Tarihi 26 Nisan 2021

Hani gelmezlerdi!

GOOGLE Bilgi Teknolojileri Limited Şirketi, Tiktok Turkey Dijital Medya ve Reklam Limited Şirketi, Twitter İnternet İçerik Hizmetleri Limited Şirketi...
İlk duyulduğunda kulağa garip gelen isimler... Tanıdığımız, bildiğimiz sosyal medya devlerinin Türk şirketi versiyonu.
Sanki Google, Tiktok, Twitter Türk şirketleriymiş gibi.
İnşallah o da olur ama şimdilik durum biraz farklı. Küresel sosyal medya şirketleri Türkiye'de temsilcilik açmayı kabul ettiler.
Artık Türk kanunlarının tespit ettiği yükümlülüklerini yerine getirmek, Türkiye'den kazandıkları paranın vergisini Türkiye'ye vermek, Türk vatandaşlarının verisini Türkiye'de tutmak ve Türkiye hesap sorduğunda cevap vermek durumdalar.
Meşhur sosyal medya yasasının doğal sonucu. Hani şu tasarı halindeyken muhaliflerin bir bardak suda fırtına kopardığı yasa. Ülkemizin menfaatlerini bırakıp, sosyal medya devlerinin menfaatlerini savunmaya soyunmuşlardı. "Bu bir sansür yasasıdır" diye bağırıp çağırıyorlardı.
Meclis kanunu kabul edince bu sefer de psikolojik direnişe başladılar. "İstediğiniz kanunu çıkartın sosyal medya şirketleri Türkiye'de temsilcilik açmayacak" dediler. Önce Youtube ve Facebook temsilcilik açmayı kabul etti. Bunun üzerine "Twitter sonuna kadar direnecek" dediler. Nihayetinde Twitter da şirketini kurdu.
Neden kurmasın ki?
Türkiye'ninki haklı bir talep.
Dahası başka ülkelerde zaten temsilcilik açmak zorundalar ve açmışlar. Sıra Türkiye'ye gelince biraz naz ettiler. Eldeki avantajlı durumu kaybetmek istemediler ama devletin sıkı ve tavizsiz duruşu karşısında gerçeği kabullendiler. Bir bizim "yaman" muhalifler kabul edemiyor bu gerçeği. Yoksa olması gereken oldu!
Şüphesiz ortada büyük bir başarı var. Başarı sosyal medya şirketlerinin teker teker temsilcilik açmayı kabul etmesinden ibadet değil. Türkiye'de dijital vatandaşlık ve siber vatan anlayışının gelişmeye başlamış olması çok daha önemli;
Dijital evren hayal ya da sanal değildir, gerçektir! İnsanlar nasıl yaşadığımız dünyada varsalar, dijitalde de benzer bir varlık gösteririler. O varlıkları da kuralsız, düzensiz, rastgele olamaz. İnsanlar dijital haklarının peşine düşmeli, devlet siber vatanda da vatandaşının hukukunu her türlü tehdit ve saldırıya karşı korumalıdır.
Müsaadenizle bir hakkı teslim ederek bitirelim; hem sosyal medya yasasının çıkmasında hem de siber vatan anlayışının yerleşmesinde İletişim Başkanlığı'nın, özellikle de başkan Prof. Dr. Fahrettin Altun'un büyük emeği var.
Çoğunun "neme lazım" deyip el atmayacağı, sosyal medya şirketlerini karşısına almak istemeyeceği bu alanda donanıma ve bilgiye dayanan cesur bir mücadele yürüttü. Sonucu ve başarısı da ortada!