Medyanın gündelik hayhuyunda ıvır-zıvır bir sürü şey konuşulur, akar gider. Mühim olan bu toplumun nereden gelip nereye gittiğine dair büyük dönüşüm sürecidir... Mühim olan bu süreci derinlikli biçimde analiz edebilmektir... Tarihi yaşarken yakalayabilmektir... Ve net bir taraf olabilmektir...
Bu toplumsal/siyasal dönüşüm süreci akmaya devam ediyor ve edecek. Bu dönüşümün siyasal lideri Recep Tayyip Erdoğan'dır...
Allah'ın izniyle 2014 ve 2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerini de bu halkın çoğunluğunun desteğiyle alacaktır Erdoğan. Ben bu konuda steril ve hijyenik tuzu kuru bir 'analist' değilim, doğrudan tarafım.
Aksi bir ihtimalin bir felaket ve çöküş tablosu olacağı durumlarda 'şık ve afili' gözükme kompleksiyle 'tarafsız' davranmayı ya ahmaklık ya alçaklık olarak değerlendiririm...
Bu toplumsal dönüşüm sürecinin sivil alandaki en temel dinamiği de, kuşkusuz Fethullah Gülen Hareketi'dir... Bu da hiçkimsenin unutmaması gereken bir gerçektir...
Bugünkü yaşanan süreci 'Derin Türkiye'nin derin yapıları tasfiye süreci' diye de adlandırabiliriz...
Bugün Türkiye'de düzenli sosyolojik anket yaptıran çok sayıda kurum var. Bu anket işinde neredeyse sıfır hata ile çalışan firmalar var. Büyük holdingler de düzenli 'Toplumsal Nabzı Ölçme' anketlerini yaptırıyor.
Bunların hemen hepsini ben de düzenli olarak yıllardır dostlarıma sorarım. Şu an bu toplumun çoğunluğunun çok güvendiği ve inandığı iki insan var. Siyasi liderler içinde tartışmasız açık ara farkla Recep Tayyip Erdoğan, sivil önderler arasında da tartışmasız açık ara farkla Fethullah Gülen Hocaefendi...
Öyle ki bugün AK Parti'nin oy oranı yüzde 49-50 iken, Tayyip Erdoğan'a verilen destek yüzde 58-59'lar seviyesinde. Çeşitli lokal sebeplerden AKP'ye oy vermemiş yüzde 10'luk yurttaşımız da bu ülkenin siyasal lideri olarak Tayyip Erdoğan'ı görüyor. Karizması, kararlılığı ve liderliğiyle Erdoğan'ı bu devletin başında görmek istiyor. Erdoğan'ın popülaritesi partisinden yüksek.
Aynı şey Fethullah Gülen için de söz konusu. Gülen hareketi mensubu olmayan, yaşam tarzı ve düşünce olarak da harekete uzak olan çok sayıda insan da Gülen'i çok seviyor ve sayıyor. Fethullah Gülen, kendi ilhamıyla oluşmuş büyük sivil hareketin de ötesinde sevgi gören bir manevi önder olarak görülüyor...
Bu objektif-bilimsel araştırma verileri ortadayken, toplumun temelinde bir zerre böyle bir ayrışma yokken geri kalan tüm "koltuk kavgaları" boştur,geri kalan nefsine yenilmiş her kişi boştur, tasfiye olmaya mahkumdur...
Son tahlilde toplumsal temeldir önemli olan... Ve bu temelde Erdoğan'ı sevenler Gülen'i de seviyor, Gülen'i seven Erdoğan'ı da seviyor...
Gerisi laf ü güzaf...