Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Tarihi 15 Ekim 2016

İnsanın canını sıkan mutsuzluklar

*Bisküviyi çayın içerisinde haddinden fazla tutmak, akabinde kendisinin kopup çayın içine düşmesi. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir.
* Resimdeki ünlünün zaten sakallı bıyıklı olması.
* Dişinizi fırçalarken, kendi fırçanızın yerinde durduğunu görmek.
* Çocukken, inşaat kumunda oyun oynarken ele gelen kedi pisliği.
* Hazır çorbaya su koyarken kaçıncı bardakta olduğunu unutmak.
* İndirilen altyazı, filme uyuyor mu diye bakarken, sürekli diyalog olmayan sahnelere denk gelmek.
* Çöp atarken plastik poşetin deliğinden ayağa karpuz suyu dökülmesi.
* Misafir olunan evde büyük hacet giderdikten sonra tuvaletin sifonunun çalışmadığını ögrenmek.
* Arkadaşınızla vedalaştıktan sonra aynı yolda bir süre yan yana yürümeye devam etmek.
* Delik çorapla misafirliğe gitmek ve bunu kapının önünde ayakkabıyı çıkarmak üzereyken hatırlamak.
* Bitmiş şampuan içine su dolduran anne.
* Şoföre "müsait bi yer" demeye 50-100 metre kalmışken başka bir yolcunun inmek istemesi üzerine "Kalmış şurada 5-6 bina, tekrar durdurmayayım şimdi" diye düşünerek inip yürümeye başladığında, o dolmuştaki başka birinin tam da senin inmek istedigin yerde aracı durdurduğunu görmek...
* Ayağa bol gelen terlikle yokuş yukarı çıkmak.
* Hava durumunu izlerken kendi şehrini kaçırmak.
* Mont giyerken kazağın kol kısmının omuza doğru sıyrılması. Montun bilek kısmından el sokup, kazak kolunu yakalayıp çekmeye çalışmak.
* Üçlü prizden hep yanlış fişi çekmek.
* En arka iki dişin arasına kaçan pastırma siniri.
* Eşofmanın (eşorfmanın, eşortmanın vb. hepsi olur) lastikli ipinin içeri kaçması. Dışarıda bağlamak için tek ip kalması. İpin ucunu bel bölgesinde bulmak. Onu küçük ufak hareketlerle deliğe doğru ittirmek. 5 dakika uğraştıktan sonra 1 cm. ilerleyebildiğinizi görmek. Becerememek bi türlü.
* Yazın otobüste giderken, bir teyzenin "Yavrum şu camı açar mısın çok sıcak oldu" cümlesinden sonraki, otobüs sakinlerinin camı açabilecek mi bakışları altında, uğraşıp camı açamamak.
* Çamaşır asmak için eşofman altı çırparken ipinin yüzü kırbaçlaması.
* Yorganın uzun kenarını bulamamak. Tek geçerim.
* Annenin bitirilen ilk perdenin yanlış kornişe takıldığını söylemesi.
* Televizyon izlemek için yastıklarınızı, cipsinizi, kolanızı, uzaktan kumandanızı ayarladıktan sonra koltuğa kurulduğunuzda televizyonun açma kapama düğmesinin kapalı olduğunu, o huzur veren ışığının yanmadığını görmek...
* Okula sadece hoşlanılan kızı görmek için gitmek ve kızın o gün okula gelmemesi.
* Kahvaltı için gittiğiniz misafirlikte, en sevdiğiniz kahvaltılığın masanın diğer ucunda olması ve onu isteyememek.
* Küçükken anne evde değilken misafir gelmesi. "Annem evde yok'' demenize rağmen gelmesi. İçeri girmesi. Annenin de saatlerce gelmemesi.

TÜRKİYE'DE NBA TAKIMLARI OLSA
Tabii ki Türkiye'den bir NBA takımı çıkmayacak ama çıkacağını varsayarak bu örnek isimleri paylaşıyoruz.
* Zongul Ducks
* Gire Suns
* Konya Thunder
* İstan Bulls
* Fareli Köyün Cavaliers
* Uşak Jazz
* Ankara Bağlars
* Adana Heat
* Sivas Sazz
* Trakya Kızans
* Samsun 216'ers
* San Antalya Spurs
* Bostan Çeltik
* İzmir Warriors
* Bartın Celtics
* Çorum Leblebicers
* Diyarbakır Sur's

AlkışlıYorum
Eve geldim. Baktım sokağın öbür ucunda bir gariplik var. Önce neler oluyor anlamadım.
Yaklaştım. Baktım ki bir iş makinesi kepçesini aşağı yukarı, sağa sola götürerek çalışıyor.
Kepçenin içinde de komşum elinde rulosu, yanında bir kova boyayla evinin cephesini boyuyor. "Bre bu ne haldir" demeye kalmadı.
Gülerek anlattı: Boya yapmak için önce iskele kiralayayım demiş. Ama istenilen para çok gelmiş. Geri dönerken kiralık kepçeleri görmüş ve "Neden olmasın?" demiş. Hem yarı yarıya ucuz, hem kur-sök derdi yok. Üstelik çok havalı bir yöntem dedi. Ve kepçe operatörüne seslendi: "Gardaş beni sol yukarıdaki pencerenin oraya çıkar!" Benim bu insanları niye sevdiğimi anladınız mı?