Dün yayınladığınız, 'arkadaşımın aşkı' konulu mektup bana gençlik günlerimi anımsattı.
Bir arkadaşım nişanlanmıştı ve kızın ilk işi biz dostlarını çevresinden uzaklaştırmak olmuştu. Gerekçesi; bekar ve hovarda erkeklerdik, neticede arkadaşımızı ayartabilirdik.
Kız ne yaptı biliyor musunuz, önce benim gönlüme girdi ve kendisine aşık etti. Sonra da ona yazdığım aşk notlarını arkadaşıma gösterdi.
Böylece beni dostumdan sonsuza kadar ayırmış oldu.
Rumuz; Şeytan
S.U. CEVAP; Valla hak etmişsiniz. İnsanın can dostunu kaybetmesi kadar büyük bir ceza düşünemiyorum. Ama anlayamadığım, çevrede kız mı kalmıyor da sizler böyle en yakınınızdaki hatunlara tutuluyorsunuz?
KİŞİLİK BOZUKLUĞU
Hani eski dönemlerde yaşasanız, yani kadınlar cumbalarda otursalar ilk gördüğünüze yapışıp kalabilirsiniz diyelim. Ancak günümüzde ortalık kız kaynıyor arkadaşlar. Kusura kalmayın ama sizinki biraz özgüven eksikliği. Uzmanlara göre daha fenası; kişilik bozukluğu.
ÖLÜMÜN EŞİĞİNDEYİM
Ablacım ben köy kızıyım. Buraya gelen resmi görevli çocukla birlikte oldum. Evlenecektik. Ama sonra tayini başka yere çıktı. Şimdi köyümüzden bir gençle yakında düğünümüz var. Ne yapacağımı bilemiyorum. Bu dönemi sizce nasıl atlatabilirim? Lütfen bana yardımcı olun. Rumuz; Yardım
S.U. CEVAP; "Madem öyle, ne cesaretle yaptın" demeyeceğim. Çünkü gençlikte hormonların nasıl tavan yaptığını bilirim. Önemli olan, bu dönemleri ağırlaştırılmış sporla, çalışarak ve her türlü meşgaleyle vukuatsız atlatabilmek. Çocukları yönlendirecek olan da aileler. Önce anne-babayı eğitmeliyiz demem bundan. Eğitim ailede başlıyor çünkü.