SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 30 Mart 2012

Adnan Pekak öldü duymadık

"Adnan Pekak da kimmiş?" diyecek çok kişi vardır aranızda. Haklısınız, unuttuk, unutturduk onu.
Zeki Müren'in krallığı sırasında onun tahtını en fazla zorlamış adam dersem, eski kuşaklardan anımsayan olacaktır mutlaka.
Ben ona "Adnan Abi" derdim. Elinde büyümüş sayarım kendimi. Anam Yenikapı Çakıl Gazinosu'nda ilk sıralarda çıkan bir uverturken Adnan Abi assolistiydi gazinonun.
Mükemmel fiziği, sesi, sahne hakimiyeti vardı.
Piyasa 2 aynı tür lideri kaldıramadı, rahmetli Zeki Müren biraz da hoş olmayacak usullerle onu tedavülden kaldırttı. Olayı da Pekak'ın gırtlağındaki soruna bağladılardı. Sacit Aslan, Aykut Işıklar, Burhan Ayeri, Erdoğan Sevgin gibi dostlar iyi bilirler işin aslı faslını, belki yazarlar birgün.

Kaz mezarcı

1960'lı yıllarda büyük çıkış yapıp, o dönemler de ortalığı kasıp kavuran, şöhret merdivenlerini kısa sürede tırmanan ünlü sanatçıydı yani. En son 1982'de bir filmde rol oynadı ve çekildi sahne dünyasından. İçimi kavuran şu. Onu geçtiğimiz gün yitirdik ve yine duyulmadı bu ölüm. "Bir dost bulamadım gün akşam oldu, yeşil ördek gibi, kaz mezarcı, beklerim her gün bu sahilde, bak yeşil yeşil" gibi pek çok esere sesiyle can vermiş, 1959'da Sokak Şarkıcısı, 1960'ta Ben Masumum, 1982'de de Umut / Aşk Dilencisi filmlerinde başrol oynamış bu zamanın ünlü adamı, 'İpek Sesli Yıldız' olarak anıldı. Ama kimsesiz öldü ve defnedildi.

Ayıp ve vefasızlık

Dostları dediler ki; "4 gündür ağzını açamayan, sadece dudaklarının arasından verilen suyla beslenen Adnan Pekak, dün akşam saatlerinde, evinde vefat etti. Pekak'ın cenazesi bugün Ankara Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi. Pekak defnedilirken, cenazesine sanat camiasından sadece; Ankaralı Taner Tunç ve Mehmet Yüzüak katıldı."
Zamanın billur sesli sanatçısı için bugün kimse son görevini yerine getirmedi!
Oysa Hülya Darcan'ın öz dayısıydı mesela.
Yani kuzeni Bergüzar Korel'di. Onlar bile katılmadılar cenazesine. Nur içinde yatsın diyorum. Elimden bir şey gelmiyor ne yazık ki...

* * *
M.Ö. HAKKINDA HER ŞEY
M.Ö. hepimizin tanıdığı deli dolu bir gazetecidir. Hastane kapısında parça başı çalışmasına, para getirecek fotoğraflar çekmek için çalışmaktan tutun, dünyanın en büyük fotoğraf ajanslarına kadar pek çok kuruluşta çalışmayı başardı.
Son olarak ünlü AFP'nin Ortadoğu-Uzakdoğu foto muhabiri olarak çalışıyordu. Temiz yürekli, mesleğini seven, fotoğraf makinesiyle yatıp kalkacak kadar tutkun bir adamdı. Dün bir gazete manşetten adını duyurdu onun. PKK kamplarında, Kandil'de, Karayılan söyleşisinde ve Avrupa PKK bürolarında ne herzeler yemiş bir bir yayınlandı. Savcı KCK soruşturmasında ifadesini alırken M. anlatmış bunları.
"MİT adına görev yaptım" deyip sıralamış gizli marifetlerini. Bunlar doğruysa hepimiz hayal kırıklığına uğrar M.'yi meslektaş olarak kolay bağışlamayız amenna. Ama bunu saklı tutarak söylüyorum, gazetenin bu yayını onun hayatını tehlikeye sokmuştur.
Neler olabilir, başına neler gelebilir sizin hayal gücünüze haberi yapan gazetecilerin de vicdanına
bırakıyorum bunları düşünmeyi.