Elbette vardı ama dönemin büyük yıldızı Beckenbauer özellikle topları defanstan böyle çıkarınca onu taklit etmek için özellikle böyle vurulurdu.
O dönemin, başta libero oynayan genç ve çocuklarının pek çoğuna Beckenbauer lakabı bile takılmıştır.
ÜÇ PARMAK VURUŞU!
Bu vuruş tekniğine "trivela" daha doğrusu "tres dedos" yani "üç parmak" dendiğini Quaresma ile birlikte öğrenince, Quaresma adeta lakabı gibi olan trivela ile anılmaya başlandı. Öyle zor ya da çok az futbolcunun yaptığı bir vuruş tekniği de değildir. 1978 Dünya Kupası'nda Peru'lu Cubillas'ın frikikten attığı golü yaşı yetenler hatırlar.
Daha yakın zamanlarda Roberto Carlos'un müthiş frikik golü vardır. Bizden ilk alkıma gelenler rahmetli Vedat Okyar, Mustafa Denizli, Okan Buruk, Ümit Özat ayağının dışını çok sık kullanan isimlerdir.
ASIL MARİFETİ RABONA
Eğer o anda ayağınızın dışıyla vurmak daha avantajlı ya da zorunlu değilse ayak içi kadar tercih edilmez, çünkü normalde ayak içine daha fazla‚ kim olunur. Top tekniği iyi futbolcular, özellikle genç yaştayken kendini göstermek için biraz da havadan böyle vururlar çünkü ayak içine göre nispeten daha zordur. Quaresma'nın farkı, zorunlu olmadıkça ayağının içini değil dışını kullanması yani onunki artık bir stil, alışkanlık olmuş durumda. Çok da maharetli olduğu için bu vuruş tekniği son yıllarda adeta onunla özdeşleşmiş gibi oldu.
Oysa Quaresma'nın asıl marifeti "Rabona" denen yani ayağını diğer ayağının arkasından dolandırarak yaptığı vuruşlar. Bu teknik de dünyada sadece onun yapabildiği bir vuruş stili değil ama Quaresma rabona ile orta yapabiliyor hatta şut atıyor. Rabona'da genellikle topa ayağının üstüyle vurulur ve yakın mesafede pas için kullanılır. Quaresma ise ayağını topun altına sokup orta yapacak kadar bacak-ayak-vücut dengesi kuruyor. İşte bu gerçekten zor bir şey çünkü rabonada topa sert, uzağa hele de belli bir mesafeden sonra isabetli vurmak tabiri caizse her babayiğidin harcı değil. Rabona'yı meşhur eden futbolcu Arjantinli Ricardo Infante. 1948'de bu vuruş tekniğiyle 35 metreden gol atınca bu vuruşa rabona denmiş. Arjantin'de ebeveynin izni olmadan okulu kırmak diye bir deyimden geliyor. İşte bu yüzden aslında Quaresma'ya bir lakap takılacak ya da bir vuruş tekniğiyle anılacaksa bu trivela değil rabona olmalı.
Futbolda, Harlem gibi bir şov takımı kurulup dünyanın her yerinden futbolcu seçilse hiç kuşkusuz Quaresma bu takım için ilk akla gelen isimlerden birisi olur. Yeteneklerine laf edecek olan çarpılır! Ne var ki futbol yani normal sahada, kazanmak için oynanan oyunda yeteneğini bu anlamda sahaya, takıma olumlu olarak yansıttığın önemli.
ŞOVUNU YAP AMA...
Artık nasıl yapılır bilmem ama başta Şenol Güneş ve başkaları da Quaresma'ya futbolun gerçekten ne olduğunu, kendisinin yeteneklerinin dünyaca bilindiğini, her pozisyonda bu yeteneklerini göstermek zorunda olmadığını, karşısındaki futbolcuya saygı duyup ille de onu her seferinde güç durumda bırakacak çalım atmak gerekmediğini anlatıp, ikna etmesi gerekiyor. Bu yapılabilir mi ya da bunu anlayacak olgunluğa gelmiş midir? Bilemem ama bütün unsurlarıyla futbola ve aldığı ücrete saygı duyarsa kelimenin tam anlamıyla muazzam bir futbolcu. Kısacası şovunu yine yap, yapma demiyoruz ama sadece hobi için değil biraz da takımın kazanması için yap...