Selda hanım küçük bir kasabada yaşıyoruz. Eşim öğretmen, tayinle buradayız. Her şey iyi güzel ama 'kadınlar arasında yapılan dedikodular yuva yıkacak boyutta!' Örneğin komşuyla daha yeni tanışmışız, karşı komşunun nişanlısı genç hakkında olmadık yakıştırmalar yapıyor ve bire bin katarak herkese anlatıyor. Bununlarla savaşmayı kendime görev edindim. Her ne kadar eşim "Sen karışma, sonunda senin başına patlar" diyorsa da vazgeçmeyi asla düşünmüyorum. Acaba nereden başlamalıyım? Rumuz: Nazo
S.U. CEVAP: Hepsini çaya davet edin. İki hoşbeşten sonra "Hanımlar, özellikle gençler hakkında sağa sola laf taşımayın" diyerek başlayın söze. Ve şöyle bitirin; "Unutmayın ki bu iftiralar gün gelir çocuğunuzdan çıkar. Ne demiş yüce yaradan, 'Bana kul hakkıyla gelme, ben zaten cezasını vermeden canınızı almayacağım!' Ayrıca bunları benimle paylaşmanız, bana yaptığınız en büyük hakarettir hanımlar. "
HEMCİNSLERİM ŞAŞIRTIYOR
Selda hanım içimden geldi sizinle dertleşmek istedim. Üç çocuğumu dikiş dikerek büyüttüm. Mahalle terzisi diyebilirsin. Bu vesile ile öyle kadınlar tanıdım ki, 'eşleri kaçıp gitmekte' haklılar. Kadın 50 yaşında, üç boğum göbeği var 'ille de bluzümün boyu belimde olsun' diyor. Söyleyince de hakaret etmiş oluyorum... Bunları uyaracak kimse yok mu? Rumuz; Bir okur
S.U. CEVAP: Hanımlarımız bir yaştan sonra kapıpkoyveriyor. Nasıl rahat ediyor ve kendini ne şekilde güzel buluyorsa öyle giyiniyorlar. Belki de üç günlük dünyada doğrusunu yapıyorlar. Ne diyeyim bilemedim şimdi.