Tarihi 9 Ocak 2020

Türkiye yalnız mı kaldı?

Türkiye'de mevzu ne zaman dış politikaya gelse muhalefet partileri koro halinde aynı ezberi tekrarlıyor: "Herkesle kavgalıyız, hiç dostumuz yok."

Herkesten kasıtları İsrail, Esed, Sisi ve Hafter olduğu için kendi açılarından haklılar.

Zaten dünya üzerinde Türkiye'ye karşı hasmane tutum takınan ne kadar ülke varsa bizimkiler onlarla birlikte saf tutuyor!

En son gözdeleri Libya'daki CIA beslemesi Hafter…

Laik ve seküler ilan ettikleri Hafter'in Türkiye'ye karşı 'cihat' ilan etmesini bile kendilerine dert etmediler. Hafter'in arkasında Türkiye karşıtı lobinin finansörü Körfez ülkelerinin olduğunu biliyorlar. Türkiye'nin BM tarafından tanınan meşru hükümet ile imzaladığı anlaşmanın ne kadar önemli olduğunun da farkındalar. Ama o hükümeti devirmek için sahaya sürülen Hafter'i destekliyorlar!

Libya tezkeresi TBMM'den bütün partilerin ittifakıyla geçseydi Doğu Akdeniz'de elimiz daha kuvvetli olabilirdi. Ama bunu beceremedik. CHP ve İyi Parti'nin tezkere görüşmelerindeki tutumu Türkiye ve Libya'nın meşru hükümeti arasında imzalan anlaşmadan sonra panikleyen Atina'ya, Tel-Aviv'e, Kahire'ye moral oldu.

İnanmayan Yunan ve İsrail basınında çıkan haber-yorumlara baksın. Libya'da Hafter çizgisinde yayın yapan gazeteler bile CHP ve İyi Parti'ye alkış tutuyor.

Bizim muhalefetin aşırı tuhaf halleri bununla sınırlı değil. ABD, İran'ın 2 numarasını öldürüyor. İran misilleme olarak Irak'taki ABD üslerini vuruyor. Putin aylar öncesinden tarihi belli olan Türk Akımı projesinin açılışı için İstanbul'a geliyor. Bizimkiler 'zamanlama manidar' deyip bütün bu gelişmeleri Kanal İstanbul'a bağlıyor!

Maalesef muhalefetin durumu tam olarak Necip Fazıl'ın "Bizdeki muhalefet iktidarı düşürme şartıyla vatanı düşürmeye razıdır" dizesinde özetlediği gibi. Tarihin yeniden yazıldığı böyle bir dönemde bizim açımızdan gerçekten sıkıntılı bir tablo bu. Ama dünyanın sonu da değil elbette.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun medyanın Ankara temsilcileriyle buluştuğu toplantıda anlattıkları umut vericiydi.

Bugün Asya'dan Afrika'ya, Amerika'dan ve Avrupa'ya hak ve menfaatlerini koruyan, hem sahada hem masada aktif bir dış politika izleyen sayılı ülkelerden biriyiz. Dünyada misyon sayısı bakımından 5.sıradayız. Belki çok zengin değiliz ama en cömert ve vicdanlı ülkeyiz. 70 milyon insanın vatanını terk etmek zorunda kaldığı böyle bir dönemde insani bir dış politika takip ediyoruz.

Diplomatik ve askeri gücümüzü Suriye'den sonra Doğu Akdeniz'deki emperyal oyunu da bozarak bir kez daha gösterdik. İçerde ve dışarıda güçlü olmayan bir devlet bu mücadeleyi veremezdi.

Sonuç olarak Türkiye birilerinin iddia ettiği gibi yalnız ve herkesle kavgalı bir ülke değil. Tersine ulusal çıkarlarını savunmak için bütün diplomatik kanalları açık tutan, stratejik önemi ve caydırıcı askeri gücüyle herkesin yanında görmek istediği bir güç.