Gazeteci Yazar Şule Yüksel Şenler'e veda | Başkan Erdoğan'dan duygulandıran sözler

81 yaşında hayata veda eden usta yazar Şule Yüksel Şenler bugün Eyüpsultan Camii'nden son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine katılan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Şule Yüksel Şenler'in tabutuna omuz verdi. Başkan Erdoğan, "Kendisi adına da burada inşallah bir kütüphane yapmak suretiyle kabrini ziyaret etmek, kütüphanede hatırasıyla hemhal olmak suretiyle kendisini daha mutlu kılacağız inşallah." dedi.

Giriş Tarihi 29 Ağustos 2019, 13:16 Güncelleme 29 Ağustos 2019, 14:54
Gazeteci Yazar Şule Yüksel Şenler’e veda | Başkan Erdoğan’dan duygulandıran sözler

İÇİNDEKİLER

İstanbul'da tedavi gördüğü hastanede 81 yaşında hayatını kaybeden yazar Şule Yüksel Şenler, Eyüpsultan Camii'nden son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze namazı öncesi, manevi kızı Ayşe Yosunkaya, yakınları ve AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı, Şenler'in tabutu başında bekledi. Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldı. Erdoğan cenaze namazının ardından duygulandıran bir konuşma yaptı.

İşte Başkan Erdoğan'ın açıklamasından satır başları:

MİRASI ÇOK BÜYÜK VE ANLAMLIDIR
"Değerli kardeşlerim, saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler Kıbrıs'ta başlayıp İstanbul'da tekamül eden, sonra tüm Türkiye'yi ve dünyayı etkisi altına alan bir mücadele insanının cenazesi vesilesiyle bir arada bulunuyoruz. Hakkı ve hakikatı haykırmakla geçen ömrü dün nihayete erdi. Pek çok kadının ve elbette erkeğin hayatında dönüm noktası olacak bu azim, mücadele, inanç abidesini son yolculuğuna rahmetle, salavatla, şükranla, hüzünle uğurluyoruz. Mirası gerçekten çok büyük ve anlamlıdır. Özellikle de kendisinin yaşadığı dönemde STK hareketlerini İslami kesimde en öne çıkarabilen isimlerden bir tanesi olmuştur Şule Yüksel Şenler hanımefendi.

İdealist Hanımlar Derneği ile yürüttükleri mücadele genç kızlarımız için adeta bir idol olmasını da ortaya koymuştur. Seher Vakti dergisi ile de o zamanlar özellikle İslami kesimde kalemşorlerimizin yer aldığı bir dergi olması bakımından malum bazı çevreleri rahatsız etmesi, bizi de mutlu etmesi bakımından çok çok önemliydi. Tamamen kendi iradesiyle yöneldiği hak ve hakikat yolu onun duruşuyla dikenler arasında adeta bir gül haline getirmiştir kendisini.

BAYRAK ŞAHSİYETTİ
Dayatılan şekilde değil de inancının gereği doğrultusunda yaşayan biri olması onu son dönemin bayrak şahsiyetlerinden biri kılmıştır.

Onu horlayanların, zindana atanların hiçbiri bugün anılmıyor. Ancak kendisi nesiller boyu hatırlanacak. Kendisine rahmet diliyorum yetiştirdiği nesillere ve Türk milletine başsağlığı dileklerinde bulunuyorum. Kendisini Rabbim, Hatice validemize, Aişe validemize komşu kılsın.

ADINA MÜZE VE KÜTÜPHANE AÇILACAK
Kendisi adına da burada inşallah bir kütüphane yapmak suretiyle kabrini ziyaret etmek, kütüphanede hatırasıyla hemhal olmak suretiyle kendisini daha mutlu kılacağız inşallah. Ruhu için tekrar el Fatiha...

HAYATI MÜCADELEYLE GEÇEN İSİM: ŞULE YÜKSEL ŞENLER
Pek çok konuda ilkleri yaşamış, tavizsiz bir isim olarak öne çıkan ve hayatı mücadelelerle geçen Şule Yüksel Şenler, 29 Mayıs 1938'de Kayseri'de dünyaya geldi.

Aslen Kıbrıslı olan ve küçük yaşlardayken ailesinin İstanbul'a göç ettiği Şenler, Koca Ragıp Paşa İlkokuluna giderken ailenin ekonomik durumu bozuldu.

Annesi kalp krizi geçirip yatağa düşünce Şenler, öğrenimini ortaokul ikinci sınıfta bırak zorunda kaldı.

Ermeni bir terzinin yanında çalışmaya başlayan Şenler'in bu tecrübesi, onun ileride kendi başörtüsü modelini tasarlamasına öncülük etti.

Yazı hayatına 14 yaşında Yelpaze Dergisinde hikayelerle başladı. Asıl adı Yüksel olan Şenler, yazılarında isminin önüne Şule'yi ekleyerek erkek olmadığını vurgulamak istedi. Böylece yazı hayatında Şule Yüksel adıyla tanındı ve ünlendi.

Şenler, 21 yaşında da gazetecilikle tanıştı. İlk köşe yazılarını Kadın gazetesinde "Duyuşlar" adı altında kaleme aldı.

