HAFTALARDIR beklenen gün geldi. AK Parti İBB Başkan adayını açıkladı. Günlerdir konuşulan çeşitli isimler arasından Murat Kurum Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından duyuruldu.
Kurum'un en büyük avantajı kariyeri.
Özellikle "siyasi kariyer" ifadesini kullanmadım. Tek başına kariyeri tercih ettim. Çünkü seçmenin özellikle yerel seçimlerde siyasetin yanında hatta siyasetten daha fazla teknik yeterliliğe önem verdiğini düşünüyorum. Kurum siyasetçi olmasının yanında şehircilik konusundaki tecrübesiyle bilinen ve toplumun takdirini kazanmış bir isim. Geçtiğimiz yıl yaşadığımız deprem faciasında yapıp ettikleri ortada. Deprem sonrasındaki çalışmalarıyla toplumun güvenini kazandı. Ayrıca depremde bir tane bile TOKİ konutunun yıkılmamış olması da Kurum'un başarı hanesine yazıldı. Günün sonunda dedikleri çıkmış, toplumu hayal kırıklığına uğratmamış, ne yaptığını bilen profesyonel bir görüntüsü var.
Bunun yanında Kurum'un sakin karakteri de en büyük avantajlarından. Açıkçası İstanbul özelinde seçmenin polemik siyaseti yorgunu olduğunu düşünüyorum.
İmamoğlu'nun beş yıllık karnesi icraat anlamında zaten zayıf. Bir de üstüne hemen her gün farklı bir skandal, tartışma ve polemikle gündemde olması seçmende bir bıkkınlık hissi yarattı. Öyle ki İmamoğlu'nun fazlaca polemik tarzının yanında hiçbir şey yapmayan ve hiç konuşmayan Mansur Yavaş görece başarılı sayılır oldu. Birçok kişi Yavaş için "en azından susuyor" yorumu yapıyor.
Kampanya döneminde bu imaj Kurum'un en büyük avantajı olacak. Abartarak söyleyeyim;
Kurum efendi, sakin, işinde gücünde imajını devam ettirirse bu özellikleri şehircilikteki başarı karnesinin önüne bile geçebilir. Rakibi İmamoğlu polemikten ve çatışmadan beslenen bir siyasetçi. Böyle yaparak AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı seçmeni konsolide ediyor.
Zaten başka bir şansı da yok.
İcraatını anlatarak, seçmene güven vererek tekrar seçilme şansı yok.
Çünkü heybesi bu anlamda boş.
Dolayısı ile tıpkı ilk seçim döneminde olduğu gibi polemiğe, tartışmaya, sansasyona, kaosa yönelecektir.
Kurum ise aksine seçmene anlatacak çok şeyi olan, siyasi yelpazenin farklı yerlerinden seçmenleri ikna edebilecek bir figür.
Kurum bu tuzaktan kolaylıkla kaçınabilir. İmamoğlu'nun salvolarına ve sataşmalarına karşı tek yapması gereken seçmeni işaret etmek; beş yıldır görevde olan bir belediye başkanının performansını en iyi seçmen değerlendirir. Bu anlamda karşılıklı bir polemiğe girmek yersiz olur. Maçı deplasmanda oynayıp polemikle vakit kaybetmek yerine Kurum kendi oyununu kuracaktır. Güven veren karakterini vurgulayacak, faydasız kavgalar yerine İstanbul için özellikle de deprem sorunu hakkında yapacaklarını anlatacaktır. Kurum bu çizgiyi devam ettirdikçe İmamoğlu dikkat çekmeye çalışan bir çocuk gibi daha fazla hırçınlaşacak, her gün yeni bir şımarıklık yapacaktır.
Son olarak gelelim iki adayın televizyonda karşılıklı tartışma meselesine; şimdiye kadar yazdıklarımdan anlaşılacağı üzere bunun kampanya döneminde düşülecek en büyük hata olduğunu düşünüyorum. Adeta kafes dövüşünü andıran o seviyesiz tartışmaların ancak polemikle bir yere gelmeye çalışan adaya faydası olur!
