Ekonomide yeni dönem adımları ve söylemleri ile Türkiye piyasalarında bir rahatlama gözlendi. Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın göreve gelmesiyle beraber ilk yaptığı açıklama fiyat istikrarı oldu. Ardından bankalarla yapılan görüşmelerle iletişim kanallarının açık olacağı mesajı verildi.
Merkez Bankası, her söyleminde fiyat istikrarını vurgu yaparak, para politikasında sıkılaşma sinyali verdi. 19 Kasım'da gerçekleşen Para Politikası Kurulu'nda Naci Ağbal'ın başkanlığında ilk faiz kararı çıktı. Merkez Bankası politika faizini piyasa beklentisi doğrultusunda 475 baz puan artırarak yüzde 15'e çekti. Tüm fonlamanın ise temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar verdiğini duyurdu.
SÖYLEMLER REALİZE OLDUKÇA PİYASALARA GÜVEN GELDİ
Merkez Bankası'nın enflasyon hedefleme stratejisi söylemlerinin realize olması güven verirken, piyasa beklentileri doğrultusunda gelen faiz kararı öngörülebilirliği artırdı. Tüm fonlamanın ise bir hafta vadeli repo faizi üzerinden yapılması da sadeleşme anlamı taşıyordu. Merkez Bankası, Aralık ayı Para Politikası Kurulu toplantısı gerçekleşti. Merkez, piyasa beklentisinin üst kanalından 200 baz puan faiz artırımı yaparak, net ve güçlü bir parasal sıkılaştırmaya gitti.
Faiz karar metninde, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, 2021 yıl sonu tahmin hedefini göz önünde bulundurularak bu kararın alındığı ifade edildi.
Faizin enflasyon üzerine çıkmasıyla beraber Merkez Bankası piyasaların öne geçmiş oldu. Böylece TL'de reel getiri enflasyonun üzerinde pozitif tarafa geçti.
TÜRKİYE'NİN RİSK PRİMLERİ GERİLEDİ
21 Nisan tarihinden beri dalgalı bir seyir izleyen Türkiye'nin risk primi (CDS) 550 baz puanlardan 350 baz puanın altına gerileyerek, 9 ayın en düşük seviyesini gördü. Merkez Bankası Naci Ağbal, sermaye girişlerinin güçlü hale gelmesi ve dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi için risk priminde istikrarlı bir düşüş eğilimi gerektiğinin altını çizdi.