On iki yıl didindi gece-gündüz çalıştı!
Hayatını hiçe sayarak her tür vesayeti
kaldırdı, ülkenin çehresini değiştirdi!
Türkiye'nin önünü açtı, düzeltmek
için gayret sarf edilmedik-el atılmadık
sorun bırakmadı! Doğrusu bu ya,
bu topraklar o'nun gibi bir Başbakan
ne gördü, ne de bundan sonra görür…
…
Kararlı, dümdüz, delikanlı tavrından
dolayı toplumun kendisine hayranlık
duyması da gayet normaldir!
…
Kendisine yöneltilen cılız eleştiriler
dahi, zaten yiğitliği-icraatlarıyla ilgili
değildir!
Muhalif görünenler, bu konuları ağza
bile almamakta, kuru iftira dışında da
ellerinden başka şey gelmemektedir…
…
Buna, farklı partileri tuttuklarını
sananlar, hatta tuttuklarını sandıkları
partilerin genel başkanları da dâhildir!
…
Aslında, onların da bilinçaltında,
'Tayyip Hayranlığı' yatmaktadır!
Gece, uyumadan önce, ihtimal ki
hayal kurup o'nun gibi olabilmeyi
düşlemektedirler…
Rüyalarında da, kendilerini büyük
olasılıkla;
'Perez'e posta koyarken!'…
'Düşük enflasyonu ya da rekor
büyümeyi kürsüde açıklarken'…
'Tıklım tıklım meydanda, coşkulu
kalabalıklara hitap ederken'…
'Ağzına kadar dolarla, altınla dolan
hazine rakamları hakkında basına
bilgi verirken' görmektedirler…
…
Maalesef tam bu esnada da uyanıp,
açıkta kalan popolarını pike ya da
yorganla örtmektedirler!
(Bu tip rüya görene, bilirsiniz halk
arasında, 'popon(!) açıkta kalmış
herhalde!' denir…)
…
'Amerika gibi olduk' diyebilmeye
öyle pek bir zaman kalmadığı gerçeği
karşısında da hayıflanmaktadırlar!
…
Bu arada hemen belirtelim;
ABD dünya lideri konumdadır ve
ordusu da, 'maaşlı gönüllü' ya da
'tamamen profesyonel' kadrolardan
oluşmaktadır…
…
Bu geçiş sağlanana kadar, hele bir de
'Bedelli' çıkarılıp, 803 bin kişinin bu
sorunları da çözümlenirse, sandık da
coşacak, Cumhurbaşkanlığı öncesi
geri bırakılan konu da kalmayacaktır!
…
Sonra mı?
…
Sonrası "Şam'da Kayısı"…
…
Yani…
"Ver elini Çankaya!"…