Öncelikle şunu söyleyelim ki Beşiktaş, maçtan önce favori olmayan taraftı. Hem kulüp içi dengelerinde hem de takım olgusunda sorunlar yaşayan Siyah-Beyazlılar, dün geceki derbide ise daha diri, daha istekli ve maçı kazanmak isteyen bir takım görüntüsündeydi.
Karşılaşmanın ilk 20 dakikasında Umut Bulut, Elmander yakaladıkları yüzde 100'lük pozisyonları değerlendirebilseydi daha değişik bir maç izleyebilirdik. Sarı-Kırmızılılar, atılacakları kaçırırken atılmayacakları ise ağlara gönderdiler.
İKİ FARKLI YARI İZLEDİK
İlk yarı oynayan Galatasaray'dı.
İkinci yarı ise ipler Beşiktaş'taydı.
Siyah-Beyazlılar, ikinci yarıdaki oyunlarıyla galibiyeti kaçırdı. Takımın etkili silahı Fernandes'ti. Portekizli yıldıza ayak uyduran isimler Holosko ve Olcay oldu. Aynı şekilde maçın ilk yarısında kalesinde iyi görünen bir Cenk vardı. Galatasaray da istenilen ve beklenilen futbolu sahaya yansıtmadı. Melo ile başlanması yanlış bir seçimdi.
Selçuk yalnız kaldı. Emre Çolak etkili değildi.
Umut Bulut o golleri yapabilse kopabilirdi.
MAÇ HAKKIYLA BİTTİ!
Son derece tansiyonu yüksek bir karşılaşmaydı.
Özellikle Siyah-Beyazlılar'ın galibiyete ihtiyacı olduğu bir derbiydi. Ki buna da gerçekten çok yaklaştılar. Siyah-Beyazlılar, maçın genelinde kanatları yeteri kadar kullanamadılar.
Galatasaray, ilk devrede uzun topla en az 9-10 pozisyon buldu.
İkinci yarı ise bunu nispeten düzelttiler.
İkinci yarı Galatasaray adına sadece Amrabat'ın bir şutu vardı.
Maçın hakkı beraberlikti. İlk devre Galatasaray, ikinci devre ise Beşiktaş derbiyi kazanmayı hak etti. Dolayısıyla maç hakkı olduğu gibi bitti
KARTAL NASIL OYNADI
Galatasaray'ın maçın başlarında yakaladığı pozisyonları değerlendirememesi Beşiktaş'ın kendine güvenini kazanmasını sağladı.
Fernandes, takımın liderliğini iyi üstlendi. Portekizli oyuncu sahada sergilediği futbol, azmi ve hırsıyla takım arkadaşlarını da ateşleyen isim oldu.
Siyah-Beyazlılar'ın kendi evinde oynaması bir avantajdı. Seyircinin itici gücü, Beşiktaylı oyuncuları olumlu etkiledi.