Bayraktaroğlu 'benim de cevap hakkım var' diye aradı.
Çünkü dünkü yazımda köşem konunun taraflarına açıktır demiştim...
Bayraktaroğlu, Uğur Dündar'ın açıklamalarıyla ilgili yazılı bir açıklama gönderdi... Bayraktaroğlu şöyle diyor...
28 Şubat iki ayrı süreçtir...
Birinci süreç RefahYol Hükümeti'nin kurulduğu gün başladı, istifa ettiği gün bitti...
O birinci süreçte Medya / Finans / General ortaklığı, egemenlerin iktidarı yerine halkın iktidarını kurmak isteyen; kamu kurumlarının (KİT) atıl nakit kaynaklarını (ki milyarlarca dolar karşılığı TL. idi) tek bir kamu bankasında toplayan "Havuz Sistemi" kararnamesini çıkaran dönemin iktidarından kurtulmak için üretilen bahanelerdir...
O zaman Uğur Dündar Kanal D haber genel yayın yönetmeniydi...
Neymiş?
Çevik Bir imzalı yasadışı andıç belgesini yayınlarken öyle bir andıçtan haberi yokmuş...
Göndereyim de külahıma anlatsın...
Neymiş?..
Bay Dündar, Sakık'ın ifadelerini gerçek diye düşünerek o yayınları yapmış...
Yalan ifadelerin araya sızdırılacağını nereden bilecekmiş?..
Şeytanın hangi izbe otelde konakladığını bilecek kadar zeki ve muhteşem(!) habercilik yeteneği olan Uğur Dündar yatıyor bu "saf köylü" ayaklarına...
Yersek!...
Asla o yayınlar için darbecilerden talimat almamışmış...
Efendim tabii ki "talimat" almamıştır... Ama...
Kendisi askerlerle her zaman o kadar içli / dışlı dosttur ki talimat kimin haddine?.. "Bir rica" yetmiştir...
Neymiş?..
2003'te dönemin Adalet Bakanı'ndan Sakık'la söyleşi yapmak için özel izin almışmış...
Röportajında bu andıç rezaletini de sormak istemişmiş...
Ama...
Adalet Bakanı Şahin onay vermesine rağmen kimi generaller arkadaşın röportajına engel olmuşmuş!..
Babababa!..
Keşke daha ufak atsaydı da civcivlerin boğazlarında kalmasaydı...
Kimi kandırıyor bu arkadaş yahu?..
Şerafettin Yardımedici (rahmetli, Uğur Bey'in yayınladığı gizli kamera çekimlerinden sonra utancından intihar etti) isimli bir vatandaşın yatak odasını çekerken kahraman... Ama...Tarihi bir olayı ve medya ayıbını ortaya çıkarmasını engelleyen komutanların isimlerini açıklarken, "kuzu"...
Yok yaaa!..
Biz de yuttuk yani?..
Arkadaş!...
Açıkla o generallerin adını da öğrenelim...
Karafatma böceklerinin istilâ ettiği pastanelerin, fırınların sahiplerinin ne isimlerini gizledin yayınlarında ne cisimlerini...
Generallere gelince mi "ketum" oluyor, "sırdaş hesapçı" kesiliyorsun başımıza?..
Rasim Ozan;
Hani diyor ya, "beni STAR'dan Mesut Yılmaz kovdurdu!"...
Yalan! Kimse onu kovdurmadı...
Cem Uzan ondan, Aydın Doğan aleyhine haberler yapmasını istedi ama o kabul etmeyip istifasını verdi...
Her zaman alkışlanacak, bir gazeteci için gurur duyulacak bir direniş gösterdi yani...
Hatta... Ilıcakların Tercüman'ında yazdığım dönemde Cem Uzan, Bay Dündar'ın o davranışını övmüştü bana...
Hatta... STAR'a geçerken aldığı transfer ücretinin bir bölümünü de iade etme erdemini gösterdiğini söylemişti...
Peki...
Böylesine erdemli bir davranış orta yerde dururken "Beni Mesut Yılmaz kovdurdu!" demenin ne âlemi var?..
Neymiş?..
Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut'un adını Beyaz Enerji fezlekesi kapsamında yayınlamışmış da...
Yahu Rasim Ozan...
Sen de biliyorsun ki o fezlekeyi hazırlayan da Jandarma idi...
Yani Uğur Bey, Jandarma ile işbirliği yaptığı için mi kovulmuş STAR'dan?..
Yok böyle bir şey...
Neden mi böyle söylüyor?..
İzah edeyim:
Bay Dündar, 28 Şubatçıların yargılanacağını gördü, senin gücüne sığınıp kendisini koruyacak mevzi kazmak istiyor...
"28 Şubat'ın başbakanı tarafından kovdurulan gazeteci" unvanına sahip olmak istiyor...
Yok öyle şey...
Arşiv de orada, Cem Uzan da orada...
STAR'dan kovulmadı Bay Dündar...
Aydın Doğan'la papaz olmamak için istifa etti...
Zaten hemen ardından da yine Kanal D'ye döndü. Ben yeri geldi mi Dündar'ın hakkını teslim ediyorum. Ama lütfen Dündar da gerçekleri saptırmasın...