Türkiye ekonomisinin geleceğine "mim" konuldu: Türkiye'yi IMF cenderesine sokmak isteyen çevrelere geçit yok!

Başkan Erdoğan, dün yaptığı açıklamada Ekonomi Reform Paketi'nin detaylarını paylaştı. Paket, iş dünyası tarafından heyecanla ve memnuniyetle karşılandı. Sabah Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, reform paketine ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Müderrisoğlu yazısında şu ifadelere yer verdi: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı, "Ekonomi Reformları Çerçeve Belgesi'nin en önemli yönü nedir?" diye sorulsa, verilecek cevap nettir: "Yerli ve milli kapasitesiyle yazılmasıdır!" Ki eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da 2018-2020 döneminde "Yeni Ekonomi Programı"nı uygularken, Türkiye'yi IMF cenderesine sokmak isteyen çevrelere geçit vermemişti. Böylece... "Hükümet, özgün reform programını hazırlayabilir, yapısal tedbirlerini alabilir ve bir takvime bağlayarak neticelerini takip edebilir" kararlılığı dün olduğu gibi bugün de teyit edildi.

Giriş Tarihi 13 Mart 2021, 13:14 Güncelleme 13 Mart 2021, 13:26
Türkiye ekonomisinin geleceğine mim konuldu: Türkiye’yi IMF cenderesine sokmak isteyen çevrelere geçit yok!

İÇİNDEKİLER

Sabah Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu'nun köşe yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı, "Ekonomi Reformları Çerçeve Belgesi'nin en önemli yönü nedir?" diye sorulsa, verilecek cevap nettir:

"Yerli ve milli kapasitesiyle yazılmasıdır!"

Ki eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da 2018-2020 döneminde "Yeni Ekonomi Programı"nı uygularken, Türkiye'yi IMF cenderesine sokmak isteyen çevrelere geçit vermemişti.


Böylece...

"Hükümet, özgün reform programını hazırlayabilir, yapısal tedbirlerini alabilir ve bir takvime bağlayarak neticelerini takip edebilir" kararlılığı dün olduğu gibi bugün de teyit edildi.

Bir diğer nokta ise Türkiye ekonomisinin geleceğine "mim" konulmuş olmasıdır!



"O nedir?" diye merak eden varsa, açılımı şudur:
"İstiklal ve İstikbal" temeli üzerine bina edilen reformların ana hedefidir.
Yani, "Milli İstihsal Mücadelesi'dir!" (MİM)


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anlatımlarının özünde ise asla akıldan çıkarılmaması gereken bir reçete vardır.

"Faiz-Kur-Enflasyon-Cari Açık" sarmalına itilmek istenen Türkiye'nin sergilediği bu direncin formülü, "Yatırım-Üretim-İstihdamİhracat" odaklı politikalarda gizlidir!

Bu politikalar, "sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli büyüme", "rekabetçi ve katma değerli dış ticaret", "yaygın ve nitelikli istihdam" ile "düşük, tek haneli enflasyon" bağlamıyla anlam ve değer kazanmaktadır.



Ayrıca...
Cumhurbaşkanı, "yeni hükümet sistemine" özel bir parantez açmış ve milletin sistemik tercihinin, "demokratik ve ekonomik kalkınmanın temel şartlarından olan siyasi istikrarı kurumsallaştırmasını" özellikle vurgulamıştır!

Ekonomik Reform Çerçevesi'nin kimilerine yeni gelebilecek terminolojisi ve hedefleri de söz konusudur...

Yeşil tahvil, kitlesel fonlama, dijital tarım pazarı gibi kavramlar çağın gereğidir...

Bağımsız Piyasa Gözetim ve Denetim Kurulu oluşturulması, Yatırım Uyuşmazlıkları Çözüm Mekanizması kurulması ise hayatın akışının doğal sonucudur.

Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun, cumhurbaşkanı yardımcısı başkanlığında organize edilmesi ise hızlı ve esnek karar alma iddiasının mutlak karşılığıdır.



Finans sektörü ile reel sektörün kesişim noktasında Operasyonel Yeniden Yapılandırma Sistemi'nin getirilmesi de ekonominin dinamizmi için adeta zorunluluktur.

Ek olarak...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Savunma Sanayi Başkanlığı'nın başarısını gözeterek, Türkiye için kritik önemde gördüğü Sağlık Endüstrileri ile Yazılım ve Donanım alanında doğrudan kendisine bağlı iki "Başkanlık" tesis etmesi de stratejik yaklaşımının en çarpıcı özetidir.

Reform dokümanında, farklı bakanlıkların cumhurbaşkanı nezdinde farkındalıklarını artırma gayreti adına zaten yapmaları gereken bazı işleri satır aralarına yerleştirmesi dikkatli gözlerden kaçmamıştır. Böyle de olsa, kurumların yapısal dönüşüm için bağlayıcı taahhüt altına girmesi kıymetlidir.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN