Yapacağınız ilk iş, iç hastalıkları uzmanına başvurmak. Genel muayeneniz sonrası şişmanlığınız, tatlı yeme isteğiniz, bize yamayı unuttuğunuz veya muayene sırasında fark edeceğiniz şikayetleriniz için tetkikler gerekecek.
Mutlaka şeker yükleme testi yaptırın.
Tatlı yeme isteği şeker yüksekliğinin yanında "Şeker düşüklüğü" nedeniyle de ortaya çıkan bir durumdur. Çoğu kez şeker hastalığının ilk döneminde ortaya çıkar. Sürekli tatlı yeme durumu fazla kiloyu beraberinde getirir.
Karın ağrısı ve gaz açısından bağırsak hareket düzensizlikleri ve hastalıkları araştırılır. Hem gaz hem de şişmanlık için daha çok hareket etmeniz, egzersiz ve spor yapmanız şart. Sadece diyetle bu iş olmaz. Şeker tanısı yapılan testlerden sonra netleşir.
İki organ veya iki doku yüzeyi arasında normalde var olmayan bir bağlantının (kanalın) oluşmasına fistül denir. Hastalığın, yaranın yaptığı iltihaplı kanal da diyebiliriz. Kalın bağırsağın son kısmı ile makatın deri kısmı arasında iltihaplı kanal-iltihaplı boru meydana gelmiş diyebiliriz.
Herhangi bir nedenden bağımsız olabileceği gibi Crohn hastalığı gibi kronik bir iltihabın veya anüs çevresindeki apselerin habercisi olabilir. Sıcak su oturma banyoları, antibiyotikler faydalı olabilmekle birlikte tedavisi genellikle cerrahidir.
Mutlaka kontrolünü sürdür. Gereğinde Kolonoskopi yapılabilir.
Değil. Her bayanın memesi parmak izi gibi kendine has özelliklere sahiptir. Adet görmeye başladıktan sonra her bayan kendi kendine meme muayenesi yapmayı öğrenmelidir. En geç adetin 3. günü meme muayenesini kendi kendine yapmalısın. Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Yaklaşık 8 kadından biri meme kanseri olmaktadır. 30 kadından biri de hayatını kaybetmektedir.
Sadece kanser değil, her türlü beze, kist, apse gibi farklı hastalık ihtimalleri kendi muayenesini yapanlar tarafından daha erken fark edilir. Takip ve tedavide daha başarılı olur.
Aile doktoruna teşekkür edelim. Mutlaka kendi kendine meme muayenesi nasıl yapılır doktorundan öğren ve yap.
İnsülin pankreasın ürettiği bir madde. Glikoz ise gıdalarla çeşitli şekilde alınan daha sonra karaciğerimizde tüm organlarımızdaki hücrelerin çalışması için kullanılan besin maddesidir.
İnsülin kan alarak ölçtüğümüz glikozu elinden tutup en küçük çalışan birim olan hücrelerimize sokar. İnsüline direnç olursa glikoz hücre içine giremez. Hücrenin açlığı giderilemez. Sık sık yemek yediren bir durum ortaya çıkar. Bu da harcayamadığın kadar gıdanın bedene girmesine neden olur. Bu da bizi şişmanlatır. İnsülin direnci kilolu kişilerde daha fazla görülür. Hipoglisemi ataklarıyla beraber görülen acıkma, göz kararması, el titremesi ve hemen bir şeyler yeme isteği ile birlikte kilo vermeye de önemli derecede bir direnç söz konusudur. İnsülin direnci olan kişiler kolay kilo veremezler. Bu durum metabolizmadaki bozukluğun yanı sıra beslenme şeklinde düzeltme olmazsa ilerleyerek devam eder. İnsülin direnci olan kişilerde abdominal obezite dediğimiz karın bölgesinde yağlanma mevcuttur. Yapılan araştırmalar obezite gözlenen kişilerin 1/4'ünde insülin direncinin var olduğunu göstermiştir. Perhiz yap. Hareket et. Düzenli su tüket. Kaygı ve sıkıntı hissini de kontrol et.