ABD'de gizli rapor deşifre oldu: İstihbarat yurttaşların kişisel verilerini özel şirketlerden satın alıyor!

ABD hükümetinin mobil telefonlar ve sosyal medya şirketleri üzerinden vatandaşların kişisel verilerini kullanması artık tüm dünya tarafından biliniyor. Geçtiğimiz aylarda konuyla ilgili açıklama yapan sosyal medya Twitter'ın patronu Elon Musk ABD hükümeti ile kendisinden önceki yönetim arasında yaşanan yazışmaları deşifre ederek, tüm bilgilere ulaşıldığını açıklamıştı. Yaşanan bu gelişmelerin ardından gizliliği yeni kaldırılan bir ABD istihbaratı raporu, ABD istihbarat kurumlarının kendi yurttaşları hakkında önemli miktarda "hassas ve özel bilgi" topladığını ortaya çıkardı. Rapor, ABD yönetiminin verileri yasal sistem yoluyla elde etmek yerine görünüşe göre özel şirketlerden satın alarak gizlilik korumalarını atlatabileceğine inandığı bir dönemde, Amerikalıların kişisel verilerinin ne ölçüde risk altında olduğunu vurguluyor. Raporda bu verilerin, ABD yurttaşları hakkında istihbarat toplamayı amaçlayan yabancı ülkelerin hedefi haline gelebileceği ve tek başına bilgi toplamanın bile Amerikalıları şantaj ve kamuoyu önünde küçük düşürülmeye karşı savunmasız kıldığı da belirtiliyor.

Giriş Tarihi 16 Haziran 2023, 17:55 Güncelleme 16 Haziran 2023, 18:22
ABD’de gizli rapor deşifre oldu: İstihbarat yurttaşların kişisel verilerini özel şirketlerden satın alıyor!

İÇİNDEKİLER

Sosyal medya Twitter'ın patronu Elon Musk, ABD hükümeti ile kendisinden önceki yönetim arasında yaşanan yazışmaları deşifre ederek, tüm bilgilere ulaşıldığını açıklamıştı. Gizliliği yeni kaldırılan bir ABD istihbaratı raporu, ABD istihbarat kurumlarının kendi yurttaşları hakkında önemli miktarda "hassas ve özel bilgi" topladığını belirtiyor.

YASAL DEĞİL ÖZEL ŞİRKETLERDEN SATIN ALIYOR
Geçen yıl ocakta tamamlanan ama Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisi'nin (Office of the Director of National Intelligence/ODNI) cuma günü gizliliğini kaldırarak yayımladığı rapor, ABD yönetiminin verileri yasal sistem yoluyla elde etmek yerine görünüşe göre özel şirketlerden satın alarak gizlilik korumalarını atlatabileceğine inandığı bir dönemde, Amerikalıların kişisel verilerinin ne ölçüde risk altında olduğunu vurguluyor.

ABD HÜKÜMETİ ARAMA EMRİ OLMADAN KULLANABİLİR
Uzmanlar, şirketlerin yurttaşlar hakkında topladığı verileri satın alma uygulamasının özel hayatın gizliliğine karşı büyük bir tehdit oluşturduğunu düşünüyor. Raporda ABD yönetiminin, tüm niyet ve amaçları doğrultusunda milyonlarca Amerikalının telefonunu arama emri olmadan, veri satın alarak yasal çerçevede takip edebileceği izlenimine kapıldığı belirtiliyor.

ÖZEL VERİLER SATIN ALINIYOR
Akıllı telefonlardan edinilen bilgiler teoride, cihazla kurulan iletişimden telefonun konumuna kadar her şey hakkında hükümete veri sağlayabilir. Rapor, özel hayatın gizliliğine dair meseleleri yıllarca gündeme getiren Demokrat Partili Oregon Senatörü Ron Wyden'ın talebi üzerine yayımlandı. Raporun yayımlanmasının ardından açıklama yapan Wyden, ABD Kongresi'ni özel verilerin satın alınmasını görüşmeye çağırdı.

Wyden açıklamasının bir bölümünde şöyle dedi:

Yönetimin satın alımlarının etrafına sınırlar koymak, bu verileri toplayıp satan özel şirketleri dizginlemek ve Amerikalıların kişisel bilgilerini düşmanlarımızın ellerinden uzak tutmak için Kongre'nin yasal düzenleme yapması gerekiyor.

Aslında ODNI raporunda da ABD casusluk kurumlarının, Amerikalılar hakkında topladığı veriyi sınıflandırarak yabancı kuruluşlardan koruma yönünde protokoller geliştirmesi tavsiye ediliyor.

YAPILAN ANLAŞMALAR GİZLİ
ABD yönetiminin yurttaşları hakkında tam olarak ne kadar kişisel veri topladığı veya bilgi satın almak için özel şirketlerle anlaşma yaptıysa ne gibi anlaşmalar yaptığı belirsizliğini koruyor. Raporda bu verilerin, ABD yurttaşları hakkında istihbarat toplamayı amaçlayan yabancı ülkelerin hedefi haline gelebileceği ve tek başına bilgi toplamanın bile Amerikalıları şantaj ve kamuoyu önünde küçük düşürülmeye karşı savunmasız kıldığı da belirtiliyor.

ABD yönetimi yıllardır yurttaşları hakkında büyük miktarda bilgi toplamakla suçlanırken bu uygulama, dijital iletişim ve verilerin yaygınlaşmasıyla daha da kolaylaşıyor. Hükümetin satın aldığı bildirilen veri türü genelde satış öncesi anonim hale getirilse de raporda, kimliği gizleme işlemini tersine çevirmenin karmaşık olmadığı öne sürülüyor.

Kar amacı gütmeyen Demand Progress adlı kuruluşun politika avukatı Sean Vitka, Wired'a, "Bu rapor en çok korktuğumuz şeyi açığa çıkarıyor" dedi.

