Sağımda kalabalıklığın içinden bir kayakçı genç kız "Ben yukarı çıkıyorum" deyince yöre delikanlılarından biri tutamıyor ağzını: "A gözel dolan da gel" diyor. Genç kızın kendisi gibi kayakçı arkadaşı içerliyor o delikanlıya, yanaşıp hesap soruyor;
- Ne dedin sen?
- Dediğim neçi?
- Kıza laf mı attın?
- Ham burdan gız mi geçti? Vallah görmedıh!
- "Güzel" dedin "dolan" dedin ya?
- Ha onu mi dersin?
O bizim bura türküsüdür...
- !!!!!!!!!
- A güzel dolan da gel/ Çevreni saran da / Ben oldum mayil sana/ Yaramı saran da gel.
Erzurum delikanlısının bu pratik zeka ürünü kıvırtması güldürüyor kayakçı genci. Saçlarını okşayıp; "Tut çeneni" diyor gülerek. Sarılıp kucaklaşıyorlar.
O genç dadaş bana doğru dönüp bir de göz kırpıyor, beni de güldürüyor. Halkın yoğun ilgisi oldukça dikkat çekici. Tesettürlü hanımlardan yaşlı dede-nenelere, tıfıl oğlanlardan ergen kızlara, tekmil aile dağa çıkanlardan, kaçamak yapan öğrenci gruplara kadar yerli ahali pek bir keyifli olup bitenden. Fırsatı kaçırmamak için te öteleri yakın eden tele-objektiflerimi takıp öyle görüntüler çekiyorum. Bir bakın bakalım beğenecek misiniz?
VALİ BEY NEŞE İÇİNDE
Erzurum Valisi Sabahattin Öztürk gerçekten de olağanüstü bir gayretle hazırladı kentini oyunlara. Gece gündüz demeden çalışıp çabalayıp planlar yaptığına ben kaç kez tanık oldum aylar önceden. Elbette ona yardım eden kuruluşlar, kurumlar, yüzlerce binlerce elemanlar, uzmanlar da vardı ama faturayı ona keseceklerdi bir hata olsa.
UFAK BİR RİCA
Dağ zirvesini gezdiğim sıra rastlaştık, bir bardak çay içimi sohbete daldık. Eşi hanımefendi de oradaydı. Tabii ki o da çok emek sarfetmişti Vali Bey'le birlikte. Tek ricaları vardı medyadan. "Ufak tefek kusurlar kaçınılmazdır. Ola ki bir iki hata gördünüz, ne olur abartmayın. Bunca güzelliği bozacak, zedeleyecek hiçbir şey olmasın keşke" dedi.
Bunu işimize müdahale değil; inanmış, didinmiş bir kentin başındaki adamın çok doğal, insani ve makul arzusu olarak görüyor, hak veriyorum.