Darbeci azınlık! İşte CHP'deki burjuvanın en çok konuştuğu konu...

Geçtiğimiz gün Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın darbeci Cemal Gürsel liderliğindeki cuntacılar tarafından idam edilişinin yıl dönümüydü. Türkiye'deki darbelerin oluşturduğu siyasi ve toplumsal yaralar tekrar hatırlanırken darbecilere lanet okundu. Milletin ezici çoğunluğu darbecileri hasım olarak görürken azınlıkta olsa da hala destekleyen bir kesim varlığını sürdürüyor. Darbe etkisinin halen geçmediğini ifade eden Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, "Siyasette, medyada ve onlara destek veren sosyolojide hâlâ ciddi bir darbeci damar var ve canlılığını sürdürüyor." dedi. 15 Temmuz FETÖ'cü kanlı darbe girişimininde tankların arasından sıyrılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile ilgili ses getiren bir bilgi paylaşan Övür, bunun CHP kulislerinde çok konuşulduğunu belirtti. Haberin detayları...

Giriş Tarihi 18 Eylül 2021, 10:12 Güncelleme 18 Eylül 2021, 11:30
Darbeci azınlık! İşte CHP’deki burjuvanın en çok konuştuğu konu...

İÇİNDEKİLER

Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür'ün bugünkü, "CHP ve Cumhuriyet'teki darbeci damar" başlıklı yazısı şöyle:

"100'üncü yılına yaklaştığımız cumhuriyetin üzerindeki en büyük lekelerden biri 1960 darbesiydi. Dün o darbenin katlettiği Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın ölüm yıldönümüydü.

Üzerinden 60 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ ne o acı dindi ne de bu ülke, darbe travmasından kurtulabildi. Kurtulamadı çünkü sadece bürokrasi içinde değil siyasette, medyada ve onlara destek veren sosyolojide hâlâ ciddi bir darbeci damar var ve canlılığını sürdürüyor.

O canlılığın en güçlü adresi de ilk darbeden bu yana hiç değişmedi: CHP... CHP ve CHP yandaşı medya hâlâ darbeler konusunda ikircikli tavrını sürdürüyor.

Bunu en net biçimde 15 Temmuz darbe girişimi gecesi yaşadık. CHP'lilerin bir kısmı o gece Meclis'te darbe girişimine karşı çıkarken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbecilerin milletin üzerine bomba yağdırmasına rağmen kılını bile kıpırdatmadı. Kanlı geceyi TV önünde kahvesini yudumlayarak geçirdi.

Bu aslında sıradan bir tavır değildi ve bugün bu ülkede hâlâ darbe riski varsa sebebi siyasilerin bu tavrıydı. Siyasilerin oluşturduğu bu darbe ekosistemi olmadan darbecilerin harekete geçmesi mümkün değil.

Kılıçdaroğlu bu katkısını bir süre sonra 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine tıpkı FETÖ lideri Gülen gibi "Kontrollü darbe" diyerek daha da güçlendirdi. Bu da doğal olarak CHP'li siyasi aktörleri, CHP destekçisi medyayı ya da darbesever solu heveslendirdi.

Kimi Canan Kaftancıoğlu gibi "seçimle veya başka bir yolla" demeye, kimi Menderes'in sonunu hatırlatmaya, kimi de "İktidara geliyoruz..." diye parmak sallamaya başladı.

İş öyle bir noktaya vardı ki, solun önemli isimlerinden eski ÖDP Başkanı Ufuk Uras bile tehdit edildi. Uras'ın, Sabah Gazetesi'nden İsa Tatlıcan'a yaptığı şu açıklama deyim yerindeyse topa tutuldu. "Benim için 15 Temmuz bir milattır. 12 Eylül ruhuna en büyük darbe 15 Temmuz'da vuruldu."

Solcu birinin böyle bir değerlendirme yapmasından daha doğal ne var? Ama Türkiye'de böyle olmadı. Anında sosyal medya ve Cumhuriyet Gazetesi harekete geçti ve Uras'ı itibarsızlaştırma kampanyası başlatıldı.

Neymiş, 2010 referandumuna, 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasına destek vermiş...

Peki, Cumhuriyet Gazetesi bundan neden rahatsız oldu?

Cumhuriyet'te darbeci bir damar olduğu biliniyor ama sanıyorum Alev Coşkun'un kovmakla övündüğü FETÖ'cü damar hâlâ canlılığını sürdürüyor.

KILIÇDAROĞLU'NUN KORUMA MÜDÜRÜ, TANKÇI ALBAYLA GÖRÜŞTÜ MÜ?

Söz 15 Temmuz darbe girişimi gecesine gelmişken, o gece CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Atatürk Havalimanı'nda tankların arasından nasıl ayrılıp gittiği, darbecilerle kimin konuştuğu hep soru işareti olarak kaldı. Kılıçdaroğlu'nun yanındaki birinin Genelkurmay'dan biriyle görüştüğünü o günlerde yazmıştım. Ama tankların VIP önünden çekilmesini kimin sağladığı meçhuldü. Şu sıralarda CHP kulislerinde çok konuşulan bir isim var..."