İstihbarat kurumları yasaları çiğniyor ve Amerikalılar hakkında, hükümetin sahip olmaması gerektiğini Kongre ve Yüksek Mahkeme'nin açıkça belirttiği bilgileri satın alıyor.

HÜKÜMETİN HERKESİ DENETLEDİĞİNİ ELON MUSK İTİRAF ETMİŞTİ ABD DEVLETİ ÖZEL MESAJLARI GÖRÜYOR
Twitter'ın sahibi Elon Musk geçtiğimiz aylarda, Twitter'in eski yönetiminin kurum içi yazışmalarını bir grup gazeteciyle paylaşarak ifşa ediyordu. Bir süredir sessizliğini koruyan Musk, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamayla yıllardır konuşulan ancak her defasında yalanlanan "ABD devleti özel mesajları görüyor" gerçeğini itiraf etti.

ELON MUSK'TAN TWITTER İTİRAFI | VİDEO İZLE

ABD HÜKÜMETİ TÜM VERİTABANLARINA ULAŞABİLİYOR
ABD'nin Fox News kanalında Tucker Carlson'un konuğu olan Musk, yeni satın aldığı sosyal medya platformu Twitter ile ilgili konuştu. Musk, ABD hükümetinin veri tabanlarının tamamına erişimi olduğunu ifade etti.

ABD HÜKÜMETİ ÖZEL MESAJLARI GÖRÜYOR
Carlson'un "Özel mesajlar da buna dahil mi?" sorusuna da kısa bir tereddütten sonra "Evet" dedi.

YAPAY ZEKA MEDENİYETİ YOK ETME POTANSİYELİNE SAHİP
Yapay zeka ile ilgili de açıklamalarda bulunan Musk, "Yapay zeka, yanlış yönetilen bir uçak tasarımından ya da kötü araba üretiminden çok daha tehlikelidir. Hatta medeniyeti yok etme potanisyeline de sahip" sözlerine yer verdi. Yapay zeka ile ilgili endişelerin 'abartılı' olmadığının altını çizen Musk, "İnternetin çok karanlık bir tarafı var ve bunu dikkate almak gerek" dedi.

TWİTTER'IN 15. İFŞAATINDA BİDEN BOMBASI: "PAYLAŞIMLARI SİLİN!"
ABD gündeminin ilk sıralarında yer alan Twitter dosyalarına yenileri ekleniyor. Geçtiğimiz aylarda şirketin sahibi ve yöneticisi Elon Musk'ın bağımsız gazeteciler aracılığıyla paylaştığı dosyaların 15'incisi yayımlandı.



TWİTTER YÖNETİMİNE BASKI

Twitter eski yönetiminin yazışmalarını içeren belgelerde, bu kez Demokrat Parti vekili Adam Schiff'in, Twitter yönetimine baskısına yer verildi. Dosyada, Schiff'in eski ABD Başkanı Trump'ın kendi sayfasından yayınladığı başkalarına ait tweetleri hedef alması dikkat çekiyor.


SCHIFF'İN BİDEN İLE İLGİLİ ESPRİLİ PAYLAŞIMLARI SİLDİRMEYE ÇALIŞTIĞINA YER VERİLİYOR
Schiff'in eski Twitter yönetimine, Demokrat Parti ve Başkan Biden ile ilgili esprili paylaşımları sildirmeye çalıştığına yer veriliyor. Twitter yönetiminin ise tweetleri mizah içerdiği gerekçesiyle kaldırmayı reddettiği görülüyor.

Schiff'in baskıları sonucu, Trump hakkındaki azil davasına ilişkin makaleleri bulunan New York Post yazarının hesabının kapatıldığı da belirlendi.

ABD BAŞKANI BİDEN'IN GİZLİ BELGE SKANDALI SÜRÜYOR
Beyaz Saray, ABD Başkanı Joe Biden'ın Delaware'deki evinden 5 "gizli" ibareli belge daha çıktığını duyurdu. ABD başkanı Biden'ın gizli belge skandalı sürüyor. Biden'ın danışmanlarından Richard Sauber, çarşamba gününden beri Başkan'ın, Biden Diplomasi Merkezi ve Delaware'deki konutunda ortaya çıkan belgelerle ilgili süreci özetleyen bir açıklama yayımladı.

İki yerde de ele geçirilen "gizli" ibareli belgeleri incelemek için Ulusal Arşivler ve Adalet Bakanlığı ile koordineli bir süreç izlediğini aktaran Sauber, perşembe günü Biden'ın Wilmington'daki konutunda ele geçirilen gizli bir belgeyi almak için Başkan'ın konutuna gittiğini ve kendisine eşlik eden Adalet Bakanlığı yetkilileriyle oradaki dokümanların arasında "gizli" ibareli 5 belge daha bulduklarını kaydetti.

Sauber, belgelerin orada Adalet Bakanlığı yetkililerine teslim edildiği bilgisini paylaştı.

Biden'ın Danışmanı, açıklamasında, Beyaz Saray'ın Adalet Bakanı tarafından atanan özel yetkili savcı ile işbirliği yapacağını bildirdi.

ABD BAŞKANI'NIN OFİSİNDEN ÇIKAN "GİZLİ BELGELER"
Biden'ın danışmanlarından Richard Sauber, 9 Ocak'ta yaptığı açıklamada, Biden'ın, Penn Biden Merkezi'ndeki kişisel ofisinde, 2 Kasım 2022'de başkan yardımcılığı görevi sırasından kalan bazı "gizli bilgiler içeren az sayıda belge"nin bulunduğunu söylemişti.

