Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 5 Eylül 2017

Nerede eski mahalle maçları

Eskiden mahalle maçlarındaki replikleri, şimdiki çocuklar çok fazla bilmez. Bu beton, taşlık, toprak sahalarda ne topçular yetişti, ne topçular da harcandı gitti... Genelde taştan kurdukları kalelerle buldukları boş alanlarda top oynayan çocuklardır, aralarında bir tane lider tipli uzun boylu falan biri vardır, o bağırır çağırır, gol kaçıranlara kızar, kaleciyi döver, hakemlik de yapar aynı zaman da falan filan...
Eğer yerleşim yerlerine yakın bir yerde oynanıyorsa maç (ki genelde öyle olur) mutlaka onlara kızan, kovmaya çalışan (gürültü yaptıkları için) bir yaşlı teyze vardır... Bu maçlarda öyle replikler olurdu ki hepsi hafızalarımızın en güzel köşesindedir.
Olm adamın gol diyo. (Kendi takımından biri golü ispiyon eder.)
Gol değil direk... (Direk dediğimiz; üst üste taşlar konulur. Top taşın üstünden geçerse direk sayılırdı.)
Araba geliyoo!! (Araba geçene kadar maçın duraklamasıdır.)
Murat çık kaleden ben geçicem penaltıda... (Gaza gelen arkadaş)
Kardeş kardeş kan geçer, aynı takımda olmaz. (Uzun yıllar kardeşimle aynı takımda oynayamadık. Ne alakası varsa.)
Boyu geçti, gol değil! (Boyu geçerse aut sayılır. Yani hayali bir direk çocuk boyu ile ölçülür.)
Kaleci-oyuncu var mı? (Hem iyi bir kalecidir hem de teknik bir futbolcu.)
Gol değil boru. (Gol olmadığını iddia edenlere ithafen söylenir.)
Aynısını adamınız yaptı, devam. (Sert bir şekilde faul yapan çocuğa yapılan eleştiri noktasında çocuğun kendisini savunmasıdır.)
5'lik attım. (Bacak arasından atılan gol sonrası söylenen sözdür.)
Abanmaca yok. (Çok sert şut çekmek yok anlamındadır.)
Kaleden kaleye gol olmaz. (Bu kural normal futbolda da vardır.)
Atan alır. (Topu aşağılara kaçıranın vazifesidir.)
Atan galip. (Bunu sonradan FIFA 'altın gol' olarak kural yapmıştır.)
3 korner bir penaltı... (Vazgeçilmez bir kuraldır.) Topu patlatan parasını verir.

ÖÇÜZ
Kiralık ev arayan Temel, tanıdık diye Dursun'un yanına gider. Emlakçı olan Dursun, ona deniz kıyısında dubleks bir ev olduğunu müjdeler. Çok sevinen Temel der ki:
- Kirasu ne kadardur ha puranun?
Dursun, "2 bin liradur!" deyince, duyduklarına inanamayan Temel, yeniden sorar:
- Ahıri var midur?
Dursun bozulur: Öyle bir evde ahırin ne işu vardur da?
Sinirlenen Temel: Ha bu 2 bin lirayı veren öçüz nerde yataçaktur da...

​NE
3-4 yaşında bir çocuk ne zaman ismiyle seslenseler hep, "Ne" diye haykırıyormuş.
Babası bir gün çocuğu kenara çekerek, "Bundan sonra 'Ne' demek yok. 'Efendim' diyeceksin tamam mı?" demiş. Çocuk da "Tamam" demiş. Zaman geçmiş, olay unutulmuş.
Bir gün çocuk daha önce hiç görmediği bir kitabı alıp babasının yanına gelmiş. Kitabı göstererek babasına demiş ki: - Baba, bu efendim. (?)

​I'M SORRY
Dünya çapında katılımcıların olduğu silahla atıcılık yarışması yapılmış ve elemelerden sonra 3 kişi finallere kalmış.
Hedef daha zor tabi... Bir kişinin ağzındaki sigara...
Birinci yarışmacı silahına koyduğu tek mermi ile hedefe nişan almış ve sigaranın ucundan vurmuş ve demiş "I am John".
İkinci yarışmacı öncekinden daha hızlı hareket ederek nişan almış ve ateş etmiş.
(Çünkü bu arada sigara yanıyor.) O da hedefi vurmuş ve demiş:
I am Smith.
Sıra Temel'e gelmiş, nişan almış ve hedefteki adamı alnının ortasından vurmuş ve "I am sorry" demiş

SOYTARI
Çin'de bir imparator, soytarısını ölüme mahkum etmişti. Adamcağızı karşısına alıp, şöyle dedi:
- Senin için yapabileceğim en son iyilik, nasıl öleceğini sana bırakmaktır.
- Efendimiz, öyleyse ihtiyarlayarak ölmek istiyorum.
İmparator güldü ve soytarısını affetti.

AlkışlıYorum
2 gün önce kavga eden komşularımızı ayırmak için polisi arayan bendim. 2 gün nezarette yatmalarına seyirci kaldıktan sonra, bugün de geçmiş olsuna gidip "Ya polisi kim aramış ki?" diyen yine benim.
Halamın kızlık soyadını hatırlayamayan bir babam, "Baban hatırlayamadı kızım; sen de düşün." diyen bir annem var...
Ailecek dışarıda yemek yenir. Sohbetin ortasında ufaklık tuvalete gitmek için izin ister ve kalkar. 5 dakika geçer, yoktur.
10 dakika geçer yoktur. Masadakiler tam homurdanmaya başladığı sırada minik hanımefendi(!) gelir ve oturur. Artık aile bireyleri kendisine nasıl merakla baktıysa o muhteşem açıklamayı getirir. "Ne var? S.çtım!"