Selda hanım 19 yaşında genç bir kızım. Sözlerime nasıl başlayacağımı bilmiyorum.
Daha önce hiç kimseyle derdimi paylaşmadım. Evet, ölecek kadar kederliyim:
'çakır gözlüm' gitti ve bir daha dönmeyecek! Ama ben her gün onunla doğacağım.
Geceyi onunla karşılayacağım.
Selda hanım beni teselli edin diye yazmıyorum, çünkü çektiğim acının tesellisi yok. Bir yıl önce tanışmıştık ve birbirimizi çok sevdik. O kadar ki, ben ona böbreğimi vermeyi bile düşünmüştüm... Yaşadığım acıyı size anlatamam. İnanın kahroldum, kahroluyorum.
İmza; Nazan Nil G.
S.U. CEVAP; Nil'ciğim bırak böbreğin filan yerinde dursun.
Hatta sevgili sonsuza kadar yok olduğuna göre, yüreğini de geri almalısın. Geriye 'yaşanmış bir yıl' kalıyor ki, o da ileride sana lazım; çünkü hatırladıkça içini tatlı bir hüzün kaplayacak ve böylece yaşlılığında o duygularla avunacaksın...
Ayrıca aşık olunan her erkekle mutluluk devam eder diye bir kural yok. Belki de aşkınız bitince birbirinizin gözünü oyacaktınız. Örneğini yaşamış biri söylüyor bunu...
İyilik ettim sandım!
Güzel sanatlar okuyorum. İstanbul kökenliyim. Her genç gibi idealistim.
Şehir kızlarının Anadolulu çocuklara üstten bakmasına tahammülüm yok.
Daha doğrusu yoktu. Şimdi o arkadaşlara hak veriyorum. "Aman ayrım yapmış gibi olmayayım" diyerek yakın davrandığım bir genç "Bana aşıksın" diye tutturdu ve başıma bela oldu. Her yakınlığı yanlış değerlendirmesinler lütfen.
Rumuz; Kadıköy
S.U. CEVAP; Sadece yöre ayrımı değil, erkek cinsinin özelliğidir bu. Çünkü yanlış anlamaya meyillidir. Bunu metropollüsü de yapar, kasabalısı da... Belki tek fark, kızlarla bir arada yetişmemiş erkeklerin bu samimiyeti bilmemesi, tanımamasıdır. Çaresi; her cümlenize "Abicim" diye başlamaktır.