TÜSİAD'dan Merkez Bankası'na "faizleri indirmeyin" baskısı! Simone Kaslowski'den zamanlaması manidar açıklama

18 Kasım'da yapılacak Merkez Bankası toplantısı ile Kasım ayı faiz kararı netleşmiş olacak. TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, Merkez Bankası'nın faiz kararına günler kala dikkat çeken bir açıklamada bulundu. Kaslowski'nin mesajları, kritik haftaya girerken "faiz indirmeyin baskısı" olarak yorumlandı.

Giriş Tarihi 13 Kasım 2021, 16:40 Güncelleme 13 Kasım 2021, 16:51
TÜSİAD’dan Merkez Bankası’na faizleri indirmeyin baskısı! Simone Kaslowski’den zamanlaması manidar açıklama

İÇİNDEKİLER

Merkez Bankası faiz kararı toplantısı, pek çok yatırımcı tarafından yakından takip ediliyor. Merkez Bankası faiz kararı, önümüzdeki günlerde yapılacak Merkez Bankası toplantısı ile Kasım ayı faiz kararını netleştirmiş olacak. Her ay belli aralıklarla toplanan Merkez Bankası'nın, yapacağı toplantıda faiz hakkında nasıl bir karar alacağı PPK toplantısı ile netlik kazanacak. Para Piyasası Kurulu tarafından değerlendirilen faiz kararı, Ekim ayı için 200 baz puan indirme kararı almıştı. Gözler şimdi bu ayki açıklanacak karara çevrildi. Toplantı 18 Kasım 2021 tarihinde gerçekleşecek.



FAİZCİ TÜSİAD YİNE DEVREDE
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, faiz kararı öncesi konuştu. "Piyasayı canlandırmanın yolunun faizi düşürerek olamayacağını artık hepimiz görmüş olmalıyız" açıklamasında bulunan Kaslowski'nin sözleri, Merkez Bankası'nın kritik faiz kararı haftasında baskıcı bir mesaj olarak algılandı.

"Türkiye'de enflasyon dinamiklerinin 2015'ten itibaren bozulduğunu" iddia eden TÜSİAD Başkanı, "Bazı dönemler doğru politikalara dönme çabamız olsa da buralarda sabırlı davranamıyoruz. Sürekli olarak faiz indirimlerinde aceleci davranıyoruz. Şimdiki sürecin geçtiğimiz 5-6 yıldan en önemli farkı şu ki, artık dünyada da enflasyon var. Rüzgâr arkamızdan esmiyor. Bu mücadelede önümüze gelen her fırsatı kaçırdık maalesef. Şimdi de global koşullar bizi çok daha zorlu enflasyonist bir ortama sokuyor. Fiyat istikrarı olmadan büyüme sağlayamayız. Cümlelerimizde fiyat istikrarı olsa da, buraya giden yöntemlerimiz sürekli başarısız olmakta. Bu da ülkemizde alım gücünü belirgin düşürmekte. Sürdürülebilir bir tüketici talebinin alım gücünün olmadığı bir ortamda, yatırım ve üretim kararı almak ne kadar mümkün olabilir? Piyasayı canlandırmanın yolunun maalesef sadece faizi düşürerek olamayacağını artık hepimiz görmüş olmalıyız" ifadelerini kullandı.

MERKEZ'İN SON KARARI SONRASI AÇIKLAMA ŞU ŞEKİLDEYDİ;

"Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanmaya rağmen yakın dönemde açıklanan güven endeksleri, salgının etkisiyle gerilemeye başlamıştır. Aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.



Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir.Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede politika faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir.

Kurul, ayrıca iklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır.



TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.

Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN