SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 29 Nisan 2012

Türkbükü sezonu cinayetle açtı

Neymiş, "tatil cenneti Bodrum'un göz bebeğiymiş.'' Neresi? Göltürkbükü. Yok yaaa!.. Orası olsa olsa dingonun ahırı olur bu kafayla. Nasıl bir cennetmiş ki en debdebeli otellerden birinin ortağı yol ortasında diğer ortağı herkesin gözü önünde vurup öldürüyor. Bunlar zır cahil, kaba kuvvetten başka şey bilmeyen adamlar da değil ha. Okumuş, yazmış, görmüş geçirmiş, eğlenceye, şöhrete, imkana filan da doymuş adamlar üstelik. Oralarda eskiden görüp izlediğim kadarıyla çevreleri geniş, sosyetik diye adlandırılacak tarzda adamlar hem de.
Otelin hissesinde ödeme mevzuunda anlaşmazlık kavgaya sonra da belden silah çıkartma, kaçma kovalama, bir lokantada kıstırma ve üzerine yarım jarjör boşaltmaya varıyor. Eh hayırlısı olsun. Gözbebeği turizm beldesi sezonun 2-3 gün erkenden böyle açtı işte. Şimdi biri mezara biri mahpusa gidecek tesisin 3. Ortağı olan ünlü diger kişi de ya sdatar ya savar hissesini, rezarvasyonlar zaten iptal olur, geleceği olan gelmez, bir dolu insan tedirgin olup planlarını değişir olan yine gerçek turizmci, gerçek esnaf ve umutla sezon bekleyen insanlara olur.

* * *
HAYROLA KONAK KAYMAKAMI
İzmir'de tatil cenneti sayılır değil mi? Aynen katılıyorum. Daha doğrusu katılıyordum.
Alsancak Meydanının az ötesinde, merkezi yerde bir misafirhanede geceyi geçirene kadar. Devlet Demiryolları misafirhanesiydi orası. Belgesel yapıyorum ya, her şeyleri gibi misafirhanelerini de izlemek niyetindeydim trencilerin. Gündüz yorucu çekimleri bitirdim, gece çekimleri için az ara verip yeniden başladım. Döndüğümnde saat 24.00 suları. Sabah kalkıp ulaştırma bakanıyla yeni çekimler yapacağım için iyice dinlenmeli, enerji toplamalıyız ekip olarak. Lakin ne mümkün. Misafirhanenin tam karşısında 5-6 metre uzakta dev bir inşaat. Hala çalışan işçiler, altta yolun yarısını tıkamış bir beton hortum kamyonu, döner damperleri içinde harç karılan 4-5 yüksek tonajlı kamyon daha. Karanlıkta çalışamayacakları için arabalı vapor arkı iriliğinde 2 de kuvvetli ışık kaynağı çakmışlar en üst kata, perdeleri delip Duvara sinema projeksiyon ışığı kıvamında yansıyor. Belli ki sabah trafiğinde mümkün olamayacağı için gece beton atma izni verilmiş.
Büyük bir otel inşaatıymış ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kiralanan arsasında yapılıyormuş. Lakin saat 00.30 hatta 01.00 oluyor hazretler aynı hızla çalışmaya devam.

Rezil bir gece

Kafamın içinde şantiye kurulmuş sanki. Değil uyuyup dinlenmenin odada oturmanın mümkünü yok.
Resepsiyona soruyorum 'hep böyleler abi, çaresiz kaldık' diyor görevli. İzmir 155'I arayıp anlatıyorum. Karakol karşısı diyorlar, hemen haber veriyorlar. Gerçekten de karakolla inşaat karşı karşıya. 1 polis memuru geliyor, balkondan görüyorum. Kar etmiyor, bir kaç memur daha geliyor kar etmiyor.
Kameramı alıp aşağı iniyorum. Sorumlu olduğunu söyleyen arkadaşa 'kesin bu rezaleti' diyorum. Sağa sola telefon etmeye başlıyorlar. Az sonra mütaahhit taşeronu bir bey elinde izin belgesiyle geliyor. 'Gece de çalışabilir' demiş saat belirtmemişler izin belgesinde. Altında Konak Kaymakamının imzası. Saat 02.00'yi geçiyor beton dökmeye devam. Gariban misafirhanede 60 oda dolu. Nasıl ses çıkartsınlar, hangisi benim gibi deli dolu ki? 'Valiyi ararım şimdi' diyorum, polisler daha da ciddiye alıyor işi ve zorla durduruyorlar.
Çekimlerini baştan sona yaptığım bu rezil gecenin içinde daha çok detay var.
Şimdilik sadece bu kadarcık yazıyor, tek kişiye soruyorum.
Konak Kaymakamına.
Beğendiniz mi yaptığınızı kaymakam bey?