Bak şimdi birileri gelir." Arefe günü gecesine kadar süren bayram temizliği ve bayram sabahı annen tarafından uyandırılma çabaları.
+ Senin kardeşinde saatlerce oturunca sorun yok ama!
Sonuç; uzayan giden muhabbetler ve annenizin misafirlikten kalkmak bilmeyişi.
- Çok şükür iyiyiz, sizi sormalı?
+ Bu sıralar havalar da pek bi sıcak
+ Aa olur mu öyle şey?
Vallahi olmaz, yemezsen darılırım bak. Ölümü öp bir lokma al.
Koskoca delikanlı olmuşsun maşallah." Diğer bir versiyonu ise direkt olarak ebeveynlere yöneltilir.
'Maşallah bu senin kız mı? Görmeyeli baya büyümüş, serpilmiş.'
Ramazan Bayramınız mübarek olsun."
BOŞ MASA
İki kız arkadaş akşam yemek için bir restorana gitmişler.
Restoran'a girdiklerinde garson boş masa olmadığını,bir saatten önce ilgilenemeyeceklerini söylemiş. Kızlardan biri telefonunu çıkarmış ve herkesin duyacağı şekilde yüksek bir sesle:
- Şekerim şimdi bir restorana geldim kocan burada başka bir kadınla baş başa yemek yiyor. yerinde olsam hemen buraya gelir hesap sorardım..
Çok geçmeden 5 adam aniden toparlanıp kalkmış,2 adam ise bayılmış.
5 dakikada 7 masa birden boşalmış.
DOKTOR
Doktor muayene saatinin sonuna doğru kapıyı açıp, salonda sohbet eden bir çifti gördü. "buyurun ikiniz de" dedi.
İkisi de muayene odasına girdiler.
Doktor, "soyunun," dedi.
Adam soyunmaya başladı, biraz tereddütten sonra kadın da kızara bozara ve sinirlenerek soyundu.
Soyunmaları bittikten sonra doktor adama, "hanımefendi, hep böyle sinirli midir?" diye sordu.
"Vallahi bilmem" diye cevap verdi adam.
"ben de ilk defa görüyorum kendisini.."
KONSERVATUAR
Temel ve İdris gece bekçileriymiş.
Bir gece devriyede konservatuarın önünden geçerlerken yerde bir cesedin yattığını görmüşler.
Temel telsizi açmış tam polise bildirecekken İdris'e demis: Ula konservatoruar nasıl hecelenir?
İdris'de "bilmiyorum.." Temel de "o zaman ölüyü eczanenin önüne çekelim..." demiş.
HATIRLAMIYORUM
Bir Fransız, bir Alman, bir Amerikalı ve Temel alanında en iyi askerler olarak seçilmişler.
Bir görev için bunların hepsi hücrelere kapatılmış ve her birine bir sır verilmiş. İlk olarak Fransızın hücresine girip sırrı söyletmeye çalışmışlar ve hemen söylemiş.
Daha sonra Almanın bulunduğu hücreye girmişler baskı yapmışlar söylememiş, tırnaklarını çekmişler, söylemiş. Sonra Amerikalının hücresine girmişler baskı yapmışlar, söylememiş, tırnaklarını çekmişler söylememiş, elektrik vermeye kalmışlar söylemiş.
En son Temel'in hücresine girmişler. Baskı yapmışlar, söylememiş. Tırnaklarını çekmişler söylememiş, elektik vermişler, söylememiş. Daha bir yığın işkence yapmışlar bana mısın dememiş. Adamlar yorulunca çıkmışlar odadan yarın devam etmek için geri döndüklerinde Temel'i kafasını duvara vururken bulmuşlar; Hatırlamıyorum, hatırlamıyorum…
KABIZ
Kızılderili eczaneye girer:
-Var bizim büyük şef ama yok poh.
Eczacı bir an düşünür ve şefin kabız olduğuna karar verir ve hemen bir kabız sökücü müsekkin verip gönderir. Kızılderili ertesi gün yine gelir:
-Var bizim büyük şef ama yok poh.
Eczacı hayret eder ama biraz daha kuvvetli bir ilaç verir. Ertesi gün yine aynı adam gelir:
-Var bizim büyük şef ama yine yok poh.
Eczacı sinirlenip en kuvvetlisinden iki kutu verir ve "hepsini içsin" der Ertesi gün kızılderili yine gelir:
-Var bizim büyük poh ama yok şef!!