Belgelerin "kilitli bir dolapta" bulunduğunu belirten Sauber, belgeler bulunur bulunmaz Biden'ın kişisel avukatlarının Beyaz Saray ve devletin ulusal arşivlerle ilgili kurumlarıyla iletişime geçtiğini açıklamıştı.

Biden, ofisinden gizli belgeler çıktığını duyduğunda "şaşırdığını" söyleyerek, belgelerin içeriği hakkında bilgi sahibi olmadığını kaydetmişti.

Başkan Biden, FBI ajanlarının 8 Ağustos 2022'de Trump'ın Palm Beach'teki Mar-a-Lago malikanesinde yaptıkları aramada, gizli belgelerin bulunması üzerine "Biri nasıl bu kadar sorumsuz olabilir?" yorumunu yapmıştı.

Trump'ı bu konuda eleştiren Biden'ın da konutundan gizli belgelerin çıkması karşısında Cumhuriyetçiler, Başkan Biden'a karşı eleştirilerinin dozunu artırdı.

Adalet Bakanlığı, söz konusu belgelere ilişkin inceleme yapmak üzere özel yetkili bir savcı atamıştı.


14'ÜNCÜ DOSYADA RUSYA DOSYASI AÇILDI!
Musk ifşaatların 14'üncüsünü yine serbest gazeteci Matt Taibbi aracılığıyla yapmıştı. SpaceX ve Twitter'ın sahibi Elon Musk, 12 Ocak 2023'te "Twitter Dosyaları" ifşaatının 14'üncüsünü yine serbest gazeteci Matt Taibbi aracılığıyla yaparak, Rusya'nın Amerikan siyasetine müdahale ettiği iddialarının gerçek olmadığını gösteren kurum içi yazışmaları ortaya koydu.

Matt Taibbi, Twitter'da paylaştığı uzun tweet serisinde, "Rusya Gate Yalanları" başlığı altında, "Yıllarca süren bir kargaşanın çok önemli bir anında Demokratlar, Trump-Rusya soruşturmasındaki kusurlarla ilgili bir raporu, Rus 'botları' ve 'trolleri' tarafından desteklendiğini söyleyerek kınadılar. Twitter yetkilileri Rus etkisine dair hiçbir kanıt bulamayınca dehşete kapıldı." ifadelerine yer verdi.

RUSYA İLE BAĞLANTILI HERHANGİ BİR ÖNEMLİ FAALİYET YOK
Yayınladığı kurum içi yazışmaların ekran görüntülerinde yer alan "Kongre trollerini besliyoruz.", "Rusya ile bağlantılı herhangi bir önemli faaliyet yok." gibi ifadelere değinerek Rusya'nın ABD siyasetine müdahalesini ortaya koyacak sağlam bir delile rastlanmadığına dikkati çeken Taibbi, Twitter'ın, politikacıları ve medyayı söz konusu bot hesapların "Rus olmadığı" konusunda uyardığını fakat bunun "görmezden gelindiğini" kaydetti.

Taibbi, tweet serisinde, Twitter Güvenlik Yöneticisi Yoel Roth'un kurum içi bir yazışmada, "#ReleaseTheMemo etiketiyle paylaşılan ilk 50 tweeti incelediğini" ve hiçbirinde "Rus bağlantısına dair bir iz bulunmadığını", söz konusu paylaşımların "spam" gibi gözüktüğünü belirten ifadelerinin geçtiği ekran görüntüsüne yer verdi.

Twitter yöneticilerinin, ABD siyasetine Rus müdahalesi konusunda yanıldıklarını itiraf ettikleri, bununla ilgili esprili görsellerin yer aldığı yazışmalarını da paylaşan Taibbi, "Twitter, evrensel kanının aksine, kayıtlardaki Rusya iddialarına meydan okumamak gibi kölece bir model izlemeye devam etti." ifadesini kullandı.

ABD medyasının bu konudaki tavrına da değinen gazeteci, "Sonuç olarak, AP'den Politico'ya, NBC'den Rolling Stone'a muhabirler, hiçbir delil olmamasına rağmen 'Rus bot hesapları' temasını işlemeye devam ettiler." değerlendirmesinde bulundu.

TWİTTER DOSYALARI
Twitter'in yeni yöneticisi ve bağımsız gazetecilerin "Twitter Dosyaları" olarak adlandırılan bu tweet dizileri, Twitter'ın eski yönetiminin, siyasi görüşleri nedeniyle içeriklere taraflı olarak müdahale ettiğini ortaya koyuyor.

Yapılan ifşaatta, ABD Başkanı Joe Biden'ın ekibinin talebi üzerine seçim sürecinde ortaya çıkan Biden'ın oğlu Hunter Biden'a ait sızıntıların sansürlenmesi, Trump'ın hesabının askıya alınmasının yanı sıra Twitter'ın eski yönetiminin ABD ordusunun Orta Doğu'daki manipülasyonlarına alet olduğu ve ABD makamlarının 250 bin Twitter hesabının kapatılmasını istediği ortaya çıkmıştı.

Twitter dosyaları ifşaatlarında en son gazeteci Alex Berenson, Kovid-19 aşısı üreticisi Pfizer'ın Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Scott Gottlieb'in mRNA aşıları aleyhindeki paylaşımlar konusunda Twitter yöneticilerine yaptığı baskıya yer vermişti.

MUSK, PFİZER YÖNETİCİSİNİN AŞI KARŞITI PAYLAŞIMLAR İÇİN TWİTTER'A YAPTIĞI BASKIYI İFŞA ETTİ
Elon Musk, "Twitter Dosyaları" ismiyle sürdürdüğü ifşaatın 12'incisini, 10 Ocak'ta Kovid-19 aşılarıyla ilgili eleştirel görüşler paylaşan gazeteci Alex Berenson aracılığıyla yaparken, gazetecinin twitini, "Bazı komplo teorileri aslında doğrudur." diyerek paylaştı.