Amansız bir hastalığa yakalanıp hastanede tedavi altına alınan ağabey Özer Şenler'in kendisine "Risale" okumasını tavsiye ettiği Şenler'in örtünme ve namaz kılmaya yönelimi başlamış oldu.

Şenler, 1965'te görüntüsüyle düşüncelerinin uymamaya başladığından hareketle tesettüre girdi. Ardından Mehmet Şevket Eygi'nin çıkardığı Yeni İstiklal Gazetesinde yazılar kaleme aldı.

Buradaki yazılarından ötürü Şenler'e birçok kez dava açıldı. Türk Kadınlar Birliği'nin şikayeti üzerine hakkında açılan davayla birlikte Şenler'in hayatında yeni bir süreç başladı.

KONFERANSLARIYLA 1960-70'Lİ YILLARA DAMGASINI VURDU
Şenler, başörtü konusunun eğitimli Müslüman kadının hayatına girmesine vesile olurken, gerek yazıları gerekse konferanslarıyla da 1960-70'li yıllara damgasını vurdu.

Anadolu'yu dolaşarak verdiği konferanslarla tartışmalar başlattı. Onu taklit eden genç kızların başlarını aynı şekilde örtmesi sonucu bu tartışmalar daha da alevlendi ve Şenler'in örtünmesi gibi başlarını bağlayan kadınların sayısı sürekli arttı. Bunun üzerine bu tür örtünmeye "Şulebaşı" denildi.

Şenler'in yazıları da büyük ses getirmeye başladı ve bunun üzerine yayın hayatına 1960'da başlayan Bugün Gazetesi'nin yazar kadrosunda yer aldı.

Kadın gazetecilerin parmakla gösterildiği bir dönemde üstelik başörtülü bir kadın gazeteci olarak dikkatleri üzerine çekti.

Konferans, yazı hayatı derken Şenler, ağabeyiyle birlikte çıkardığı "Seher Vakti'nde" modern başörtüsü ve pardösü modelleri de çiziyordu. Bu modeller, Anadolu'da genç kızlar arasında çığ gibi yayıldı. Başını örten kızlar, üniversitelerde de bu şekilde okumak istedi.

AFFI REDDEDİP, CEZASINI SONUNA KADAR ÇEKTİ
1971 yılında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, "Sokaktaki örtülü kadın ve kızların öncüleri cezalarını çekecekler." diyerek Şenler'i işaret etti.

Bunun üzerine Şenler, Sunay'a hitaben bir mektup yayımlayarak "Cumhurbaşkanının Allah'tan ve milletten özür dilemesi gerektiğini" savundu. Bunun üzerine Şenler, Cumhurbaşkanına hakaretten ötürü tutuklandı ve 8 ay cezaevinde kaldı.

Böylece 4 yıldır sürdürdüğü Bugün gazetesindeki yazarlığı son buldu. Cevdet Sunay, iki ay sonra Şenler'i affetti. Ancak Şenler, affı reddetti ve Bursa Cezaevinde cezasını sonuna kadar çekti.

Cezaevinden çıktıktan sonra Türkiye'nin dört bir yanına dolaşarak konferanslar vermeyi sürdürdü. Hür Söz, Yeni İstiklal, Babıalide Sabah gazetelerinde kadın sayfaları hazırladı. Bugün gazetesinde 1967-71'de köşe yazarlığı yaptı. Seher Vakti Dergisi'nin başyazarı oldu. 1980'den sonra Zaman ve Milli Gazete'de yazdı.

ROMANI, FİLM VE DİZİLERE KONU OLDU
Şenler'in, Huzur Sokağı adlı eseri, Yücel Çakmaklı'nın yönettiği İzzet Günay ve Türkan Şoray'ın rol aldığı Birleşen Yollar adlı filme konu oldu.

Huzur Sokağı adlı romanı daha sonra aynı isimle bir televizyon kanalında dizi olarak izleyiciyle buluştu. Şule Yüksel Şenler ilerlemiş yaşına ve rahatsızlığına rağmen ara ara gazete ve dergilerde çeşitli yazılar kaleme alarak yayın alanındaki faaliyetlerini sürdürmeye çalıştı.

Huzur Sokağı'nın yanı sıra Şenler, Gençliğin Izdırabı, Hidayet, Bize Ne Oldu, İslam'da ve Günümüzde Kadın, Duyuşlar, Her şey İslam için, Uygarlığın Göz yaşları, Kız ve Çiçek, Sağ El, Bir Bilinçli Öğretmen ve Yılanla Tilki gibi eserleri de kale aldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan'ın evliliklerine ara bulucu olduğu belirtilen Şenler'in hayatı, gazeteci Demet Tezcan tarafından, "Bir Çığır Öykü: Şule Yüksel Şenler" isimli kitap ile kaleme alındı.

Bu denli aktif bir yaşamdan sonra 15 yılı hastalıklarla mücadele ederek geçiren Şenler, bugün yaklaşık 8 aydır tedavi gördüğü Bağcılar Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nde hayatını kaybetti.