Tarihi 11 Nisan 2018

İç savaşa çağrı!

Başlığa bakıp irkildiniz değil mi? Haklısınız irkilmekte ve hemen neden böyle dediğimi anlatayım da hak verip vermediğinizi yazın bana lütfen. Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, pazar günü Roman vatandaşlarımızla buluştu.
Bu buluşmasında İzmir'den milletvekili seçilen Özcan Purçu da vardı. Buraya kadar gayet güzel. Ama sorun; bu toplantıda yaptığı konuşmada zaten. Dedi ki konuşmasında;
"Suriyeliler'e baktığın kadar bana bakmıyorsun. Onlara verdiğin para kadar bana vermiyorsun. Onlar birinci sınıf vatandaş, siz hala 3. sınıf vatandaşsınız. Durmayacaksınız, isyan edeceksiniz!" Kılıçdaroğlu açıkça; Roman vatandaşlarımızı isyana çağırıyor ama aslında bunu ilk kez de yapmıyor. 9 Nisan 2017'de Sinop Boyabat'ta anayasa değişikliği ile ilgili mitingde yaptığı konuşmada da şöyle diyordu: "Suriyeliler bizim ülkemizde 1. sınıf vatandaş, bizim vatandaşımız 2. sınıf. Buna isyan etmeyecek misiniz?" Durun daha bitmedi;
Karadeniz'de fındık üreticilerine yaptığı mitingde de aynı isyan davetini tekrarladı: "Suriyeliler 1. sınıf vatandaş, Karadenizli fındık üreticisi 2. sınıf vatandaş oldu.
Bunun hesabını soracaksınız." Bakınız sevgili okurlar; bu ülke toprakları içinde yaşayan her birey eşittir. Vatandaş olsun olmasın, canı, malı, namusu bizlere, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne emanettir. Kaldı ki; 7 yıldır iç savaş yüzünden ailesini kaybetmiş, zulüm çekmiş, kendisini ve ailesinden, mahallesinden geride kalan kim varsa canını Türkiye'ye zor atmış Suriyeli sığınmacılar da bizim misafirimizdir. Artık eski Türkiye yok derken bu da en güzel göstergelerimizden.
3 milyonu aşkın Suriyeli'yi misafir ederken, bir gün ülkelerine dönmeleri için de yardımcı ve teşvik edeceğiz elbette. Ama siz; eğer önünüze gelen herkesi, her kesimi ve her kitleyi canı-malı-namusu bize emanet olan bu zor durumdaki Suriyeli insanlara karşı kışkırtır ve adeta "İsyan edeceksiniz" talimatıyla bir çatışma ortamı yaratmaya çalışırsanız; bu sözlerden etkilenip herhangi biri sokağındaki, mahallesindeki, yanından geçen bir Suriyeli vatandaşa, kadına, çocuğa zarar vermeye kalkar ise; bunun hesabını nasıl vereceksiniz?
Toplumsal olaylar, bir kıvılcıma bakar. Ve siz, sorumlu konumundaki ana muhalefet partisinin Genel Başkanı olarak sürekli bu insanlara karşı halkı kışkırtırsanız ve bir kıvılcım yakarsanız; sonrasında ne olur hiç düşündünüz mü?


GÜNÜN FOTOSU

DÜNYANIN GİDİŞATINA YÖN VEREN TÜRKİYE

Dünyanın yarısının bir hayali geçen Ekim'de gerçek olmuştu. Hep kitaplarda söylenilen Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan jeopolitik önemdeki Türkiye için de bir hayal gerçek oldu. Demiryolunu Asya'dan Avrupa'ya kesintisiz hale getiren Bakü-Tiflis-Kars demiryolu projesinden söz ediyoruz. Yani, yükünüzü Londra'dan veriyor, Pekin'de indirebiliyorsunuz. İlk etapta yük taşımacılığı için kullanılan demiryolu, zamanla yolcu taşımacılığı için de kullanılır hale gelecek. 45 ila 62 gün süren bu yolculuğun 12 ila 15 güne düşmesi demek oluyor ki; aradaki hem maliyet tasarrufu hem zaman tasarrufunu artık siz tahmin edin. Geçenlerde bu konuyu Ulaştırma-Haberleşme- Denizcilik Bakanı Ahmet Arslan ile TRT Haber'de birlikte çıktığımız Basın Kartı Programı'nda konuştuk. Bakan Arslan'ın verdiği rakamlar gerçekten çok çarpıcı; Türkiye olarak biz demiryolu ile yılda yaklaşık 28.5 milyon ton yük taşıyoruz. Sadece Kazakistan, Bakü-Tiflis-Kars hattına 10 milyon ton yük vereceğini taahhüt etti. Çin'den de Avrupa ülkelerine yılda 240 milyon ton yük taşınıyor. Biz Türkiye olarak bunun yüzde 10'unu alsak, 1 yıl boyunca taşıdığımız yük kadar daha yük taşımış olacağız. Yani, Türkiye'nin demiryoluyla taşınan yük miktarı 2-3 misline çıkacak.
Bugün dünyanın gidişatına yön veren 10 büyük projenin 6'sının Türkiye'de yapıldığını hatırlatıp, Türkiye'de güzel şeyler olduğunu kabul etmek istemeyenlere bir kez daha duyurulur.

VİCDANLARIN İŞLEMEDİĞİ YERDE POLİS DEVREYE GİRER
Polis teşkilatımızın 173. yılı sebebiyle tüm hafta Polis Haftası. Evimizde, sokakta, işyerimizde kısacası günlük yaşamımızda canımızı, malımızı, her şeyimizi emanet ettiğimiz polislerimize ne kadar teşekkür etsek az. Vatan savunmasında veya görevleri başında şehit düşen, gazi olan polislerimiz ve onların geride bıraktıkları aileleri artık bizlerin emaneti... Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polis Haftası sebebiyle yayınladığı mesajda aslında her şeyi çok güzel özetlemiş: "Vicdanların işlemediği yerde polis devreye girer, huzurun bekçiliğini yapar.
Zor şartlarda canını ortaya koyarak, cesaret ve yiğitlikle mücadele eder." Gerek 15 Temmuz darbe gecesi, gerek terörle mücadelede ve gerekse görevlerini yaparken şehit düşen tüm polislerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, gazilerimize şifa, ailelerine sabır diliyorum. Huzurun ve güvenliğimizin teminatı tüm emniyet mensupları, alkışın ve takdirin en yücesini hak ediyor.

DERİN SÖZ
Aydınlık, geceye hiçbir zaman yenik düşmedi... MEVLANA