Tarihi 17 Ekim 2022

Bir insan hayatı için değer

TÜRKİYE son 20 yılda hemen her alanda Cumhuriyet'in kuruluşundan bugüne kadar kat edilen mesafenin toplamından daha fazla ilerledi. Altyapı yatırımları, kentleşme, kültür politikaları, teknoloji, eğitim, sanayileşme, sağlık, ekonomik büyüme... Listeyi sayfalarca tutacak kadar uzatmak mümkün. İlerlemenin, gelişmenin olmadığı bir saha söylemek mümkün değil.
Ancak her alandaki ilerleme diğeri ile eşit olmuyor. Kimi baştan sona başarı hikayeleri ile doluyken, bazı sahalarda daha mütevazi bir başarı karşımıza çıkıyor.
Son yaşadığımız maden faciası nedeniyle çalışma ve iş güvenliği alanındaki karnemizi önümüze koyup üzerine biraz düşünmemiz gerekiyor. Siz bakmayın felaket, afet, ölüm ve gözyaşı üzerinden bile siyaset yapmaya meraklı düşük tayfanın ortalığa dökülüp saçılmasına, kara ağızlarını sonuna kadar açmalarına...
Geçmişle kıyaslandığında iş güvenliğinde ve özel olarak madencilik sahasında çok ciddi bir ilerleme var. Ancak son yaşadığımız facia daha fazlasına ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. Hani derler ya cana geleceğine mala gelsin, madencilik öyle bir saha ki herhangi bir olumsuzluk doğrudan cana geliyor. Yüreğimiz dağlanıyor, nutkumuz tutuluyor, söyleyecek teselli sözü bulmakta güçlük çekiyoruz.
Tam da bu nedenle daha fazlasını ve daha iyisini yapmamız gerekiyor. Gerekirse bu alandaki ilerlememize kısmı olarak ket vuracak tedbirlere dahi başvurmak pahasına "sıfır maden kazası" hedefine ulaşana kadar bir milli seferberlik ilan etmeliyiz.
Neler yapılabilir, ne olabilir bilmiyorum. Nihayetinde uzmanlık alanım değil.
Meselenin uzmanları çok faydalı tedbirler önereceklerdir.
Muhtemelen bu tedbirlerin büyük bir bölümü de ülkemizde zaten uygulanıyordur. Ancak tedbirlerin katbekat arttırılması eğer bir insanın dahi canını kurtaracaksa, işe yarayacaksa yapılmalı!
Bahsettiğim tek başına bakanlıkla, maden işletmeleri ile olacak bir mesele değil.
Tıpkı milli teknoloji hamlesinde olduğu gibi herkesin bu işin bir parçası olmasından bahsediyorum. Bugün nasıl ki savunmaya sanayimizi hangi siyasi görüşten olursa olsun aklı başında her vatandaşımız takdir ediyor ve destekliyor, tıpkı onun gibi madencilik sahasında da böyle bir bilinci geliştirmemiz gerekiyor.
"Türkiye artık madencilerin göcük altında kalmadığı bir ülke olacak" hedefini hepimizin paylaşacağı bir bilinç olmalı. Bugün nasıl muhalefet liderlerine "iktidara geldiğinizde savunmaya sanayi politikalarını değiştirecek misiniz?" sorusu yöneltildiğinde "kesinlikle hayır, mevcut savunma sanayi yatırımlarının hepsini destekliyoruz" cevabını veriyorlarsa, tıpkı onun gibi tüm toplum tarafından desteklenen ve bu nedenle muhalif siyasetçilerin bile istismar edemediği bir kemalata ihtiyacımız var madencilik sahasında. Tüm dünyaya örnek olmalıyız bu konuda. Yıllar sonra bile madencilik mevzu bahis olduğunda herkes bu kemalattan bahsetmeli.
Madencilikte Türkiye modeli olarak anılmalı ve başka ülkeler bizim modeli takip edip dersler çıkartmalı.
Bunun çok zor bir hedef olduğunu biliyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye çok daha zorlarını başardı. Eminim bunu da başaracaktır. Bir insanın hayatı bile tüm hepsine değer!