Tarihi 3 Ocak 2016

Üniversite mezunu olmak şart mı

Çok kazanan meslekler ilgili çok sayıda araştırma yayınlanıyor. Son olarak TÜİK'in geçtiğimiz ay 2014 yılına ilişkin yayınladığı araştırmaya göre en çok para kazananlar yıllık ortalama brüt kazancı 62 bin 250 TL ile "finans ve sigorta faaliyetleri" olduğu aciklandi. Yine arastirmadan elde edilen baska bir bulguya göre eğitim durumuna göre en yüksek yıllık ortalama brüt kazancı yüksekokul ve üstü eğitim düzeyine sahip olanlar elde ediyor. Bu sonuç hiçbirimiz için şaşırtıcı değil. Geçtiğimiz yıla dair henüz veri yayınlanmadı. Ancak 2014 yılında yıllık ortalama brüt kazanç 27.830 TL olduğu düşünüldüğünde bu gelirin altında yada üzerinde gelir sahibi olanlara bir fikir verecektir sanırım. TÜİK'in araştırmasında eğitim ve gelir ilişkisinin çalışanlar açısından memnuniyet düzeyine dair bir bulgu yok. Fakat hepimiz çok iyi biliyoruz ki uygulama da birçok şirket istihdam edeceği pozisyon için ya ihtiyaç duyulan niteliklerin üzerinde yada altında istihdam yapılıyor. Bu konu istihdam politikamızin genel sorunu. Asgari ücretin 1.300 TL'ye çıktığını düşünürsek daha da dikkatli olmamız gerekiyor. Yakın zamanda tam da bu konuya ilişkin Denizbank Genel Müdürü sayın Hakan Ateş ile sohbetimiz olmuştu. O ana kadar benimde ve birçoğumuzun fark etmediği Denizbank'ta çalışanların önemli bir bölümünün Orta Öğretim kurumlarından mezunlardan oluştuğunu söylemişti. Hemen ilk işim banka çalışanlarının öğrenim durumuna bakmak olmuştu. Denizbank'ta toplam çalışan sayısı 13.102 ve çalışanların gerçekten yaklaşık yüzde 40'ı orta öğretim mezunlarından oluşuyordu. Ateş, kurum politikası olarak iş tanımına uygun olarak istihdam yaptıklarını ve her pozisyon için üniversite mezunu şartı aramadıklarını söylemişti. Ateş'in bu açıklamaları yıllardır dile getirmeye çalıştığımız çok önemli soruna da son noktayı koymuş oldu. Sorunumuz şu aslında Türkiye'de en kurumsal olarak gördüğümüz şirketler dahi işe alımlarda aradıkları nitelikler çoğu zaman çok abartılı oluyor. Yada aranan nitelikler ile iş tanımı uyuşmuyor. İşe uygun nitelikte seçim yapmak yerine nitelikleri en iyi olanı almak başarı sanılıyor. Sonrası ise iş tahminsizliği ve mutsuzluk. İşe ihtiyacı olanlar kısa vade de teklif edilen işi kabul etmekle birlikte daha sonra üst pozisyona yükselme talepleri artıyor. Genelde özel sektörün işe alımlarda kamudan daha başarılı olduğuna dair son derece yanlış bir kanı var. Özel sektör, kamuya göre aday seciminde daha basarilidir, tezi yanlistir. Kamu aksine özellikle kariyer meslek mensuplarının seçiminde son derece başarılı. Örneğin Hazine, BDDK, SPK ve Merkez Bankası gibi kurumlara yapılan alımlarda sınav ve mülakat teknikleri açısından çok isabetli seçimler yapıyor.

DİPLOMA YETMİYOR
Başlıktaki sorumuza gelince; 'Üniversite mezunu olmak şart mı?' Elbette şart değil. Orta ve lise mezunlarının çalışabileceği çok sayıda pozisyon var. Fakat özel sektörün insan kaynağı israfından bir ana önce vazgeçmesi gerekiyor. Maalesef bazı şirketler işe alımları diplomalara bakarak yapıyor. Diploma bir nevi bonservistir. Fakat o kişinin işe uygun olduğunu teyit etmez. İnsan kaynaklarımız öz niteliklere göre seçim yapmaya başlarsa doğruyu buluruz. Bir elektrik teknisyenin yapacağı işi elektrik mühendisine yaptırmaktan, ya da 2 yıllık muhasebe mezunu yerine mutlaka 4 yıllık mezun olmazsa olmaz şartından vaz geçersek belki doğruyu buluruz.