Tarihi 24 Ocak 2019

Uğur Mumcu’yu kim susturdu?

Suikastın üzerinden tam 26 yıl geçti...

Failler hala meçhul...

Süreç tam da dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın, Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'ya söylediği gibi gelişti...

Birileri suikastın çözülmesini engellemek için kalın bir duvar ördü.

Namus sözü verenler dahil kimse o duvardan bir tuğla olsun çekmeye cesaret edemedi...

Aslında suikasttan hemen sonra Mumcu'yu kimin öldürdüğünü Ankara'da herkes biliyordu...

"Devlet isterse bu işi çözer" diyen DGM Başsavcısı Ülkü Coşkun'un bir bildiği vardı elbette.

Ama devlet Mumcu suikastını çözmek istemedi...

Çünkü herkes duvarın altında kalmaktan korkuyordu...

O günden bugüne köprülerin altından çok sular aktı...

2019 Türkiye'sinde duvardan tuğla çekmek 1993 Türkiye'sine göre o kadar da riskli değil...

Suikastın üzerindeki sır perdesini aralamak da...

Uğur Mumcu, ölümünden önceki 1 yılda tam 330 köşe yazısı yazdı...

2 Şubat 1992-24 Ocak 1993 tarihleri arasında yayınlanan bu yazıların 158'i Kürt sorunu ve PKK ile ilgiliydi...

Mumcu'nun bu dönemde üzerinde en çok durduğu 2'nci konu 117 yazıyla ABD oldu...

1992 yılının son günlerinde ağabeyi Ceyhan Mumcu'ya yakında çıkacak kitabında PKK içindeki ajanların listesini yayınlayacağını söyledi.

Aynı günlerde PKK'nın yayın organı Özgür Gündem'de Yaşar Kaya imzasıyla bir makale yayınlandı...

Kaya o makalede "Kürtler, Cumhuriyet'in kurulmasında temel taş oldular.

1925'ten sonra inkar edildiler.

Bu konuda Uğur Mumcu'nun Kürtlerden isteği bir şey var mı? Herkes maskesini çıkarsın. Yoksa yüzlerindeki maskeyi biz yırtacağız. Biz yırtmasak bile Kürt halkının dinamiği yırtacak" diyordu...

Mumcu yazıyı okuduktan sonra eşine "Güldal bunlar beni öldürecek" dedi.

Eşinin "Nereden çıkarıyorsun bunu?" sorusuna verdiği cevap enteresandı...

'Halkın dinamiği yırtacaktır' sözünden... Bundan daha açık söyleyemezlerdi!

Mumcu, 1992 yazı ve sonbaharı boyunca Kürt sorunu ve PKK konularına yoğunlaşmıştı.

Türkiye'de yaşanan terör olaylarının, Kürt isyanlarının karmaşık arka planını araştırdıkça, tahmin edilemeyecek birçok ilişkiye ve ilginç bağlantılara ulaştı.

CIA, MOSSAD, MİT, emniyet ve askeri istihbarat dahil birçok ülkenin istihbarat örgütü ile PKK arasında tuhaf bağlar kurulduğunu tespit etti..

Mumcu'nun PKK-derin devlet- yabancı istihbarat örgütleri üzerine yaptığı çalışmalar 90'lı yılların başından beri birileri tarafından dikkatle takip ediliyordu.

Kendisi de bir suikasta kurban giden ünlü MİT'çi Hiram Abas, karşılaştıkları bir davette Mumcu'ya "Öldürülmekten korkmuyor musunuz?" diye sorarken aslında üstü kapalı bir uyarıda bulunuyordu...

Sadece PKK değil derin devletin bir kanadı da Mumcu'nun kalemini kırmıştı...

Tarih 11 Ocak 1993...

Suikasttan 15 gün önce...

Mumcu, dönemin İsrail Büyükelçisi ile görüşüyor...

Hiram Abas'ın sorduğu sorunun aynısını İsrail Büyükelçisi de soruyor Mumcu'ya...

Öldürülmekten korkmuyor musunuz!

Bu belki de Mumcu'ya verilen son uyarıydı...

Bu konular üzerine yazmaya devam edersen öldürülürsün...

Suikasttan 1 ay sonra Mumcu'nun evine Ozan adlı bir genç gelir...

Kapıdaki korumayı nasıl olduysa atlatıp, Ceyhan Mumcu ile görüşür...

Uğur Mumcu'nun APOMİT ilişkisini ortaya çıkardığı için öldürüldüğünü, Güldal Mumcu'yu da öldüreceklerini ancak vicdan azabı çektiği için bu görevi yerine getirmediğini anlatır.

Mumcu ailesini suikasttan sonra ziyaret edenler arasında kontrgerillanın elamanı Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım da vardır...

Yanına aldığı iki çocukla bir bayram günü kapıyı çalar..

Güldal Mumcu'ya bozuk bir Türkçe ile "Ben adam öldürdüm, biliyor musunuz" der...

Yeşil'i Mumcu'nun evine yollayanların amacı bellidir...

Ailenin kafasını karıştırmak, korkutmak belki de dikkatleri farklı bir noktaya çekmek...

Aslında çözülmesi çok basit olan ama karmaşıkmış gibi gösterilen Mumcu suikastının olası failleri yukarıda sıraladıklarımızdan ibaret değil şüphesiz...

MİT elemanı Mehmet Eymür'ün Mumcu yaşarken evine yaptığı bir ziyarette "Alt komşularınız İran ajanı" bilgisini vermesi...

Suikast sonrasında bir tarlaya atılmış olarak bulunan silahların seri numaraları silinmiş NATO silahları olması gibi ayrıntılar da var...

Ama daha fazla detaya girmeye gerek yok...

Mumcu'nun yabancı istihbarat örgütleriyle irtibatı olan devlet içindeki bir çete tarafından susturulduğu çok açık...

Yani failler meçhul değil..