Tarihi 28 Şubat 2018

28 Şubat’ın yıldönümünde bir kez daha... İnadına millet, inadına demokrasi

Bugün bu ülkenin üzerine bir karabasan gibi çöken 28 Şubat'ın yıldönümü, 21 yıl geçti üzerinden ama hala dün gibi hatırımda.
Banka sistemi üzerinden siyasetin ve ekonominin yeniden dizayn edildiği postmodern darbe, bu milletin 50 milyar dolarının belli kişilerin ceplerine girmesinin yanı sıra, ülkenin 50 yıl da geriye gitmesine sebep oldu. Sözde "Cumhuriyet'i ve laikliği korumak refleksindeki", sözde "İrtica geliyor" yalanlarıyla darbeci askerler, siyasetin bir kısmı, bürokratik vesayetçiler ve iş dünyasının belli isimlerinin de desteğiyle, seçilmiş meşru hükümeti istifa ettirip, kendi adamlarını iktidara getirdiler, devleti ele geçirdiler, devleti bizzat devlete hortumlattılar. O yılları hatırlayanlar bilir; devlet bir yandan borçlanırken, kamu kuruluşları da ellerindeki fazla parayı yüksek faizle bankalara yatırıyordu. Koca bir ülkenin emeği, faiz lobisinin cebini doldururken, bunlarla işbirliği yapan bürokrat ve siyasetçiler ceplerini dolduruyordu.
Türkiye, korkunç bir borç ve faiz sarmalına sokulmuştu.
Refah-Yol hükümeti, ülkeyi uçuruma sürükleyen bu soygun düzenine karşı bir kontrol sistemi kurdu, yüksek faizle sağlanan kaynaklar, hükümetin kontrolüne sokuldu. Ellerinde yüklü miktarda nakit para olan ve bu sisteme dahil edilen TOBB, OYAK gibi kuruluşlar uygulamaya karşı çıktı.
Sadece onlar da değil, bu düzenden nemalanan bazı sermaye grupları ve devlet içine çöreklenmiş çeteler de rahatsızdı. Düğmeye basıldı; meşhur '5'li Çete' toplantıları başladı. Dönemin kudretli paşalarını da yanlarına aldılar ve demokrasiye "balans ayarı" yapıldı. Onların 1000 yıl sürecek dediği 28 Şubat o kadar sürmedi ama, bunun yarattığı tahribatın izlerini silmek hiç de kolay olmadı.
Seçilmiş hükümetlere darbe yapmaya kalkışanları en son 15 Temmuz'da gördük.
İsimleri değişse de zihniyetleri aynı kirlilikte. 28 Şubat'ı bilmeden 15 Temmuz'u anlayamazsınız. 1994-2003 yılları arasında Türkiye'de 25 banka fona devredildi. Devlet, bunların açıklarını kapatmak için 30 milyar dolar ödedi.
Hazine, bu parayı içeriden yüksek faizle borçlanarak aldı. Kan emicilerin önümüze koyduğu faturayı da 50 milyar dolar olarak biz, yani millet ödedik. Şimdi anladınız mı neden inadına millet, inadına demokrasi dediğimizi...


Afrin'de bizler için destan yazan Mehmetçiğimiz'e, Aydın Nazilli'den incir üreticisi Yasin Uzun'dan 10 bin paket kuru incir teslim edildi. Gücünüze güç, canınıza can katsın...

İŞTE SİZE DARBECİ DELİLİ
15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasının yargılama süreci devam ederken, darbenin askeri lideri Akın Öztürk suçsuz olduğunu iddia etti ama eski silah arkadaşı Emekli Tümgeneral Beyazit Karataş, her şeyi tüm açıklığıyla anlattı. Cuntacıların üs olarak kullandığı Akıncı Üssü'nün, Öztürk'ün Hava Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemden itibaren darbe için özel olarak hazırlandığını söyleyen Karataş, "Eğer darbe başarılı olsaydı, 3 büyük ile atanacak sıkıyönetim komutanlarının, Öztürk'ün ekibindeki havacılar olacağını açıkladı.
Kendi komutanlığı sırasında, darbeci damadını Akıncı Üssü'ne Filo Komutanı yapan Akın Öztürk'ün, yine kendi komutanlığı döneminde düşürülen Suriye uçağı ve helikopteri olayının arkasında da olduğu iddia edildi.

SAPIKLAR GÜN YÜZÜ GÖRMEYECEK
Cinsel istismar suçu işleyenlerle ilgili Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ'ın başkanlığında 7 bakandan oluşan kurul, 10 gün içinde yeni kanuni düzenlemeleri Cumhurbaşkanı'na sunacak, son rötuşlardan sonra da Meclis Genel Kurulu'na getirilecek bu düzenlemeler.
RTGD yönetimi olarak madde bağımlılığı ve cinsel istismar konularıyla ilgili yapılanları konuşmak üzere geçen hafta Başbakan Yardımcısı Akdağ'a yaptığımız ziyarette, cinsel istismar suçu işleyenlere müebbet ya da ağırlaştırılmış müebbet cezası getirilmeye hazırlanıldığını öğrendik.
İstismara uğrayan çocuğun devlet korumasına alınmasının dışında, çocuk ve ailesine psikolojik destek sağlanması ve hukuki süreç aşamasında çocukların devletin sağlayacağı güvenlik şemsiyesi altında olması kararı alındı. Bu süreçte, medyaya da çok iş düşüyor.
Özellikle bu tür haberlerin veriliş şekli ve kullanılan dil konusunda muhabirlerden editöre tüm yöneticilerin uzmanlar tarafından belli bir bilgilendirmeden geçirilmesi gündemde. Umarım, hiçbir çocuğa bu tür sapıklıkların yapılmadığı bir dünya olur ama bu süreçte hükümetin ve devletin atacağı bu adımlar çok ama çok önemli bir katkı sağlayacaktır.

GÜNÜN SÖZÜ
Akıllı insanlar daima sessiz olanlar değil, ne zaman sessiz kalınacağını bilenlerdir. KONFÜÇYÜS