
Yeniakit yazarı Ali Karahasanoğlu'nun dolar kuru üzerinden ekonomiyi hedef alan tetikçi medyaya ilişkin çarpıcı yazısı şöyle:
Muhaliflerin yaptığı gibi yapmaya kalkarsak..
Olayları; anlık değerlendirmeye kalksak.
Öncesindeki verilerden bağımsız olarak yorumlayacak olursak..
Öncesini ilaveten, sonrasını da tahmin ederek birlikte değerlendirip yorum yapmayacak olsak..
Kısacası, muhataplarımız gibi utanmaz olsak..
Yalancı olsak, sahtekarlık yapsak..
Dolardaki son değer değişikliği karşısında..
Hemen harekete geçip, "Uçuyoruz, uçuyoruz. Türkiye şaha kalktı.. Amerika'yı bile dize getirdi" diye manşetler atmamız lazım..
Öyle ya..
Ortada ekonomik hiçbir olumsuz tablo olmadığı halde.
Üç tane faizcinin operasyonu ile..
Dolar 6.9'lardan kısa bir zaman diliminde 8.5 TL'ye kadar çıktığında..
"Ekonominiz batmış. Mahvolmuşsunuz. AK Parti ülkeyi iflasa sürükledi. Her şey ateş pahası... Eskiler 'soğan ekmek yer, ayakta dururuz' derlerdi. Şimdi soğan alacak paramız da yok" söylemleri yapıldığında..
Verdiğimiz cevaplar dikkate alınmayıp, "Gerçekler ortada" diyenler..
Manşet üstüne manşet atıp, "TL'nin değeri, üç ayda % 30 azaldı.. Maaşlara yapılan zam, daha bir ayda eridi gitti" diye devam eden sahtekarlar gibi yapacak olsak..
Şimdi doların 8.5 TL'den 6.95'e kadar indiğinde de.
Bizim aynı amigo tavır ile..
Aynı sahtekarlıkla..
"Türkiye uçuyor.. Dolar, TL karşısında iki ayda % 20 değer kaybetti. ABD'yi bile ezdik geçtik" diye manşetler atmamız lazım..
Ama dürüstseniz..
Böyle bir başlığın, okuyucuyu aldatmak olduğunu bildiğiniz için.
Bu şekilde manşet atamazsınız.
Atmamalısınız..
Çünkü TL, daha 6-7 ay öncesinde zaten 6.95 seviyelerinde idiyse..
Sonrasında, dış güçlerin bazı amaçları gerçekleşmediği için, Türkiye üzerinde yürüttükleri bazı operasyonlarla doları 8.5 TL'ye çıkarmışlar ise..
Bu çıkışa da biz, o günlerde "Şişirme fiyat" demiş isek..