Berenson, Gottlieb tarafından Twitter yöneticisi Todd O'Boyle'a, Trump yönetimi yetkilisi Dr. Brett Giroir'in Twitter'daki, "Artık Kovid-19 doğal bağışıklığının aşı bağışıklığından üstün olduğu açık. Bir kişi önceden enfeksiyon geçirmişse artık aşı kanıtı için bilimsel bir gerekçe yoktur." ifadelerinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Ağustos 2021 tarihli e-postanın ekran görüntüsünü paylaştı.

Ekran fotoğrafında, Gottlieb'in O'Boyle'a "Bu, yıpratıcı türden bir şey. İsrail'de emsal değerlendirmesinden geçmemiş tek bir retrospektif çalışmadan kapsamlı bir sonuç çıkarıyor. Ancak bu tweet viral olacak ve haber içeriklerini yönlendirecek." diye yazdığı, devamında ise Twitter'ın, Giroir'in twitini "yanıltıcı" diye etiketleyerek bir uyarı notuyla beğenme ve paylaşıma kapattığı görüldü.

Gazetecinin ifşaatları Musk'ın paylaşımından sonra 9 saat içinde 16,7 milyon görüntülenmeye ulaşırken, Berenson, "Twitter, dünyada gazetecilik için en önemli platformdur. Bu yüzden hükümetler ve şirketler onu sansürlemek için bu kadar gözünü karartmış durumda." diye yazdı.

FAUCİ'Yİ ELEŞTİRİNCE GOTTLİEB'İN HEDEFİ OLMUŞTU
Araştırmacı gazeteci Berenson, kendi internet sitesinde de rapor olarak paylaştığı dosyada, 2022 sonuna kadar ABD Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) Direktörü olarak görev yapan Dr. Anthony Fauci'yi eleştiren twitinin Gottlieb tarafından hedef alındığına da değindi.

Gazetecinin Twitter hesabı, Gottlieb'in kendisini hedef gösteren bu paylaşımından günler sonra süresiz olarak askıya alınmış, Berenson uzun bir yasal mücadelenin ardından Temmuz 2022'de ancak hesabına geri kavuşabilmişti.

En son Twitter Dosyalarına tepki olarak Gottlieb, ifşa edilen e-postaların tüm hikayeyi anlatmadığını öne sürerek kendini savundu ve tehdit edildiğine dair, Twitter yöneticileriyle yaptığı bazı yazışmaları paylaştı.

TWİTTER DOSYALARI
Elon Musk bir süredir, Twitter'in eski yönetiminin kurum içi yazışmalarını bir grup gazeteciyle paylaşarak ifşa ediyor.

Twitter'in yeni yöneticisi ve bağımsız gazetecilerin "Twitter Dosyaları" olarak adlandırılan bu tweet dizileri, Twitter'ın eski yönetiminin, siyasi görüşleri nedeniyle içeriklere taraflı olarak müdahale ettiğini ortaya koyuyor.

Bugüne kadar yapılan ifşaatta, ABD Başkanı Joe Biden'ın ekibinin talebi üzerine seçim sürecinde ortaya çıkan Biden'ın oğlu Hunter Biden'a ait sızıntıların sansürlenmesi, Trump'ın hesabının askıya alınmasının yanı sıra Twitter'ın eski yönetiminin ABD ordusunun Orta Doğu'daki manipülasyonlarına alet olduğu ve ABD makamlarının 250 bin Twitter hesabının kapatılmasını istediği ortaya çıkmıştı.

KİMLİKLERİ İFŞA EDİLEBİLİR
Twitter'ı satın alan Elon Musk, geçmiş yönetimin ABD seçimleri dahil olmak üzere sosyal, siyasi ve ekonomik gündemler kapsamında gerçekleştirdiği manipülasyonu ifşa etti. İfşaların ardından Twitter ve ABD'nin derin güçleri arasındaki kirli ilişkiler tüm çarpıklığıyla ortaya çıktı. Yaşananların ardından dikkat çeken bir saldırı gerçekleşti. Bir grup bilgisayar korsanı Twitter'a sızarak, milyonlarca kullanıcını elektronik posta adreslerini sızdırdı.

Siber güvenlik firması Hudson Rock'un yöneticilerinden Alon Gal, bilgisayar korsanlarının milyonlarca Twitter kullanıcısına ait verileri ele geçirdiğini söyledi.

Gal, ele geçirilen bilgiler arasında 200 milyondan fazla Twitter kullanıcısına ait elektronik posta adresinin de olduğunu belirtti.

Elektronik posta adreslerinin ele geçirilmesinin oldukça "önemli" olduğunu kaydeden Gal, bu durumun Twitter hesaplarının ele geçirilmesine ve kullanıcıların kimliklerinin ifşasına kadar gidebileceğine dikkati çekti.

E-POSTA ADRESLERİ DOĞRU
Diğer yandan, bir bilgisayar korsanlığı forumunda ücretsiz yayınlanan verileri indirdiğini duyuran bir teknoloji sitesinden yapılan açıklamada, söz konusu elektronik posta adreslerinin doğru olduğu ifade edildi.

Açıklamada, kopyalarının da olduğu vurgulan verilerin tamamının kontrol edilemediği belirtildi.

200 BİN DOLAR İSTEDİ
"Ryushi" adını kullanan bilgisayar korsanının, 400 milyon Twitter kullanıcısının elektronik posta ve telefon numarasını geçen hafta ele geçirdiği iddia edilmişti.

Bilgisayar korsanının, Twitter'dan verileri şirkete teslim edip silmek için 200 bin dolar talep ettiği öne sürülmüştü.

Bu arada, Twitter hakkında halihazırda bir veri ihlali soruşturması yürütülüyor.

