için önce Türkiye'nin çıkarlarını her yerde en üst seviyede korumak, kollamak gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
"DÜNYA TÜRKİYE'Yİ KONUŞUYOR"
Başkan Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı'na değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Rusya-Ukrayna arasında savaş var mı? Var. Peki, tarım tahıl koridorunda 4 milyon tonun üzerinde tahılı Karadeniz'den alıp dünyaya dağıtan ülke hangi ülke? Sadece bu mu? Esirlerin takasını, 200 esirin takasını kim yaptı? Türkiye. Aldık ve takası yapıp ülkelerine gönderilmesi gereken yerlere elhamdülillah biz gönderdik. Ve şu anda Rusya, Ukrayna, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, dünya, evelallah kimleri konuşuyor? Bizleri konuşuyor, Türkiye'yi konuşuyor. Küresel krizlere rağmen bu olayı çözmenin gayreti içinde olduk ve bu işi de Rabb'imin lütfuyla başardık."
Ülkenin ve milletin her meselesiyle dertlenmek gerektiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dertli olmak gerekir dertli. Dertli olmayandan bir şey olmaz. Biz dertliyiz. Bizim derdimizde millet var. Biz milletimizin derdiyle dertleniyoruz. Yetmez, bir de üstüne bunları çözmek için gereken mücadele azmine, enerjisine, birikimine, dirayetine sahip olacaksınız. Bu da yetmez. Ayrıca ülkenin ve milletin her meselesini çözecek programa, plana, projeye, beceriye, sabra sahip çıkacaksınız. Buradan 85 milyon vatandaşımın her birine sesleniyorum. Elinizi vicdanınıza koyun. Ekranları başında bizi izleyenlere sesleniyorum. Bu sorunun değerlendirmesini öyle yapın. Türkiye'ye son 20 yılda bunca eseri ve hizmeti bunlar kazandırabilir miydi? Ülkenin bugün yaşadığı sorunları ve sıkıntıları bunlar çözebilir miydi? Gençlerimizin beklentilerine bunlar cevap verebilir miydi?"
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'de şu anda köprülerimiz bangır bangır evelallah, araçlar gidiyor geliyor. Hani ya her taraf ekonomide çökmüştü, batmıştı. Ben şimdi helikopterden o yolları gördüm, araçlar, otomobiller, otobüsler, kamyonlar, tırlar, evelallah tıklım tıklım yollar dolu. Bu bir şeyi gösteriyor, neyi gösteriyor? Ekonomik canlılığı gösteriyor ama gözü olan görür, dili olan hakkı konuşur, kulağı olan da duyar. Bunlarda hiçbiri yok." dedi.
Erdoğan, Sakarya Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen "Sakarya Acil Durum Hastanesi, Büyükşehir Yatırımları ve Eğitim Yatırımları ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni"nde konuştu.
Başkan Erdoğan, bu yıl eğitim öğretim yılı açılış törenini İstanbul Sancaktepe'de Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve milletvekillerinin de katılımıyla yaptığını hatırlatarak, "Rabb'ime hamdediyorum. Sıraların üzerinde kitaplar, yardımcı ders kitapları... Bunlar ücretsiz olarak yavrularımıza takdim edildi. Nereden nereye. Sınıfta kaç öğrenci var biliyor musunuz? 20 öğrenci. Ama biz okurken o sınıflarda 70-80 öğrenci vardı. Nerelerden nerelere geldik. Küresel krizlerin üst üste geldiği fırtınalı süreçten Türkiye'yi bunlar sağ salim çıkarabilir miydi?" diye konuştu.
Yola çıkarken "Türkiye'yi 4 temel üzerinde yükselteceklerini" söylediklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Eğitim, sağlık, adalet, emniyet ve daha sonra ne dedik? Bunlara ilave ulaşım, tarım, demokrasi. Yetmez. Ne dedik? Dış politika. İşte bu dış politikanın da en son tırmandığı nokta neresi? İşte gördünüz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda dünyaya hitap ettik mi? Hitap ettik. Birleşmiş Milletler binasının karşısına Türkevi'ni diktik mi? Allah'a hamdolsun. Artık Birleşmiş Milletler binasının hemen karşısında bizim binamız var. Bütün artık çalışmalarımızı oradan yürütüyoruz. Dikkat ederseniz bunların ülkenin ve milletin herhangi bir sıkıntısının çözümüne dair hiçbir projesini, vaadini duyamazsınız. Teklifini duyamazsınız. Çünkü hem öyle bir dertleri yok hem öyle bir kapasiteleri yok hem öyle bir hazırlıkları yok. Bütün umutlarını küresel krizin ekonomimizdeki etkilerine ve uzunca bir süredir fütursuzca yürüttükleri iftira kampanyalarına bağlamış durumdalar. Ülkemizin ve milletimizin sıkıntılarından medet umacak kadar muvazeneyi yitirmiş vaziyetteler."
