Haberler


İsmail Çağlar

Muhalefetten Yandaşlığa

Siyasi tartışmalarda son yılların en çok kullanılan kavramlarından birisi yandaşlık. Yandaş gazeteci, yandaş akademisyen, yandaş iş adamı, yandaş sanatçı gibi etiketleri çok sık duyuyoruz. Anlatılmak istenen basit; bir kısım gazeteciler, akademisyenler, iş adamları, sanatçılar ve siyasetçiler diğerlerini yandaş olmakla suçluyor. Ancak kastettikleri şey basitçe taraftar olmak, desteklemek değil. Yandaş olmak bunların ötesinde suçlama içeren bir kullanım. Yandaş gazetecinin gerçekleri sakladığı, yandaş akademisyenin doğruyu konuşmadığı, yandaş iş adamının yolsuzluk yaptığı, yandaş sanatçının maddi çıkarı için destek verdiği suçlaması var.

Tabii ki yandaşlık kelimesi iktidarı yani AK Parti'yi destekleyenler için kullanılıyor. Peki AK Parti'yi desteklemeyenler ne oluyor? Onlar da bir başka fikrin taraftarı, destekçisi, savunucusu değil mi? AK Parti'yi destekleyince yandaş olan gazeteci muhalefeti destekleyince tarafsız mı oluyor?

Meseleye biraz daha yakından bakalım; yerel seçimlerden sonra CHP tarihinde ilk kez şaibesiz, adil, şeffaf, olağan şartlarda yapılan bir seçimde kısmen de olsa siyasi iktidar elde etti. İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerini AK Parti'nin elinden aldı. İzmir'i de eklediğimizde ülkenin üç büyük şehrinin belediyesini yönetmeye başladı. Cumhurbaşkanlığı veya meclis çoğunluğu ile mukayesesi mümkün olmasa da yerel yönetimlerde ciddi bir siyasi güç kazandı, muhalefetten iktidara geçti.

Artık CHP'yi destekleyen gazeteciler, iş adamları, sanatçılar, akademisyenler yalnızca AK Parti'yi eleştirme konumunda değiller. CHP iktidar olduğu için, siyasi güce sahip olduğu için, icraat yapma konumunda olduğu için eleştirilebilir bir pozisyonda. CHP destekçileri de AK Parti'yi eleştirmenin yanında CHP'nin eylemlerini savunmak zorunda kalıyorlar. Yani artık "muhalif gazeteci" değil aynı zamanda "yandaş gazeteciler".

İktidar için "ateşten gömlek" derler. Bir yandan güç getirir, diğer yandan ise güç sahibini artık eleştirilir, hesap sorulur hale getirir. Mesela İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bir ilçe belediye başkanı olarak kalsaydı deprem zamanı kayak tatiline gittiği için bu kadar eleştirilmeyecekti. İmamoğlu'nu destekleyen yandaş gazeteciler de İmamoğlu'nu savunmak için bu kadar zor durumda kalmayacak, kendisinin bile savunma ihtiyacı hissetmediği kayak tatili için akla ziyan açıklamalar geliştirmeyeceklerdi.

Genel kanaat İmamoğlu'nun şimdiye kadar ki performansı ile henüz iktidar sınavını geçemediği yönünde. Yandaşları için durum daha vahim; Şimdiye kadarki performanslarıyla çoktan gazetecilik sınavından kaldılar.

DİĞER YAZILAR İLERİ
DİĞER
Sır gibi saklıyordu...Yalı Çapkını'nın İfakat'i Gülçin Santırcıoğlu'nun 10 yıllık kocası bakın kim çıktı!
Mustafa Sandal'ın eski eşi Emina Jahovic'in yeni malikanesi dudak uçuklattı! 30 milyon lirayı gözden çıkardı...
Yalı Çapkını 68. Bölüm 3. Fragmanı
Ferdi'nin yeri dolacak! Skorer bek geliyor
THY EMLAK KONUT ARNAVUTKÖY KURA SONUÇLARI!
61 gol 11 asist!
25 yılık ev hanımları bile bilmiyor!
GÜNÜN MANŞETLERİ
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.