İRLANDA SORUŞTURMA AÇTI
Twitter, Ağustos 2021'de bilgisayar korsanlarının sistemdeki bir açıktan faydalandığını duyurmuş ancak bundan etkilenen hesap sayısı hakkında bilgi vermemişti.

Medyada yer alan haberlerde, 5,4 milyon Twitter kullanıcısının bilgilerinin bilgisayar korsanlarının kullandığı bir internet forumunda 24 Kasım 2022'de paylaşıldığı belirtilmişti.

İrlanda Veri Koruma Komisyonu, Aralık 2022'de Twitter'a veri ihlali nedeniyle soruşturma açtığını duyurmuştu.

TWİTTER DOSYALARI AÇILDI
Twitter'ın Elon Musk tarafından satın alınmasının ardından Aralık 2022'de gazeteciler Matt Taibbi, Bari Weiss ve Lee Fang ile yazarlar Michael Shellenberger ve David Zweig aracılığıyla kamuoyuna açıklanan "Twitter Dosyaları" gündemde kalmaya devam ediyor.

Taibbi ve Weiss, Twitter yönetimiyle belgelerin yayımlanmasını koordine ederek dosyaların ayrıntılarını Twitter dizisi olarak yayımladı.

Musk, 29 Kasım'da Twitter'ın "ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına" dair şirket dosyalarını yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacaklarını duyurdu.

Bu duyurunun ardından, Taibbi'nin "Birazdan okuyacaklarınız, Twitter'daki kaynaklar tarafından elde edilen binlerce dahili belgeye dayanan bir serinin ilk bölümü." tweetiyle başlattığı "Twitter Dosyaları" isimli ifşaatın son olarak 11'incisi yayımlandı.

İLK İFŞAAT 3 ARALIK 2022'DE YAPILDI
Taibbi, "tasarımcısının kontrolünde gelişen insan yapımı bir Frankenştayn hikayesi" olarak nitelediği "Twitter Dosyaları" ifşaatının ilkini 3 Aralık 2022'de ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden'la ilgili çıkan haberleri sansürlediğine yönelik belgeleri kamuoyuyla paylaşarak yaptı.

Twitter'ın eski yönetimi ile Demokratlar arasındaki sansür yazışmalarının ifşa edildiği olayda Musk'tan aldığı dosyalardan yola çıkarak bir dizi tweet atan Taibbi, Twitter'ın son derece serbest bir iletişim amacıyla kurulduğunu ancak zamanla güvenlik gerekçesiyle platforma çeşitli kontrol mekanizmalarının eklenmek durumunda kalındığını kaydetti.

Taibbi, bir e-postanın ekran görüntüsünü paylaşarak 2020'ye gelindiğinde, siyasilerden ünlülere ve şirketlere kadar birçok aktörün Twitter'dan paylaşımları silme taleplerinin rutin hale geldiğini yazdı.

2020 başkanlık yarışı sırasında Biden'ın ekibinin birçok paylaşım linkini kaldırılmak üzere şirkete ilettiğine değinen Taibbi, yaptığı bir ekran görüntüsü paylaşımında şirket çalışanlarından birinin, "Biden ekibinden incelenecek daha çok şey var." şeklinde bir e-posta attığı ve "Ele alındı." şeklinde yanıt aldığı görüldü.

Dosyaları incelediğini ve hem Demokrat hem de Cumhuriyetçilerin taleplerde bulunduğunu belirten Taibbi, olumlu karşılananların daha çok Demokrat olduğuna işaret etti.

14 Ekim 2020'de New York Post gazetesinin, Hunter Biden'ın dizüstü bilgisayarının içeriğinden elde edilen ifşa dosyalarını yayımladığını hatırlatan Taibbi, Twitter yöneticileri arasındaki yazışmalara dayanarak şirketin bu habere ilişkin linkleri siteden kaldırdığını ve buna yönelik paylaşımlara "güvenli değil" uyarılarını eklediğini kaydetti.

Taibbi, "Hatta o güne kadar çocuk pornografisi gibi paylaşımlar için kullanılan doğrudan mesaj yoluyla iletilmesini engelleyen eklentiyi bile bu habere uyguladılar." ifadelerini kullandı.

TRUMP'IN HESABININ ASKIYA ALINMA SÜRECİ DE İFŞA EDİLDİ
Twitter'ın eski yönetimine yönelik ifşaatta, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın hesabının askıya alınma sürecinin aylar öncesinde konuşulduğu ve bu konuda federal kurumlarla bağlantı içinde olunduğu ortaya çıkarıldı.

Musk, Taibbi üzerinden 6 Ocak Kongre baskını ve Trump'ın Twitter hesabının askıya alınma sürecinde şirket yönetiminin tutumunu ifşa etti.

6-8 Ocak 2021'deki iç yazışmalarda, Twitter çalışanlarından birinin, "Bu ilk kez görevdeki bir devlet başkanını yasaklamak mı oluyor?" yorumunu yaptığını aktaran Taibbi, söz konusu yazışmalarda Trump'ın şahsi hesabının ardından Beyaz Saray ve Başkanlık Twitter hesabının da askıya alınmasının konuşulduğunu, bunun yerine kullanımının kısıtlanabileceğinin ifade edildiğini ortaya çıkardı.

İfşa edilen metinde, Twitter uzmanının, yakın zamanda Trump yönetiminin görevi Joe Biden'a devredeceği ve bu hesaplara yönelik adım atmaya gerek kalmayacağını belirtmesi gözden kaçmadı.

SEÇİMLER YAKLAŞTIKÇA FEDERAL KURUMLARDAN BASKI ALMAYA BAŞLADI
Öncesinde Twitter'ın hesapları askıya alma sürecinin kurallara dayalı bir otomasyon ve bazı yöneticilerin şahsi tasarruflarına dayandığını aktaran Taibbi, 2020 başkanlık seçimleri yaklaştıkça şirketin, federal kurumlardan baskı almaya başladığını ifade etti.

