Fakat bu yaptırımları çok hassas bir şekilde hedef aldıklarını belirten Satterfield, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk savunma sektörünü bir bütün olarak etkilemeyi değil, daha çok Savunma Sanayii Başkanlığına özel lisansları hedefledik. Bu adımı üzüntüyle atmak zorunda kaldık. Bir yıldan fazla bir süredir Türkiye'nin S-400'ü satın almasının yarattığı soruna başka bir tatmin edici çözüm bulmanın mümkün olacağını umuyorduk. Sonunda bu mümkün değildi ve ocak ayı sonunda ABD yasasını uyguladık. Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, CAATSA yaptırımlarından feragat edilebilmesi için Türkiye'nin S-400'e sahip olmamasını şart koşmaktadır. Bu yeni ve çok daha katı bir yasal gerekliliktir ancak ABD'nin yasasıdır. Burada bir şey açıklığa kavuşturmak istiyorum. Çalışma grubu yok, olmayacak. Bu, ABD mevzuat ve yasalarının uygulanmasına ilişkin bir konudur. S-400 sorununun çözülebilmesini umuyoruz ancak mümkün değilse, uyguladığımız yaptırımlardan doğrudan etkilenmeyen iş birliğimizin tüm alanlarına odaklanmaya devam edeceğiz."
"(TÜRKİYE- YUNANİSTAN ARASINDAKİ) GÖRÜŞMELERİN DEVAM ETMESİNİ İSTERİZ"
Satterfield, Türkiye ve Yunanistan arasındaki istişari görüşmelerin 61. turunun İstanbul'da gerçekleşmesini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Atina'da yapılması planlanan bir sonraki turun yakında gerçekleşmesini umuyoruz. Bu, çok olumlu bir gelişme ve ABD bu gelişmeyi mümkün olan en güçlü şekilde destekliyor. Avrupa ve uluslararası toplumun da bu görüşte olduğunu düşünüyorum. Bu görüşmelerin devam etmesini isteriz. Her iki devletin de güvensizlik yaratan ve tırmanma veya çatışma potansiyeli yaratabilecek tek taraflı eylemlerden kaçınma çabalarının devam ettiğini görmek isteriz."
Satterfield, Türkiye'nin böyle bir atmosfer yaratmak için aldığı önlemleri ve Yunanistan'ın çabalarını takdir ettiklerini vurguladı.
Uzun süredir devam eden, zor ve karmaşık sorunların iyi niyetle, sürekli çaba ve kararlılıkla çözülebileceğini söyleyen Satterfield, "Daha önce daha karmaşık ve zor durumlarda bunu gördük. Burada da olabileceğinden umutluyuz." diye konuştu.
"LİBYA SİYASİ DİYALOG FORUMUNU DESTEKLİYORUZ"
Satterfield, Libya meselesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Hepimiz Libya'daki siyasi değişim meselesiyle ilgileniyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) önderliğindeki Libya Siyasi Diyalog Forumunu destekliyoruz. Bu, BM sürecini desteklemek, Libya'da istikrarın yeniden sağlandığını görmek, yıl sonunda nihai seçim hedefi için yapılan hazırlıkları görmek ve tüm yabancı güçlerin çekilmesi herkesin yararına." ifadesini kullandı.
Bölgedeki gelişmeler konusunda ihtiyatlı şekilde iyimser olduklarını dile getiren Satterfield, "Günün hepimize ne getireceğini göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'DE YENİ YÖNETİM
Büyükelçi Satterfield, yeni ABD yönetiminin, Türkiye'yi ilgilendiren bir dizi uluslararası meseleye ilişkin politika yaklaşımlarını formüle edeceğini belirterek, ABD Başkanı Joe Biden'ın, NATO ve NATO ittifakına yönelik transatlantik ilişkiler için ABD yönetiminin güçlü desteğini tekrar teyit ettiğini hatırlattı.
ABD'nin, Avrupa ile ilişkiler, Avrupa Birliği (AB) fikri ve Türkiye-AB arasındaki yakın bağları şiddetle teşvik ettiğini söyleyen Satterfield, bunun yeni bir mevzu olmadığının altını çizdi.
Satterfield, "Bu hem ABD'nin hem de Türkiye'nin çıkarına ve bu konuda yardımcı olmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz." dedi.
Büyükelçi Satterfield, İran'la ilişkiler konusuna ilişkin de yeni ABD yönetiminin, küresel toplum için son derece karmaşık olan bu zorluğa karşı bir yaklaşımı formüle edeceğini kaydetti.
Yeni ABD yönetiminin ilerleyen dönemde birçok konuya yöneleceğine işaret eden Satterfield, "Radikal aşırıcılık konusunda devam eden endişeler, Suriye, İran ve bölgedeki diğer yerler, bunların hepsi ABD'nin üstleneceği meseleler olacak." ifadesini kullandı.
15 TEMMUZ AÇIKLAMASI
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i ABD'de sakladıklarını görmezden gelen Satterfield, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "15 Temmuz darbe girişiminde ABD'nin rolünün olduğuna ilişkin" sözlerine işaret etti. Satterfield, "Üst düzey Türk yetkililerinin, 2016 yılı dahil olmak üzere Türkiye'de gerçekleşen bir dizi gelişmeden ABD'yi sorumlu tutan değerlendirmelerinden endişe duyuyoruz." ifadelerini kullandı.
SAPKINLARI SAVUNDULAR
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price'ın da bu konuda açıklama yaptığını hatırlatan Satterfield, "Bunlar, asılsız iddialar. Bir müttefikin ve stratejik bir ortağın sorumluluk taşıyan beyanları değiller. Esefle karşılıyoruz." ifadesini kullandı.
Satterfield, Türkiye'de ya da dünyanın neresinde olursa olsun LGBTQI karşıtı açıklamaları da esefle karşıladıklarını belirtti.
HALK BANKASI DAVASI
ABD'deki Halk Bankası davasına ilişkin ise Satterfield, "New York Güney Bölgesi'nde Halk Bankası davasıyla ilgili adli süreç, yalnızca ABD mahkemelerinin meselesidir. Bu, ABD yönetiminin meselesi değildir." diye konuştu.
PKK DESTEĞE DEVAM EDECEKLER
Büyükelçi Satterfield, ABD'nin önceki Başkanı Donald Trump döneminde Suriye'nin kuzeyinde YPG/PKK'ya verilen desteğin, ABD'de yeni yönetim tarafından da Türkiye'nin itirazlarına rağmen devam edip etmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, "ABD'nin politikası değişmedi. DEAŞ'ın kuzeydoğu Suriye'de oluşturduğu tehditle, tıpkı bölgenin başka yerlerinde de bu tehdidi ele almak üzere çalıştığımız gibi mücadele etmeye devam ediyoruz. Bu mücadelede, kuzeydoğu Suriye'de, SDF ile çalışmaya devam ediyoruz." yanıtını verdi.