2025 bana uğurlu gelmedi dostlar…
Kabus oldu üstümüze çöktü.
Ölümler, hastalıklar ve dermansız yığınla dert…
Etrafımdakilere canlı cenaze gibi bakar oldum…
Kara haberler peş peşe geldi biri bitmeden diğeri başladı.
Sene başında Nadir'i kaybettim…
O Nadir ismi gibi "nadir" biriydi.
Ankara'da görev yaptığım yıllarda Dedeman otelini bize
ev yapan dünya iyisi arkadaşımızdı…
Bayburtluydu ve Bayburtluya has özellikleri taşırdı.
Mertti, dürüsttü, katükulli nedir bilmezdi.
Bana gülen gözleriyle bir "Emice" deyişi vardı ki...
İlk enfarktüsü Ankara'da onun otelinde geçirdim.
Adana'da ise asıl fil göğsüme binmiş nefesimi kesmişti.
Yaşayacak günümüz görecek gözlerimiz varmış demek.
Severdim Nadir'i arada bir arar konuşurduk.
Sene başı yine öyle yaptım…
Emice deyip telefonu açmasını bekledim.
Bu kez öyle olmadı bir kadın açtı telefonunu.
Sekreteridir dedim, eşiymiş meğer…
Nadir'i sorduğumda acı haberi verdi.
Nadir her şeyi bırakıp sessizce gitmiş meğer.
Daha çok gençti, yapacak çok işi vardı…
Ama çok erken gitti, çok …
**
Gazeteye geldiğim o sabah küçük Ebru ile ilgili acı haberi aldım.
İkinci şoku da o zaman yaşadım…
Küçük kızımızın hastalığı araştırılırken lösemiye yakalandığı anlaşıldı. Ardından kemik iliği nakli, kemoterapi gibi ağır tedavi şekilleri başladı.
Nasıl dayandı küçük bedeni bilmem.
Ona da çok üzüldük hala hastanelere taşınıp duruyor.
Lösemi ile dişe diş mücadele ediyor…
Taksi şoförü babası Kemal hastaneleri mesken tuttu.
Sabahlara kadar gözünü kırpmadan kızını bekledi…
Sonra maalesef o da kansere yakalandı…
İki hafta önce de Kemal'i kaybettik…
Üzüntü stres kanser sebebi demek…
Ebru babası Kemal'e çok ağladı, hala ağlıyor.
Dedim ya 2025 bana iyi gelmedi dostlar.
2026 dan ise hiç umudum yok.
Trabzon'daki Fikret abimle ilgili de bir başka kara haber geldi.
Fikret abim rahmetli babamın kankisiydi…
Hayatında hiç içki ve sigara kullanmadı…
Uğursuz 2025 bakalım bitene kadar daha kimleri alacak aramızdan.
**
Bu şoklar beni Sırrı Süreyya'nın hastalığına yakalattı.
Benim de anevrizmam var artık.
Ben de ölümcül damar hastalığına yakalandım.
Sebeplerinden biri yüksek tansiyonmuş…
Bu kadar üzüntüyü bu hasta kalp nasıl kaldırsın?
Kalbim hasta, anacığımdan miras şekerim de var.
Benim gibi anevrizması olanlar dikkat etmeli.
İnsan yaş alınca daha bir duygusal oluyor.
Bir önceki yıl muhabirimiz Murat bu illete yakalanmıştı.
Ama erken tanı Murat'ın hayatını kurtardı.
Annemin ve babamın kaybı beni yıkmıştı.
Anacığım erken gitti, ardından da babamı götürdü.
Oysa bizim için ne çilelere katlanmıştı anacığım.
Ahırında mutlaka ineği olurdu.
İnekleri evlatlarına süt, yoğurt, peynir ve yağ için beslerdi.
Mısır saplarıyla fomon yapar, ineklerini kışa hazırlardı.
Karadeniz'de kadın olmak, ana olmak zordu…
Anacığım sabah namazıyla ahıra inerdi.
Hayvanlarını besler sonra bize kahvaltı hazırlardı.
Sonbaharlarda laciverte dönen Karadeniz'e bakardık birlikte…
Genellikle kışı yakacak derdinden ve hayvanlarının yiyeceğinden konuşurduk.
Çünkü uzak bir yerden ağaç kesip yolu olmayan evimize sırtta taşıyacaktık…
Annemi 74 yaşında kaybettim.
Çok çalışkan bir kadındı…
Çocuklarına ve eşine acayip bağlıydı.
Babam annemsiz iki yıl yaşayabildi…
Ona da yaşamak dense tabii…
O da çok hastalıklar çekti, gözlerini kaybetti.
Şimdi ikisi portakal ağacının altında yatıyor…
Adana'da anacığımla adaş Hatice Anayı buldum…
Anamla aynı adı taşıması beni ona daha çok bağladı.
O da beni çok sevdi.
Ama çok erken gitti…
**
Dürdane zarafetin bir diğer adıdır.
Dürdane zariftir, çevresine de pozitif etki yapar.
Dürdane Farsça inci tanesi demektir…
Asistanım Neslihan'ın annesinin adıdır Dürdane…
Dürdane'nin doğumu zor olunca babası ona 7 kurban kesmiş…
Yani hikayesi uzundur Dürdane annenin.
Almanya'da kalmış üçü kız biri erkek dört çocuğu olmuştur.
Almanya gibi yerde kızlarını muhteşem bir şekilde büyütmüştür.
Kadere inanan, namazlı- niyazlı biridir Dürnane.
Cevvaldir ne yapmışsa o yapmıştır…
Nesli'nin biricik annesi de maalesef kansere yakalandı…
Aylardır Şehir Hastanesi'nde tedavi görüyor…
Kemoterapiler, kan sayımları…
Bu hastalığın tedavisi de meşakkatli ve zordur..
Nesli her gün dalgın ve dokunsan ağlayacak haldedir.
İçinden neler geçtiğini tahmin ediyorum…
Elinden geleni annesi için yapıyor…
Namazlarında dua da ediyor…
Dürdane çocuklarına iyi bir anne oldu.
Çocukları da ona iyi birer evlat…
Nesli anne ve babasını yanından ayırmıyor…
İyi de ediyor…
Bu meret hastalık kadına yemek yedirmiyor.
Kemoterapi aldığı günler midesi bulanıyor…
Ama son birkaç kürü alamadı, vücudu kaldırmadı.
Giderek zayıflıyor inci taneleri…
Yani dostlar 2025 bana iyi gelmedi.
Size nasıl geldi bilmem.
2026'yı umutla bekliyoruz.