Taibbi, politikalarda gevşemeler yaparak üst düzey hesaplara müdahalenin konuşulmaya başlandığını ve 6 Ocak'tan sonra bunun için bir grubun kurulduğunu da ifşa etti.

Gazeteci Taibbi, yöneticilerin, seçim sürecinde federal kurumlarla bağlantı içerisinde seçimle ilgili içeriklerin hangilerinin ihlal sayılabileceğini konuştuğuna ilişkin yazışmaları da paylaştı.

ELON MUSK, DEVAM EDEN İFŞAAT İÇİN TWİTTER'I "SUÇ MAHALLİ"NE BENZETTİ
Michael Shellenberger, 11 Aralık 2022'de Twitter'ın eski yönetimine yönelik dördüncü ifşaatı yaparken, Elon Musk da Twitter'ı "suç mahalli"ne benzetti.

Shellenberger, dördüncü ifşaat dalgasında eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Twitter hesabının kapatıldığı döneme ait dikkat çekici bazı hususları gündeme getirdi.

Kongre baskınının olduğu 6 Ocak'ın ardından Twitter'ın üst düzey yetkililerinin bir karar aldığını kaydeden Shellenberger, bu kararın Trump'ın hesabının askıya alınmasını "haklı gösterme" ve ifade özgürlüğüyle ilgili endişelerini ifade etmeme olduğunu duyurdu.

ESKİ FİRST LADY MICHELLE OBAMA'DAN JACK DORSEY'E BASKI
Shellenberger, 6 Ocak olaylarının ardından Twitter'ın o dönemki Üst Yöneticisi (CEO) Jack Dorsey'e yönelik iç ve dış baskıların da arttığını savundu.

Bu baskıların, aralarında eski first lady Michelle Obama, gazeteci Kara Swisher ve Chris Sacca gibi tanınan isimlerin de bulunduğu kişilerce açıkça yapıldığını kaydeden Shellenberger, bu kişilerin, Trump'ın hesabının kapatılmasına yönelik taleplerini içeren açıklamalarının ekran görüntüsünü paylaştı.

TWİTTER KADROSUNUN DEMOKRAT PARTİYE İLGİSİ
Twitter çalışanlarının siyasi bağışlarının, 2018, 2020 ve 2022'de sırasıyla yüzde 96, 98, 99'luk bölümünün Demokratlara gittiğini öne süren Shellenberger, buna ilişkin bağımsız gazeteci Mark Taibbi'nin paylaşımını retweetledi.

Diğer yandan, Musk, devam eden ifşaat için yaptığı paylaşımda "Twitter, hem bir sosyal platform hem de suç mahalli." ifadesini kullandı.

TWİTTER'IN, PAYLAŞIMLARI SANSÜRLEMEK İÇİN FBI İLE ÇALIŞTIĞI İFŞA OLDU
Taibbi 17 Aralık 2022'de, Twitter'ın eski yönetiminin, ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) yetkililerinin talebi doğrultusunda paylaşımları sansürlediğini, hesapları askıya aldığını öne sürdü.

FBI'ın şirketteki önemli bağlantısının Twitter'ın eski yöneticilerinden Yoel Roth olduğu belirtilen Taibbi'nin paylaşımlarında, Kasım 2022'ye ait birçok elektronik postada, FBI'ın Twitter'ın hizmet kullanım şartlarını ihlal eden hesapların bir listesini hazırladığı aktarıldı.

Taibbi, FBI'ın denetim için işaretlediği içeriklerin çoğunun az takipçisi olan hesaplarda yapılan şakalar da dahil "seçimle ilgili yanlış bilgilendirmelerin" oluşturduğunu kaydetti.

Bir Twitter çalışanı da bu hesaplardan 7'sini kapattıklarını, birini geçici olarak kapattıklarını ve 9 hesaptan atılan tweetlerin de yanlış bilgi politikası ihlali gerekçesiyle göndericiye geri döndüğünü belirtti.

Taibbi, istihbarat veya İç Güvenlik Bakanlığı gibi kurumlardaki yetkililerin Twitter'a içerikleri kontrol etmesine yönelik baskı yaptığını ifade etti.

TWITTER'IN HUKUKÇULARININ İÇ YAZIŞMALARINDA FBI İZİ
Şirketin eski hukuk danışmanlarından Stacia Cardille'ın Eylül 2020'de dönemin Baş Hukuk Müşaviri Vekili Jim Baker'e gönderdiği elektronik postalar da ortaya çıktı.

Yazışmalarda Cardille'ın, Twitter'dan önce Adalet Bakanlığı ve FBI'da görev yapan deneyimli hukukçu Baker'ı şirketin FBI ve İç Güvenlik Bakanlığı gibi kurumlarla olan ilişkisi hakkında bilgilendirmesi yer aldı.

FBI yetkililerinin sosyal medya yöneticilerine "ürünler" de ilettiğini öne süren Taibbi, bunların "kolluk kuvvetleri ve özel sektör ortakları arasında daha fazla işbirliğine duyulan ihtiyacı vurgulayan İç Güvenlik Bakanlığı bültenleri" olduğunu söyledi.

Bu "ürünlerden" birinin de "İzin verilen Sosyal Medya Platformlarının kötü niyetli Rus etkisini" vurgulayan bir bülten olduğu belirtildi.

Taibbi, öte yandan FBI yetkililerinin, Twitter çalışanlarının harekete geçmesi için içeriği işaretlemek üzere gizli ve gayriresmi "araçlar"a erişebildiğini iddia etti.

