‘Müceddid’…

Eklenme Tarihi 6 Ağustos 2014

(Bazı düşüncelerin ifadesine, belli bir

çevre sürekli olarak linç kampanyası

uyguluyor. Üç yıl önceki bir yazım da

aynı şekilde, yayınlandığı günden bu

yana aynı kafalarca çeşitli mecralarda

biteviye saldırıya uğramakta! Bu kafa

yapısını irdelemeniz bakımından, söz

konusu yazıyı yineleyip, takdirlerinize

sunuyorum!)


Peygamberimiz, son Peygamberdir…

İslâm toplumu arasında, zaman içinde

hurafeler oluşabilir!

Teknikteki gelişmeler-günün şartları,

yeni sorunları beraberinde getirebilir!

İşte bu gibi durumlarda, yeni

Peygamber de gelmeyeceğinden…

Yüce takdirle, bir ulu kişi mutlaka

ortaya çıkacaktır!

Düzenleyici, düzeltici, yönlendirici…

Zuhur eden bu mübarek zâtlara,

'Müceddid' (yenileyici) denir!

'Müceddid'de bazı özel vasıfların

herkesten fazla bulunacağı aşikârdır;

Berrak bir zihin…

Keskin bir görüş…

Dosdoğru bir düşünüş…

Bilgi ve inanç kapasitesi…

Sapkınlarla mücadele cesareti…

Ender rastlanan önderlik kabiliyeti…

'Müceddid' ayrıca, İslâm esaslarını

gönlünün derinliklerinde kavramış…

Toplumu, asırlardır biriken sorunlar

yumağından çekip çıkarma kudretine

sahip bulunan kişidir…

İstanbul'un fethini müjdeleyen

hadis'in de içinde bulunduğu Ebû

Davût'un ünlü Kitâb-ı Melahim'i

(Büyük Olaylar kitabı) şu Hadis-i

Şerif'i bizlere intikâl ettirmiştir;

'Şüphesiz ki Allah, bu ümmete,

her yüzyılın başında Müceddid

gönderecektir'…

Kurtuluş Savaşımız ve hemen sonrası

ile son on iki yıllık süreç, tarihimizde

'yeniden yapılanma' dönemlerini

ifade etmektedir!

Bu süreçlerin başarıyla atlatılabilmesi

için her iki dönemin başındakiler de

insanüstü gayretler sergilemiş, farklı

şer odaklarına karşı mücadele etmişler

ve çok büyük uğraşlar sonunda ülkeyi

tekrar esenliğe kavuşturmuşlardır!

Gelelim 'Müceddid'e…

Doğrusu, 'Müceddid'ler de bellidir…

Yedi düvelin istilâsına karşı toplumu

örgütleyen, savaşlar kazanan, istiklâli

elde eden, tüm kurumlarıyla ülkeyi sil

baştan kuran lider, 20'nci asır başında

gelen 'Müceddid' değil de nedir?

Dünya Ekonomik Krizden batmakta

iken kalkınmayı başlatan, kesintisiz

sürdüren, iflas noktasından aldığı

ülkenin hazinesini tıka basa dolduran,

akıllara durgunluk veren yatırımları

peş peşe sıralayan, bölünmeden söz

edildiği bir sırada vatandaşına insan

olduğunu bir asır sonra nihayet

hissettiren kişiye ne demeli peki?

Hadis-i Şerif'te, 'her yüzyılın

başında…' diyor madem;

Öyleyse bizlere 'Müceddid' bu

yüzyıl başlarında da gelmiş olmalıdır!

Yoksa siz,

her şeyi tesadüf mü sanmıştınız?

21'nci yüzyılın başında gönderilen

Müceddid'in kim olduğu sorusunun

yanıtını bulmak da artık size kalmış(!)