Çünkü arkadaşların uyarısı üzerine baktığım zaman İnternet'in sanal dünyasında lehime aleyhime bir dolu yazıldığını gördüm. Bu beni çok etkiliyor. Sana anlattım, ben sert bir hayatın içinden geliyorum. Gözümü kırpmadan pek çok olayın içine daldım çıktım. Ama bu son olay beni çok derinden yaraladı. Çocuk gibi etti yüreğimi. Her geçen gün biraz daha acılanıyorum. O sırada da ahali bilip bilmeden beni, eşimi, evliliğimi yargılıyor. Her kafadan bir ses çıkıyor, canım yanıyor.'' Bunları anlatırken fark ediyorum ki titreyen bu sesin sahibi gözündeki yaşları da tutamıyor. "Faturayı kadere kesmekten başka çare yok Salim Kardeşim. Sabır...'' demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
Bir vapurda başladı aşk
Şimdi tekrar O'nun hikayesine dönüp, finale götüreyim sizi. Pek çok okurumuz beni arayıp, mesajlar yollayıp 'büyük aşkın' nasıl doğduğunu soruyor. Onun yanıtını zaten vermişti eşi Salim Aygün. Konuşmuştuk ki şöyle:
- Bir gün Üsküdar'a geçiyordum Beşiktaş vapuruyla. Baktım genç bir turist kadın güvertede fotoğraflar çekiyor.
Kız Kulesi'ni görünce kendi fotoğrafı olsun istedi ve makineyi verecek birini ararken ben alıp çektim. Sonra kırık dökük İngilizce'mle hem Kız Kulesi hem Adalar, Selimiye Kışlası, Haydarpaşa Garı konusunda bir şeyler anlattım.
Çok pozitif biriydi.
Telefonlarımızı alıp verdik karşılıklı.
- Aynı gün aramışındır belki?
- (gülümsüyor) Ben o sırada cezaevinden yeni çıkmıştım.
Hayatıma yeniden yön vermeyi düşünüyordum tam. Sonra görüştük, buluştuk. Tanıdıkça daha derin bağlandık birbirimize. Bir süre geçince baktık ki artık ayrı durdukça özlüyoruz birbirimizi, 'En iyisi aynı mekanı paylaşalım' dedik. Horhor semtinde mütevazı bir ev tutuk birlikte yaşamaya başladık.
'Acımızı yaşayalım'
- Olga, makyaj ve güzellik uzmanlığı malzemeleri satan şirketlerin reprezantlığını (satış uzmanı) yapıyordu. Benim de Üsküdar'da otoparkım vardı. İlk eşiyle neredeyse çocuk denecek yaşta evlenmiş, ayrılmış. O izdivaçtan olan kızı Amelya Rusya'da akrabalarının yanındaymış. Bir süre sonra sevinsin diye kızını da getirttik ve kendi nüfusuma aldım. Bana baba der, dediğimi iki etmez, evladımdan farkı yok. Sonrasında olanları zaten sana anlattım Savaş Abi. Bundan böyle hem onun ruhu huzur bulsun hem geride kalan çocuklar devam eden hayata aydınlık ve temiz bakabilsin diye herkesten ricam suskunluk. Ateş zaten düştüğü yeri yaktı kavurdu. Bir de benzin dökülmesin üstüne.
Benim bu hayatta dostum kadar hasmım, düşmanım da var. Onların zor günümden keyif demlemesi de delikanlılığa sığmaz. Medyadaki tüm arkadaşlara senin kanalınla istirham ediyorum.
Ben daha da konuşmak, görülmek, tartışılmak istemiyorum. Bıraksın herkes, biz de acımızı yaşayalım."