FBI'ın San Francisco Siber Şube Sorumlusu Elvis Chan, Twitter'ın eski yöneticilerinden Yoel Roth'a gönderdiği bir e-postada ise Twitter'ın FBI'dan rapor almasını sağlayan bir platform olan "Teleporter" adlı bir araca atıfta bulunuyor.

Taibbi, eyalet hükümetlerinin içeriği işaretlemesi için İç Güvenlik Bakanlığının ortak kuruluşu olan İnternet Güvenliği Merkezi tarafından "İş Ortağı Destek Portalı" adı verilen başka bir gizli ve gayriresmi "aracın" oluşturulduğunu da kaydetti.

TWITTER DOSYALARI, FBI'IN 2020'DE TWİTTER YÖNETİCİLERİNE HESAP SORDUĞUNU GÖSTERDİ
Twitter Dosyaları adı altında yayımlanan ifşaata 19 Aralık'ta bir yenisi eklendi.

ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI), 2020'de Twitter yöneticilerine (ABD dışından yapılan) "devlet propagandasını" yeterince rapor etmedikleri için hesap sorduğu ve şirketin güvenlik uygulamaları hakkında yazılı yanıt talep ettiği ortaya çıktı.

Taibbi'nin, paylaşımlarında, FBI'ın (ABD dışından yapılan) "devlet propagandaları" hakkında yeterince bildiriminde bulunmadığı konusunda Twitter'a yoğun sorular yönelttiği, FBI'ın talepleri üzerine büro ile sosyal medya platformu arasında anlaşmazlık yaşandığı görüldü.

Eski Twitter yöneticisi Roth, FBI'ın yazılı cevap talebinden rahatsız olurken FBI, ısrarcı davranıp sosyal medya platformundan taleplerin normal bir prosedür olduğunu bildirdi.

FBI HUNTER BIDEN KONUSUNDA TWITTER'A BASKI YAPTI
Gazeteci Shellenberger, Twitter Dosyaları 7. Kısım'da, FBI San Francisco Özel Ajanı Elvis Chan'ın, Twitter yöneticileri üzerinde baskı kurarak Hunter Biden dosyası başta olmak üzere bazı konularda yönlendirme yapmaya çalıştığı şeklinde paylaşımlarda bulundu.

Shellenberger, tweet serisinde, "2020'nin tamamı boyunca, FBI ve diğer kolluk kuvvetleri, Yoel Roth'u Hunter Biden'ın dizüstü bilgisayarıyla ilgili raporları bir Rus 'hackleme ve sızdırma' operasyonu olduğu gerekçesiyle reddetmesi için defalarca hazırladı." ifadesini kullandı.

Belgeler, New York Post'un, Hunter Biden'ın şüpheli denizaşırı iş anlaşmalarıyla ilgili 14 Ekim 2020 tarihli makalesini yayımlamasından saatler önce bir FBI ajanının Roth ile temasa geçtiğini gösterirken, Twitter'ın söz konusu makaleye kısıtlama uygulaması konusunda ipuçlarını ortaya koydu.

Gazeteci, Twitter yöneticilerinin yasal yollar dışında paylaşmayacaklarını söyledikleri bazı bilgileri FBI yetkililerinin ısrarla istemeye devam ettiklerini vurguladı.

PENTAGON HESAPLARINA TWİTTER KORUMASI
Twitter Dosyaları'nın 8. ifşaatında Twitter'ın ABD ordusunun talebi üzerine Orta Doğu'daki psikolojik harp operasyonları hesaplarına dahili koruma sağladığı ve bunlara onaylı hesap (mavi tik) özelliği verdiği ortaya çıktı.

İfşaatın 8'incisi Intercept haber sitesinin muhabiri Lee Fang tarafından yapıldı.

Fang, Twitter hesabından yaptığı paylaşım dizisinde, Twitter ile ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) arasında CENTCOM'un psikolojik harekatlarının parçası olan hesapların şikayet gibi durumlara karşı koruma listesine (beyaz liste) alınmasını ve bu hesaplara onaylı hesap işareti verilmesine ilişkin yazışmaları ifşa etti.

Twitter yöneticilerinin yıllarca şirketin platformunda hükümet destekli gizli propaganda kampanyalarını tespit etmek ve engellemek için çaba sarf ettiğini iddia ettiğini ancak perde arkasında, şirketin ABD ordusunun talebi üzerine bazı psikolojik harekat hesaplarını beyaz listeye alarak dahili koruma sağladığını yazan Fang, CENTCOM'un, Yemen, Suriye, Irak, Kuveyt ve Orta Doğu'nun genelinde insanların fikirlerini şekillendirmek için üretilen içerikleri yaymak için Twitter'ın korumaya aldığı bu hesapları kullandığını kaydetti.

Fang, CENTCOM'un önce bu hesaplarla doğrudan bağlantısını kamuya açık bir şekilde gösterdiğini ancak zamanla taktik değiştirerek bu hesaplarla ilişkisini gizlemeye başladığını aktararak Twitter ile ABD ordusu ilişkisinin 5 yıl öncesine gittiğini yazdı.

Muhabir Fang, o dönemde Twitter'ın DEAŞ ve Orta Doğu'da faaliyet gösteren diğer terör örgütleriyle ilgili kötü niyetli faaliyetleri tespit etmeyi amaçlayan genişletilmiş bir kötüye kullanım tespit sistemi oluşturduğunu ve bunun dolaylı bir sonucu olarak ABD ordusu tarafından kontrol edilen ve terör yanlısı gruplarla sık sık angaje olan hesapların otomatik olarak "spam" olarak işaretlendiğini kaydetti.

Fang, başka bir hesabın ise Kuveyt'teki yasal konuları gündeme taşıdığını paylaştı.

