Tarihi 1 Ağustos 2018

CHP ve İP’in Pirus zaferi

TÜRKİYE'DE gerçek anlamda çok uzun süredir bir muhalefet sorunu yaşanıyor. Demokratik hiçbir ülkede görülmeyen bu durum, maalesef bize mahsus... 16 yıldır tek başına iktidar olan partinin yıpranması ve bunun yerine muhalefet partilerinin oylarının yükselip iktidara alternatif olmaları gerekirken; 95 yıllık olanı da 1 yıllık olanı da aynı sarmalda debelenip duruyor. Birisi kurultay toplayıp toplamamanın kavgasını verirken, diğeri genel başkanı istifa etmesin diye kendini liderinin kapılarında zincirliyor! Bu sarmalın 3 tarafı var; Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve Muharrem İnce. Bu 3 ismin 2'si halihazırda genel başkan, diğeri de aday. Siyasetin temel kuralı; istikrar ve güvendir ve eğer lider olacak iseniz; öncelikle kendi partilinizi sonra da seçmeni olumsuz anlamda şaşırtmayacaksınız; yani istikrarlı olacak, güven vereceksiniz. Şimdi; bu 3 isme baktığınızda; dün söylediğinin bugün tam tersini yapabilen, verdiği sözleri (birebir kişilere veya kitlelere) tutmamaktan dolayı bir özrü bile çok gören, birlikte yola çıktığı dava arkadaşlarını ve söz verdiği seçmenlerini; verdiği sözün tam tersini yaparak deyim yerindeyse yarı yolda bırakmaktan çekinmeyen siyasetçi profili gözlemliyoruz.
Bunu bir hakaret veya eleştiri olarak sakın anlamasın kimse, yaptığım tek şey; durum tespitidir. Tek tek olaylar ve yaşananlar üzerinden bu tespitlerin doğruluğunu herkes kabul edecektir. Muhalefet partilerinin durumunu analiz ederken söylenecek en güzel şeyi geçenlerde Tunca Bengin yaptı. CHP ve İP'in durumunu Pirus zaferine benzetti. M.Ö. 280'de Tarentum Kralı Pirus'un ordusu, Roma ordusunu savaş alanında yendi yenmesine ama kendi ordusunun tamamı da savaş meydanında öldü.
Yani; savaş meydanında kazandığı savaşı, yine savaş meydanında kaybetti aslında. Ordusu olmayan bir galibiyetin ne anlamı var ki çünkü? İşte; CHP'de bu saatten sonra kurultay toplansa da toplanmasa da; lider değişse de değişmese de; aynı şekilde İP'de Meral Akşener Genel Başkanlığa dönse de dönmese de; hem kendi parti tabanlarında hem de seçmen üzerinde çok ciddi bir güven bunalımı yarattılar. Yani; her ikisi de kendi delegelerinden geçer oy alıp kendi partilerinde iktidar olsalar bile; artık kendilerine güvenmeyen bir seçmenden nasıl oy bekleyebilirler ki?



İYİ Kİ varsın yaşı küçük yüreği büyük güzel kız...

İşte Filistin'in yeni simgesi
İSMİ; Ahed Tamimi..
Bugüne kadar gelmiş geçmiş en güçlü aktivistlerden.
Bütün dünya onu; 8 yaşından bu yana yaptığı eylemlerden ve cesaretinden dolayı tanıyor.
Bugün yaşı sadece 17 ama; dünyaya kafa tutan yüreği, kendinden onlarca yaş büyük milyonlardan daha büyük.
Filistin halkının haklı davası için hem kendisi hem ailesi ölümüne direniyor, binlerce Filistinli gibi. 8 aydır tutuklu bulunduğu cezaevinden çıkar çıkmaz ilk mesajı: "Filistin halkının, İsrail işgali bitene kadar direnişe devam edeceğim" oldu. Filistinli cesur kızımız Ahed, "gözaltıların ve hapis cezalarının azimlerini kırmayacağını" bir kez daha haykırdı ve o küçücük cüssesi ve kocaman yüreği ile İsrail ve onun işbirlikçi sözde büyük devletleri yine korkuttu.
Daha 8 yaşındayken abisini zorla götürmeye kalkan İsrail askerine kafa tutan ve "defolun buradan" diye bağıran ve İsrail askerini korkutan bu küçük kız, bu tavrı sebebiyle İstanbul'da Hanzala Cesaret Ödülü almıştı. Son olarak 19 Aralık'ta Ramallah'ta ailesiyle birlikte yaşadığı evlerine baskın düzenleyen İsrail askerine okkalı bir tokat atmıştı kameralar önünde ve bu yüzden 8 aydır cezaevindeydi.
Başkan Erdoğan'ın da telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiği Filistinli bu cesur kız Ahed'i, önümüzdeki yıllarda hem Filistin direnişinin sembol ismi hem de lideri olarak görürsek şaşırmayalım.. İyi ki varsın yaşı küçük, yüreği büyük güzel kız..

​FETÖ'nün Afrika ayağı kuruyor
AFRIKA; FETÖ'nün ABD ve Almanya'dan sonra en çok örgütlendiği ülke olarak biliniyor. Geçen hafta Başkan Erdoğan ile yaptığımız Güney Afrika seyahatinin en önemli konularından birisi de bu idi. Örgütün; 5'i başkent Johannesburg olmak üzere ülke çapında 11 okulu olduğu ve 2800 öğrencinin eğitim gördüğü bilgilerine bakıldığında; en büyük mücadele alanlarından birisinin de kara kıta olması gerektiği çok açık.
Zira; Başkan Erdoğan da gerek Güney Afrika Devlet Başkanı ve gerekse diğer muhataplarına; bu örgütün ne kadar tehlikeli olduğu ve sadece bizim için değil; kendileri için de ileride nasıl bir tehlike olacağını örnekleriyle anlatması bu yüzdendi.
Buradaki okulların kapatılması ve Maarif Vakfı'nın buradaki okullarda düzgün eğitim vermeye hazır olduğunun iletilmesinin karşılığını, önümüzdeki

​DERİN SÖZ
ZAFERLERİN
babaları çoktur, mağlubiyetlerin ise hemen hiç yoktur. JULIUS SEZAR