Tarihi 30 Ağustos 2015

Spekülatif atak

Oyun şu şekilde oynanıyor. Önce sahneye ABD çıkıyor. Fed, politika faiz oranını sıfır seviyesine çekerek, bilançosunu finans piyasalarını normalleştirmek için kullanıyor. Krizin en sıcak döneminde Fed para musluklarını açarak, finansal aracılık sisteminin onarılması hedefleniyor. Piyasaya verilen likidite yeterli olmuyor. 2010 yılında yeni teşvik programı uygulanıyor.
Fed sonunda 3. tur parasal genişleme dahil olmak üzere ek teşviğe başvuruyor. 3 teşvik programı sonunda ekonomi düşük büyüme seyrinden "yeni normal" dengeye geldi.
Ekonomik büyümenin birkaç kez hayal kırıklığı yaratmasına rağmen, geleneksel olmayan parasal önlemler, varlık fiyatlarını yükseltmede ve piyasa volatilitesini kontrol altında tutmakta başarılı oldu. Fed'in 3 teşvik programı sonunda piyasalara verdiği yaklaşık 3.6 trilyon dolar "finansal obeziteye" neden oluyor.
Hisse senedi olmak üzere tüm varlık fiyatları şişti. Altın, gümüş, petrol fiyatları tarihi seviyelerine çıktı.
ABD ekonomisi ılımlı büyüme sinyalleri verirken, Fed'in faizi artıracağına ilişkin kararı beraberinde varlık fiyatlarında düzeltme getiriyor. Burada sahneye Çin çıkıyor. Çin 18 trilyon dolar ile dünyanın en büyük ekonomisi. Çin'in büyümedeki lokomotifi ihracattır. İç talep destekli büyüme Çin'e yeterli motivasyonu sağlamıyor. Küresel ekonomisi bir türlü kriz öncesi iştahını yakalayamıyor. Yavaş büyüyen ABD ve Avrupa, bir Çinli'nin daha az üretim yapması demek. Çin çareler bulmaya çalıştı. Üretimin önemli bölümünü dış piyasalara yapan Çin, buradaki kayıpları kapatmak için önce iç talebi canlandırmaya çalıştı. Sonrasında başta Afrika olmak üzere yeni pazarlar ile büyümeyi denedi. Fakat bunlar Çin'in büyüme iştahına destek olmadı. Öte yandan Rusya'daki kriz önemli bir pazar kaybı demekti. Çin aynı zamanda dünyanın önemli emtia ihraçcısıdır. Dünya ekonomisinde büyüme eğilimlerinin yavaşlaması ile düşen emtia fiyatları Çin'in ihracat gelirlerinin azalmasında başka bir önemli rol oynuyor. Çin sonunda devalüasyon kozunu oynadı. Para birimi Yuan'ı 11 Ağustos'ta ABD doları karşında devalüe ederek ihracattaki rekabet gücünü artırmak için tarihi bir adım attı. Bu tabloda olasılıklara bakalım:

DALGALANMA DEVAM EDER

Önümüzdeki en güçlü senaryo Fed'in faiz attırımını Eylül ayı sonrasına ötelemiş olmasıdır. Muhtemel beklenti Aralık ayı görünüyor. Fakat faiz arttırımının yeni yıla sarkması kimseyi şaşırtmaz. Faiz arttırımının gecikmesi para birimlerinde dolar baskısını azaltmaya yetmiyor.
Tam tersi kaçınılmaz bir durum olması spekülatif atağa neden oluyor. Fed para politikasını normalleştirmek istiyor.
Çin daha fazla büyümek istiyor. Her iki adım doların güçlenmesini destekliyor. Bu durum dolara 2.90 TL seviyesinde yeni bir direnç noktası oluşturdu gibi. TL'nin dolar karşısındaki kaybına ana neden dış faktörler. Para birimleri bir süre daha bu tirbülansta kalacaktır. Kriz demek yerine, bir düzeltme hareketi olduğu söylenebilir.