Tarihi 4 Kasım 2022

Bu Yolda Ne Canlar Gitti

Durup dururken aklıma geldi, bir zamanlar Koray Çalışkan diye bir fenomenimiz vardı. Kendisi Boğaziçi Üniversitesi'nde siyaset bilimi hocasıydı. Birden popüler olmaya heves etti. Sonradan FETÖ ile oldukça içli dışlı olduğu anlaşılan Radikal gazetesinde yazılar yazıyordu. Her akşam bir televizyon programında sanki amfi kürsüsündeymiş gibi üstten bir tavırla nutuk atardı. Aman yanlış anlaşılmasın, akademisyenlerin üniversite dışına çıkıp popüler işler yapmasına karşı değilim. Zaten olamam da ben de gazetede köşe yazıyorum, geçmişte sık sık TV programlarına çıktım. Ancak akademik olanla popüler olanı birbirine karıştırmamak gerekiyor. TV'de kürsüdeki gibi kürsüde TV'deki gibi konuşulmadığı müddetçe bence sorun yok.

Çalışkan'ın en meşhur çıkışı ise kamuoyu araştırmalarıyla ilgili olanı. AK Parti mümkün değil %47 alamaz, diye çok idddialı bir çıkış yapmıştı. Ben üniversitede bu işin metodolojisini öğretiyorum, AK Parti %47 alırsa hocalığı bırakırım, demişti. AK Parti %47 aldı. Koray Çalışkan'ın karizması fena çizilse de hocalığı bırakmadı. Ancak gün geçtikçe etrafındaki çember daraldı. FETÖ ile iltisakı sık sık dillendirilir oldu. Çalışkan da soluğu ABD'de aldı. Şimdi orada siyaset bilimi değil ama kripto para dersleri veriyormuş. Anlayacağınız umut tacirliğine devam.

Çalışkan'ın hikayesi biraz alengirli tabi. İşin içinde FETÖ var. O kısmı bir tarafa bırakırsak da hemen her seçim döneminde izlediğimiz bir tiyatronun figüranı. Siz bakmayın bu tiplerin zamanında çok itibar gördüklerine, el üstünde tutulduklarına, referans gösterildiklerine… Onların "AK Parti bu sefer kesin kaybediyor" oyunundaki rolleri figüranlıktan ibaret. Partiye angaje olmamış, gündelik siyasetin üstünde, taraftarlık motivasyonu ile değil bilimin hakikati ile AK Parti'nin kaybedeceğini söyleyen kişi rolünün figüranları.

Ömürleri fazla olmuyor. Seçime az bir süre kala gerçekler ortaya çıkmaya başlayınca yurtdışı bağlantıları ile şişirilmiş sahte itibarları yerle bir oluyor. Yıllarca "ben değil bilim konuşuyor" dedikten sonra söylediklerinin bilimsel hiçbir tarafının olmadığı, desteksiz salladıkları anlaşılınca balon birden sönüyor. Gitti canım diplomalar, sertifikalar, yayınlar, unvanlar, görevler. Ama belli bir geri dönüşüm değerleri var. Eğer kapağı batıya atmayı becerirlerse bu "kullanım ömrü dolmuş operayon aparatları" önceki bağlantılarını da kullanarak hayatlarına "rejimden kaçan muhalif akademisyen" olarak devam ediyorlar.

Koray Çalışkan durup dururken aklıma geldi ama onu hatırlar hatırlamaz meşhur Rolex'ci ekonomistimizi hatırladım. O da iyi bir üniversitede akademisyen, CV'si ve uluslararası entegrasyonu Çalışkan'dan çok daha iyi. O da hoplayıp zıplıyor, herkese sataşıyor, çok iddialı laflar ediyor. O da çok fena çuvallayacak. Dert değil soluğu yurtdışında alır. "Rezil oldum insan içine çıkacak yüzüm kalmadı" demez de "muhalif olduğum için ülkemi terk etmek zorunda kaldım" der. Ne diyorduk; bilim önemli azizim. Bak ben söylemiyorum bilim söylüyor!