Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 18 Ocak 2018

Çocukluğumuzun kabusu 20 şey

Bazen "Neden büyüdük biz ya?" deyip üzüldüğümüz oluyor. Ama şunları hatırlayınca "İyi ki büyümüşüz!" demek içten bile değil.
* "Anneni mi yoksa babanı mı daha çok seviyorsun?" sorusuna maruz kalmak.
* Canınız acıyıncaya kadar yanaklarınızın mıncıklanması.
* Defterlerin sol tarafındaki sayfalara yazı yazmak zorunda kalmak.
* Hiç hoşlanmadığınızı hareketlerinizden belli etseniz de şappur şuppur öpen teyzeler. Bunun erkek versiyonu ise sakalı batan amcalardır.
* Oynadığınız oyunlarda mızıkçılık yapıp bütün kuralları kendi koyabileceğini sanan gıcık çocuklar.
* Berbere saç kestirmeye götürülünce kesimin babanızın isteğine göre yapılması. Sonra, "Bu çocuk neden ağlıyor?" demeler.
* Hiçbir sözünüzün ciddiye alınmayıp "Senin daha aklın ermez böyle şeylere, sen karışma!" gibi söylemlere maruz kalmak.
* Elinizi uzatın veya uzatmayın kolonyanın başınızdan aşağı boca edilmesi.
* Sırf ebeveynler iyi anlaşıyor diye hiç sevmediğiniz bir çocukla oyun oynamak zorunda kalmak.
* Bir rutin haline gelmiş, ertesi gün okula gitmek zorunda olduğunu hatırlatan pazar akşamı banyosu.
* Misafirliğe gittiğinizde sizinle diğer ailenin çocuğunun birbirinize yakıştırılması.
* Sokakta oyun oynarken sessiz olsanız dahi bir kulp bulup size bağıran teyzeler veya topunuzu kesen amcalar.
* Doymuş olduğunuz halde tabakta kalanı bitirme zorunluluğu.
* Daha oynamaya doyamamışken akşam ezanıyla birlikte ailenin eve çağırmaları.
* Eve gelen misafirlere ne gibi yeteneklerinizi olduğunu göstermeye zorlanmak.
* Kimseye bayramlık harçlığı vermeyen akrabalar. İnsan en azından bi çikolata filan taşır yanında.
* Annenin zoruyla pazara götürülmek ve poşetleri taşımak.
* Çizgi film izlerken aile büyüklerinden birinin sıkıcı haber bültenlerini izlemek için kanalı değiştirmesi.
* Hiç beklemediğiniz anda gününüzü zehir eden aşı günleri.
* Ekmek almaya gönderilmek.
Hele sofrada tam yemeğe başlayacakken gönderirlerse daha fazla koyuyor.

HANGİSİ
Askerliğini yapmakta olan John bir gün sevgilisinden bir mektup alır.
Sevgilisi artık ondan ayrıldığını bildirmekte ve fotoğrafını geri göndermesini istemektedir.
John çok kızar.
Arkadaşlarından eski kız arkadaşlarının fotoğraflarını toplar.
Hepsini paket yapar ve sevgilisine gönderir.
Pakete bir de not iliştirir:
"Kusura bakma, hangisi olduğunu çıkaramadım. Lütfen kendi fotoğrafını al ve kalanını geri gönder!"

AVUKAT
Yolda bir kaza olmuş, iki araba birbirine geçirmiş.
Neyse arabaların birinden bir avukat çıkmış, diğerinden ise bir doktor.
Önce avukat, "Geçmiş olsun, bir şeyin var mı?" diye sormuş.
Doktor, "Önemli bir şey yok, ufak tefek sıyrıklar var" demiş. Avukat arabadan bir içki çıkarmış ve doktora:
- Çek bir fırt rahatlarsın.
Doktor, "Sağ ol" demiş ve biraz içtikten sonra "Sen de alsana" demiş.
Avukat:
- Yok ben polisler geldikten sonra alacağım.