SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 28 Eylül 2011

Ulaştırma Bakanıyla İzmir sohbeti

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'la İzmir'in Kordonboyu'nda dolaşıp sohbet ettik. Sonra bir kıyı kahvesine oturup daha da koyulaştırdık muhabbeti. Bakın neler konuştuk nelere değindik:
- Sayın bakanım bakın nasıl da batıyor akşam güneşi. Buradan Karşıyaka'nın manzarasını seyretmek varken, maçını seyretmek için trafiğe girmek zor olacak şimdi.
- Hem sözüm var hem de merak ediyorum takımı Savaş Bey. Manzaranın harika olması fikrinize de kalben katılıyorum.
- Öyleyse bir futbol sorusu da benden olsun.
Seçim sürecinde size "İzmir sol'un kalesidir" diyenlere 'Bundan böyle maç tek kale oynanmayacak' demiştiniz. Size bağlanıp dakika ve skor alabilir miyim?
- (Gülüyor) Çalışmalarımız sürdükçe İzmirli yurttaşlar sonuçları görüyor. Artık maç çift kale oynanmaya başladı. Yani bizim tek kaleden bir başka tek kaleye çevirmek niyetimiz yok. Hizmet için rekabet olsun, iyi oynayan kazansın.
- İzmirliler projelerin hayata geçişini izliyordur ama endişeleri de sürüyor. Bakın şu anda 1. Kordon'dayız. Ardımızda kıyı boyu restoranlar var. 'Rakı-Balık keyfi bozulur mu, mahalle baskısı olur mu kazanırlarsa' diyen de var. Nedir yanıtınız?
- Seçim sürecinde başlayan bir özel politika geliştirdik.
Dedik ki: Ne sizin yaşam tarzınız, ne siyasi düşünceniz bizim sorgulayacağımız, bizim tartışacağımız bir şey değil. Bugüne kadar İzmir'e, Türkiye'ye nasıl hizmet ettikse bundan sonra da yine aynı hizmetleri vermek için geliyoruz.
- Yılların deneyimiyle söyleyin, İzmirli seçmeni özel kılan şeyler var mı?
- Bütün İzmirliler'i özel kılan hem de çok şey var. Başta özgüvenleri. İzmirli bir laf söyleyeceği zaman; "Aman başımı derde sokmayayım, aman yanlış anlaşılır" türünden kaygılara kapılmıyor.
Söyleyeceğini içinde tutmuyor, direkt söylüyor.
İnanmadığı şeye 'Evet' demiyor, çıkar gözeterek tavır almıyor. Elbette. Seçim boyunca rakiplerimizle itişip kakışmadan, tabiri caizse kimsenin tavuğuna 'Kışt' demeden kendimizi anlatmaya, İzmirliler'in bizden ne beklediğini anlamaya çalıştık.
- Oy pusulası anlamında sormuyorum.
Gönlünüzden geçene göre ne kadar anlayıp- anlatabilmişsiniz?
- Dünyalarına girip anlamaya çalışmamız İzmir kamuoyunda yankı buldu açıkçası. Şöyle buldu. Önceki seçimlerde AK Parti bu bölgede gündem oluşturamazdı. Çünkü ana muhalefet partisi açık ara oy alırdı. Yıllarca o desteğe güvenerek rahat bir anlayışla bir seçim kampanyası yürüttüler. Oysa bu defa daha sıkı çalışmaya mecbur kaldılar. Çünkü biz ortaya ayakları yere basan projeler koyduk. Bunların bir bölümünü seçim öncesi, bazılarını da şimdi yavaş yavaş hayata geçiriyoruz. İzmir kamuoyu sanırım ki buna kulak verdi. Şimdi bizi ilgiyle takip ediyor.

Digital arşiv ve gençler

- PTT'nin hazırladığı OGS benzeri Hızlı Geçiş Sistemi, İzmir'den başlatılacaktı?
- O proje de bitmek üzere. OGS ile KGS'yi birleştiriyoruz.
İkisi de aynı şekilde görev yapacak, farklı yerlerden de geçseniz olumsuzluk yaşanmayacak.
PTT çalışmalarını son aşamaya getirdi ve eli kulağında. Pilot bölge de İzmir- Çeşme yolu.
- Hazır İzmir-Çeşme demişken. Azap çekmekteyim o yolun sonunda. İstanbul'a gideceğim ama mecburen İzmir trafiğine duhul olup, delleniyorum sayın Bakan!
- Son yaptığımız açılış, yani Konak Tünelleri projesi tam da bu dediğiniz sorunu yok etmeğe yönelik. Çeşme'den gelen trafiği Konak'a sokmadan Yeşil Vadi'den tünellerle ana yola sokacağız.
- İzmir-Ankara hızlı treni projesinde durum nedir?
- Öncelikli projemizdir. Yakında ihalesi yapılıp hemen başlanacak dev bir projedir. Ayrıca İzmirİstanbul Otoyolu'nda da büyük gelişmeler olacak.
- İzmir'de devletin dijital arşivini kurma planı vardı. 5-10 bin istihdam sağlayacaktı?
- Son noktaya gelindiğini müjdeleyebilirim. 2-3 ay içinde tümüyle tamamlanmış olacak o konu.

Omuzda yük arttı

- Dikkat ettim, sağcı solcu, kıyafeti açıkkapalı, genç yaşlı herkes burada size selam verdi, sohbet etti, resim çektirdi. Sizinle aynı görüşte olmasalar bile çalışmalarınızı, duruşunuzu saygın buluyorlar olmalılar.
- Tabi ben bir şey diyemem ama hakkımızda böyle kanaat oluşunca yükümüzü daha da artırıyor.
Omuzlarda bunun hoş ağırlığını hissediyoruz.
Daha fazla çalışmak gerekiyor o nedenle. Tabii bu 1-2 kişinin başaracağı iş değil. Neticede biz 100 bin kişilik bir aileyiz. Sevgi, inanç ve kararlılık, bu geniş ailenin tüm bireylerini motive ediyor. Sırf emir komutayla yürümez bu işler. Sevgi şarttır.
- Amiyane tabirle "at sahibine göre kişniyor" diyebilir miyiz?
- Haklısınız. Neticede bir takımız ve ben kaptanım.
O takımla birlikte çalışıp çabalıyoruz. Ülkeye çok güzel şeyler yapıldı ve bunlar görünüyor işte.