Tarihi 13 Eylül 2016

Diplomalı işsizler

İş arayışında olan üniversitelerden yeni mezun ya da işini değişmek isteyen binlerce kişi var. Birçoğu iş bulamadığından şikayetçi. Sosyal medya kanalları kullanılarak, kamunun daha fazla istihdam sağlaması için talepte bulunuluyor. Kamu da özel sektör gibi yeterli yetkinliğe sahip adayları istihdam edebilir. Özel sektörün işe alım koşullarını ya da çalışma şartlarını eleştirebiliriz. Ancak özeleştiri de yapmamız gerekmez mi?
Özeleştiri zamanı gelmedi mi? Lisans, yüksek lisans ya da doktora unvanı almak bir işi yapma yetkinliği sağlar mı? Ortak kanı bir üniversite diploması sahibiyseniz kamu ya da özel sektör mutlaka sizi işe almalı. Zaman zaman önüme özgeçmişler geliyor. En büyük eksikleri, diplomaları dışında ayırt edici yetkinliğe sahip olmamaları.
Örneğin, yabancı dil. İşe alımda en az bir yabancı dil istenmesi doğal değil mi?
Hatta İngilizce yerine Rusça, Çince, Arapça ya da İspanyolca'yı bilmek avantaj sağlayabilir. Bir başka eksiklik ise sosyal ilişkilerdeki yetersizlikler. Hiçbir işveren içine kapanık, iletişim kurmada zorluk yaşayan bir adayı işletmesinde görmek istemez. Genelikle yeni mezunlar birçok firmanın tecrübe istediğinden şikayet ediyor. Haksız sayılmazlar.
Ancak birçok firmanın aslında tecrübe olarak istediği, adayın üniversite dönemini nasıl geçirdiği. Staj dönemlerini iyi değerlendiren, farklı projelerde yer alan her aday firma için zaten yeterli tecrübeye sahip demektir. Diplomasıyla birlikte yukarıda bahsettiğim niteliklerini de beraberinde geliştiren hiçbir öğrencimin iş bulamadığına şahit olmadım.

DOKTORA YETERLİ DEĞİL
Bir başka eleştiri yapan kesim ise bizzat iş hayatının içinde olup yüksek lisans, hatta doktora yapanlar. Kamu ve özel sektör, çalışanlarının yüksek lisans ve doktora yapmasını destekliyor.
Hatta birçok işletme bu diplomalara sahip olanları maaş ve terfi yoluyla ödüllendiriyor. Ancak bu diplomalara tek başına sahip olmak yetmiyor. Kariyer yolcuğunuzda, diğer yetkinlikleriniz de gelişmiyorsa, iş hayatında hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Örneğin, bir firmanın finans, muhasebe ya da satış bölümünde çalışıyorsunuz ancak firmanın beklentilerini karşılayacak kişisel gelişimi göstermiyorsanız, siz o firma için başarısızsınız demektir. Ayrıca bu durum Türkiye'ye özgü değil. Her şirket işgücünü en verimli şekilde kullanmayı tercih ediyor. Personel alımlarında, atama ve terfilerde seçicilik ve performans denetiminin gelişimi, çalışanları büyük bir rekabetin içine sokuyor. Eğer iş bulmakta zorlanıyorsanız bir özeleştiri zamanı gelmiş demektir.
İşverenle empati kurun, siz olsaydınız istediğiniz o pozisyona kendinizi alır mıydınız?