Pentagon'un bu geniş faaliyetinden Twitter'ın üst yönetiminin de haberdar olduğunu belirten Fang, Twitter'dan Lisa Roman adlı bir yetkilinin bir Pentagon yetkilisine gönderdiği e-postayı paylaştı.

TWİTTER'IN FBI, DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI, CIA VE PENTAGON DAHİL ÇEŞİTLİ DEVLET KURUMLARIYLA İŞBİRLİĞİ
Taibbi, Twitter Dosyaları'nın 9. kısmında Twitter'ın FBI, Dışişleri Bakanlığı, CIA ve Pentagon dahil çeşitli devlet kurumlarıyla işbirliği içinde gözetim ve sansür uyguladığını paylaştı.

Taibbi, Twitter'ın çok sayıda devlet kurumuyla yoğun bir iletişim ağı olduğunu kaydederek 29 Haziran 2020'de FBI'ın San Francisco'daki ajanlarından Elvis Chan'ın bir Twitter yetkilisine, "Diğer devlet kurumunu bir konferanstan haberdar edip, davet etmesine müsaade var mı?" diye sorduğu elektronik postayı yayımladı.

Chan'ın "diğer devlet kurumundan" kastının CIA olduğunu ifade eden Taibbi, ileti sayesinde eski Twitter yöneticilerinden birinin eski CIA ajanı olduğunun anlaşıldığını yazdı.

Twitter üst yetkililerinin kendi aralarında eski bir CIA ajanının bulunduğundan haberdar olup olmadıklarını sorguladıkları e-postaları de ifşa eden Matt Taibbi, şirketin eski hukuk danışmanlarından Stacia Cardille'ın söz konusu ajandan haberdar olduğu ve "Bu konudaki sessizliğimin anlaşıldığını umuyorum" ifadesine yer verdiği e-postayı paylaştı.

DIŞ İLİŞKİLERDEN İÇ MESELELERE KADAR TWİTTER'A MÜDAHALE
Öte yandan ABD hükümetinin yalnızca Twitter ile değil, neredeyse tüm büyük teknoloji şirketleri ile sürekli temas halinde olduğunu iddia eden Taibbi, Facebook, Microsoft, Verizon, Reddit, Pinterest gibi şirketlerin de bunlar arasında yer aldığını savundu.

Hükümet ortaklarının bu denetimleriyle Twitter'ın "özgürlük penceresini kapattığı" görüşünü ifade eden Taibbi, istihbarat kurumlarının "Maduro yanlısı", "Küba yanlısı", "Rusya yanlısı" şeklinde binin üzerinde Twitter kullanıcısını içeren listeleri şirketle paylaştığını belirtti.

"TWİTTER DOSYALARI"NDA KOVİD-19 DETAYI
Zweig aracılığıyla yapılan 10. ifşaatta, Twitter'ın, ABD hükümetinin söylemleriyle çelişen bilgileri sansürleyerek hükümetle aynı fikirde olmayan doktor ve uzmanları itibarsızlaştırarak Kovid-19 salgınına ilişkin tartışmalara müdahale ettiği ortaya çıktı.

Twitter'ın eski yönetiminin Kovid-19 salgınına yönelik içeriklere dair iç yazışmalarını paylaşan Zweig, ABD yönetimlerinin sadece Twitter'a değil aynı zamanda Facebook, Google ve Microsoft'a da Kovid-19 salgınına ilişkin tartışmalar konusunda baskı uyguladığını yazdı.

David Zweig, Biden yönetiminin Twitter ile yaptığı ilk toplantının konusunun Kovid-19 olduğunu ve toplantının ana gündeminin aşı karşıtı hesaplara müdahale olduğunu kaydetti.

TRUMP'IN VİRÜSTEN KURTULMASININ ARDINDAN YAPTIĞI PAYLAŞIM DA TARTIŞILDI
Zweig, Kovid-19 testi pozitif çıkan Trump'ın, Walter Reed askeri hastanesindeki tedavisinin ardından taburcu edildikten sonra, "Gayet iyiyim. Kovid'den korkmayın ve hayatınızı domine etmesine müsaade etmeyin." şeklindeki paylaşımının da şirket içinde tartışıldığını yazdı.

Twitter yetkililerinden birinin "Kovid'den korkmayın" ifadelerinin şirketin politikasını ihlal edip etmediğini sorduğu ve bunun bir dezenformasyon olmadığı, sadece bir temenni olduğu şeklinde yanıt aldığı da Zweig'in paylaşımları arasında yer aldı.

ELON MUSK, ABD'NİN TWİTTER'DAN 250 BİN HESABIN KAPATILMASINI İSTEDİĞİNİ AÇIKLADI
"Twitter Dosyaları"
ifşaatının 11'incisi ise Taibbi'nin, ABD makamlarının, Twitter'dan 250 bin hesabın kapatılmasını istediğini açıklamasıyla ortaya çıktı.

Gazeteci Taibbi, ABD Küresel Etkileşim Merkezi (GEC) raporunun ABD İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) verilerine dayandığına işaret ederek kapatılması istenen hesaplar arasında "2 veya daha fazla" resmi hesabın da bulunduğunu kaydetti.

Taibbi, Twitter'ın Amerikalı yetkililerden "hoşlarına gitmeyen" kişilerin hesaplarının askıya alınması için çeşitli "şaşırtıcı" talepler de aldığını ileri sürdü.

Elon Musk bir süredir devam eden, Twitter'ın kurum içi belgeleri araştıran ve Twitter'da paylaşan bir grup gazetecinin bu ifşalarını destekliyor.

Musk ve bağımsız gazetecilerin, "Twitter Dosyaları" olarak adlandırılan bu tweet dizileri, Twitter'ın eski yönetiminin, siyasi görüşleri nedeniyle muhafazakarları kasıtlı olarak susturduğunu kanıtlama çabası olarak değerlendiriliyor.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN