YAKINDAN tanıyanlar bilir, özel olarak Göztepe genel olarak da İzmir'e sevgim ve ilgim biraz baskındır. Aspor'da hemen her konuşmamda İzmir'in şampiyon çıkaramamasından duyduğum üzüntüyü biraz da öfkeli bir dille gündeme getirdim, fırsat buldukça da getirmeye devam edeceğim. Osmanlı coğrafyasında Selanik'le birlikte ilk futbol maçlarını yapan şehrin delikanlılarının bu utançtan bir an önce kurtulması en büyük dileklerimden biri. Corona ile zorunlu bir ara verilen futbolun geleceğinin konuşulduğu toplantı sonrası Gözgöz ve yaptırım gücü sıfır olan Kulüpler Birliği Başkanı Mehmet Sepil'in 3 maddelik çözüm önerisini öğrendik. Önerilerden biri, aklın ve vicdanın sınırlarını zorlayan Play-Off seçeneğiydi. Sayın Sepil'in saçma önerisinde " ilk 8 takım play- off oynar" maddesi olsaydı, derdik ki, işte Gözgöz başkanı olarak camiasına da menfaat sağlama peşinde, onaylamasak da, anlardık.
KONUŞULMAYAN BİR KONU
Sonrasında Mustafa Cengiz'in açıklamasıyla birlik toplantısında bu konunun hiç konuşulmadığını öğrendik, ardından Ahmet Ağaoğlu da aynı şeyi söyledi. Yani sayın Sepil toplantıda konuşulmayan bir konuyu Türkiye'nin gündemine taşımıştı.
Peki ama neden ve kimin adına? Göztepe ve İzmir'in kalbimizdeki yeri bakidir.
Kendi kulübünü hiç ilgilendirmeyen bir konuda Bekçi Murtaza'lığa soyunarak lüzumsuz bir açıklama yapan Mehmet Sepil'den beklentimiz, hakkın ve hakkaniyetin yanında durup, şeytana uymamasıdır.
MHK VE TETİKÇİ HAKEMLER
30-40 yıldır İstanbul Oligarşisine karşı bir onur savaşı veren ve sadece son iki maçında MHK ve tetikçi hakemleri Aydınus_Kalkavan eliyle cerrahi müdahaleyle 4 puanı gasbedilen Trabzonspor ve camiası, patlama noktasında yaşadığı med-cezirlerin sınırında daha fazla duramaz, bunu herkesin bilmesinde büyük yarar var. Gerçekliği henüz tam olarak kavranılamayan Corona belasına karşı topyekün bir mücadele içindeyken, bu tür algı ve yoklama oyunları sadece öfke yaratır ve biriken öfke, hiç beklenmedik bir anda patlayabilir.