Kupa gibi sürprize açık mecralarda kaybedecek bir şeyi olmayan bir takım ve Avrupa'ya kendisini göstermek isteyen oyuncular tehlikeli bir karışımdır. Nitekim ilk maçın skorunun üstüne gol de atsak yine de tedirginlik yaşamadık dersek yalan olur. Baskılı oynayacağı belli olan rakibe karşı Gökhan İnler ve Necip tercihi çok doğru bir düşünceydi. Böylece dirençli, sert bir orta sahayla rakibe karşı koymak çok daha kolay. Hapoel'in baskısı Gökhan İnler olduğu için etkisiz kaldı. İnler'in hem teknik hem de güçlü, defansif bir yönü var. Bu iki özelliğe birden sahip olan başka orta saha oyucusu da yok Beşiktaş'ın. Ekstra özelliği de uzaktan iki ayağıyla birden iyi şut atması.
Hapoel'in bizi korkuttuğu dakikalarda Fabri çok kritik toplar çıkardı. Aksi olsaydı dün gecenin karabasan gibi üstümüze çökme ihtimali vardı.
Talisca'nın 10 numara özelliği olmadığı için orta saha ile forvet hattı kopuk oynadı. O bildiğimiz hızlı, defans delici paslar yoktu. O yüzden zaman zaman Quaresma ortaya kayıp oyun kurucu gibi oynadı.
Talisca maçın tamamını ve iki yönünü hala oynamıyor. Tosic yerine Caner o yokken Adriano, Necip'in yerine Atiba, Talisca yerine de iyi hali olmak şartıyla Oğuzhan oynadığı zaman eldeki oyunculardan çıkabilecek ideal kadro olacak.
İstatistiklere göre atılan gollerin üçte biri serbest atışlardan geliyor. Atınç olduğu zaman her hava topu pozisyonunda rakip çok zorlanıyor.
İkinci yarı Beşiktaş tam vitesi boşa almıştı ki Marcelo'nun hatasından gol geldi. Kaderine razı Hapoel bu golle birden maça döndü. Kalecisinin büyük hatası maça son noktayı koydu.
MAÇIN EN iYiSi FABRİ
Maçın kırılma anlarını önledi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ BABEL
Moralsiz ve küs gibi oynuyor. Kötüydü.