"El atına binen tez iner." atasözünü de hatırlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Kendi emeği, kendi gayreti, kendi alın teri olmayan işlere bel bağlayarak iktidar rüyası görenleri, sandıkta sizlerin bir kez daha uyandıracağına inanıyorum. Bu 6'lı masayı gerektiği şekilde millet olarak devirmeye hazır mısınız? Bunu zaten Sakarya söylüyor. Şu anda bu meydan söylüyor. 2023'e giden yolda öyle eskisi gibi siyasi ve toplum mühendisliği ürünü oyunlarla istikameti belirlenecek bir ülke olmadığını bunlara hep birlikte göstereceğiz. Ülkemizin son 8-9 yıldır yaşadığı kesintisiz saldırıların sebebi sadece AK Parti'yi, sadece Cumhur İttifakını, sadece Tayyip Erdoğan'ı iktidardan indirmek değildir. Asıl amaç, Türkiye'yi yeniden siyasetiyle, ekonomisiyle, dış politikasıyla, her şeyiyle, güvenliğiyle malum yerlere, malum güç odaklarına tekrar bağımlı hale getirmektir. Bunların rahatsızlığı bizden değil, Türkiye'nin özgürce kendi politikasını belirliyor, onurluca duruş sergiliyor, üretiyor, büyüyor, gelişiyor olmasındandır. Öyle ki Gezi Olayları'ndan FETÖ'nün ilk büyük hamlesi olan 17-25 Aralık emniyet, yargı, darbe girişimine, PKK'nın çukur eylemlerinden DEAŞ saldırılarıyla sınırlarımızın tacizine, özellikle istikbalimizi hedef alan 15 Temmuz darbe teşebbüsünden ekonomimizi mahvetme tehditlerine kadar son dönemde önümüze konan faturanın gerisinde işte bu gaye vardır."
"TIKLIM TIKLIM YOLLAR DOLU"
Başkan Erdoğan, Sakarya'ya gelirken helikopterden köprüleri gördüğünü belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Allah'a hamdolsun Osman Gazi Köprüsü'nden, bunun yanında Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden, öbür taraftan elhamdülillah İGA'dan uçan yolcu sayısı, Sabiha Gökçen'den uçan yolcu sayısı... Bakıyorsunuz İGA'dan uçan yolcu sayısı 235 bin, öbür tarafta bakıyorsunuz Sabiha Gökçen'den 100 bin. Dünyada havalimanları kapalı, uçuşları doğru dürüst yapamıyorlar ama Türkiye'de şu anda köprülerimiz bangır bangır evelallah, araçlar gidiyor geliyor. Hani ya her taraf ekonomide çökmüştü, batmıştı. Ben şimdi helikopterden o yolları gördüm, araçlar, otomobiller, otobüsler, kamyonlar, tırlar, evelallah tıklım tıklım yollar dolu. Bu bir şeyi gösteriyor, neyi gösteriyor? Ekonomik canlılığı gösteriyor ama gözü olan görür, dili olan hakkı konuşur, kulağı olan da duyar. Bunlarda hiçbiri yok.
Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını Rusya-Ukrayna savaşı herkes gibi bizim ekonomimizde de tabii ki dalgalanmalara yol açtı ama biz Turkovac'ı çıkardık, kendi aşımızı çıkardık. Sadece kendimiz kullanmadık, fakir fukara, garip gureba ülkelere de bu aşıdan gönderdik. Gelişmiş ülkeler dahi bu tablo karşısında gerçekten şaşkına döndüler. Ne yapacağını bilemez halde sağa sola savrulurken biz güçlü altyapımız ve ön alıcı politikalarımızla kendimizi krizlerden olumlu yönden ayrıştırmayı başardık. Daha düne kadar birileri bizi 'Bu kadar yolu, köprüyü, tüneli, havalimanını, hastaneyi, okulu, savunma sanayi projesini, altyapı yatırımını ne yapacaksınız?' diye kendi aklınca itham ediyordu. Şimdi aynı kesimler ülkemizin bu sayede hem krizlerin üstesinden başarıyla geldiğini hem de sürekli hedef büyüterek yoluna devam ettiğini görünce 'Niye daha fazla yapmadınız?' bunu sormaya başladılar."