SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 8 Nisan 2012

Neşe'siz 12 Eylül öyküsü

Birkaç gündür yazdığım 12 Eylül yazılarına, yazar araştırmacı Bülent Aydın da katkı koydu. Neşe'nin acı öyküsünü paylaştı. Neşe Aydın, 22 Haziran 1962 yılında Ordu Perşembe'de doğdu.
Öğretmen anne babanın ilk çocuğuydu.
Tayin oldular, Eskişehir'de büyüdü. Çalışkan bir öğrenciydi. 1979 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (SBF) kazandı ve Ankara'ya geldi.
Neşe daha lisedeyken okuyan, soran ve anlayan birisi olmuştu.
1980 yılında, Tariş direnişi sırasında, Ankara'da yapılan protesto gösterilerinin birinde göz altına alındı. Bir haftaya yakın nezarette kaldı. Neşe'nin naif ve narin yapısı, yüz yüze geldiği işkence, şiddet ve aşağılanma ile adeta kırıldı. Çok etkilenmişti. O dönemde içine girdiği depresyondan uzun süre çıkamadı.

12 Eylül
Neşe'nin umut dolu dünyasının ıssızlaşmaya başladığı sıkıyönetim günlerinin ardından,
12 Eylül'ün ağır baskı koşulları geldi. Depresyon, yerini ehvam ve süpheye ve zaman zaman büyük korkulara bıraktı. Türkiye 12 Eylül faşizminin çizmesi altında inim inim inlerken, Neşe'nin yüreği de sanki parça parça sökülüyordu.

Girdap...

Neşe, fakültedeyken yüreğine değen bir gençle tanıştı. Evlendi, bir oğlu oldu. Adını Fırat koydular. Şimdi 5. sınıfta. Evliliği ve hamileliği hep sorunlu geçti. Hamileyken iyice kötüledi. 1993 yılında hastalığına şizofreni teşhisi konuldu. Tedavi gördü. Evliliği yürütemedi, ayrıldılar....
Neşe anne, babasının yanında hem kendini ayakta tutmaya, hem de çocuğunu büyütmeye çalıştı. Ona özene bezene seçtiği kitapları okudu. Hiç kimsenin bilmediği masalları anlattı.
Her şeyi bırakmış ama okumayı bırakmamıştı. Odasına kapanıyor, okuyor, okuyordu... Okumak belki hayatta tutunduğu tek şeydi. 2002'de avukatlık stajını yaptı, 2003'de mali müşavirlik ve noterlik belgesini aldı. Aralarda işe girip çalıştı. 8 Eylül 2004 sabahı durdu Neşe'nin yorgun yüreği. Gözleri zaten yumuktu günlerdir. 1 hafta önce "anevrizma" neticesinde beyin kanaması geçirmiş, pat diye düşmüştü yere. "Başım çok ağrıyor" oldu son sözleri. "2 ay yatar böyle yoğun bakımda, sonra durumu belli olur" demişti doktorlar ama, asılacak bir hayatı olmadı ki onun. Gencecikken, alelacele kurulmuş darağaçlarında asılan yaşıtlarının urganı kadar güçlü değildi ki onun hayat bağları...

Fırtınalar

Onların 12 Eylül'ü her gündü, hiç bitmedi. Onların geçliği, umutları, yüreği ve hayatı 12 Eylül günlerinde kırılmış ve bir daha hiç onarılamamıştı. Hiç geride kalmamıştı baskı ve zulüm günleri.
İçlerine girmiş, bilinçlerini kemirmiş, dengelerini bozmuştu. Tıpkı koca bir toplumun yıllar süren yasaklarla, baskı yasalarıyla, kötürüm edilmesi, üzerine ölü toprağının serpilmesi gibi... Şimdi Ankara'da, Karşıyaka Mezarlığı'nda 1.5 metrekarelik yerinde yatıyor, amcamın kızı Neşe Aydın. Öldüğünde henüz 42 yaşındaydı ve ömrünün yarısını bile yaşamamıştı... Geride boynu bükük bir oğul, 200 sayfalık bir şiir defteri ve resimlerdeki gülüşünü bıraktı.
Neşe için bahar hiç gelmedi. Mezarlık dönüşünde, tıka basa kitap ve defterle dolu kütüphanesini gözden geçirmesini söyledim kardeşine. Dün akşam aradı, şiirlerini yazıp sakladığı 200 sayfalık bir defterini bulmuş Neşe'nin. Kimbilir her sayfasında ne fırtınalar esiyordur...