Öncelikle oruç tutmaya gücü yeten bedenler oruç tutabilirler. Uzun boylu, iri yarı olabilirsiniz ama düşük şeker ya da şeker hastalığınız varsa açlığa ve susuzluğa dayanamayabilirsiniz. Yıllara, yaşlara, gerek bedensel gerekse beden dışı fiziki şartlara göre değişen durumlarda bedenlerin gücünün yetip yetmeyeceği değişebilir. Bu nedenle dikkat edeceğimiz konu uzun süren açlığa, susuzluğa, örneğin bu yıl için yüksek sıcaklıklara bedenlerinin gücü yetenler oruç tutmalıdır.
İftar sofrasına oturduğumuzda, genel olarak ölçünün bir miktar kaçtığı hepimiz tarafından bilinir. Bütün gün hafif çalışan mideye, birden ağır yük biner. İftar yemeğinde de küçük öğünler halinde az az sık sık beslenmek doğru olacaktır. Yemeği takiben uzanmamak, yatmadan önce midenin iyice boşalmasını beklemek gerekir. Bu süre en az 2-3 saattir. Dolayısıyla akşam yemeğini iftar sonrası 2 saate yaymak, hızla büyük miktarlar tüketmemek, yemekten sonra da geç yatmak gerekir. Yemek sonrası ağır tatlılardan, kahve ve gazlı içeceklerden kaçınmak önemli. Açık çay veya bitki çayları içmek midenin boşalmasını hızlandırabilir. Yemeklerde sürekli hafif şeyler yemek, yağlı ağır yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Süt, yoğurt ve peynirlerin en yağsız çeşitlerini tüketmek önemli.
Kalp pili özellikle ritim düzensizliklerinde kullanılır. Ritim düzensizliğinin nedeni de önemlidir. Tiroid çalışma bozuklukları, şeker hastalığı, kalp-damar hastalığı, kansızlık gibi çeşitli hastalıklar kalp ritmini etkiler. Bu hastalıklarda açlıktan etkilenmek söz konusu oluyorsa oruç tutman sakıncalı olabilir. Bu sorunun en doğru cevabını kalp pilinin takıldığı yerdeki veya en yakınındaki kardiyoloji uzmanından alabilirsin. Kullandığın ilaçlar ve kullanım saatlerine de dikkat et. Asıl olan oruç tutabilecek, oruç tutmaya yetebilecek bir bedene sahip olmaktır.