SEÇİM sürecinde ben numara yaptıklarını zannediyordum. Kendi seçmen kitlelerine özgüven aşılamak için veya mücadelede iddialı görünmek için gerçeklikten uzak söylemler ürettiklerini düşünüyordum. Mesela Muharrem İnce'nin İstanbul mitinginde 5 milyon kişi toplandığını söylemişlerdi. Buna karşılık İnce İstanbul'da bu kadar oy bile alamadı.
Ben bu rakamları bilerek abarttıklarını düşünüyordum. Hâlbuki gerçekten sayı saymayı bilmiyorlarmış. Hala iddia edenler var. Meydana giriş çıkış yapanlarla beş milyon oldu diyorlar. Akıl alacak şey değil. Yalan değil matematik sorunu.
Seçim gecesi seçim sonuçlarını şaibeli hale getirecek açıklamalar yaptırmalarını da bu çerçevede görmüştüm. Aslında sonuçlar oldukça erken saatlerden itibaren belli olmuştu. Ama son ana kadar şüphe uyandırdılar. Etrafa ithamlarda bulundular.
Her şeyin belli olduğu bir saatte CHP Genel Başkan Yardımcısı canlı yayınlarda "Anadolu Ajansı'nın seçim sonuçları hatalı.
Bizdeki sonuçlara göre seçim ikinci tura kalmıştır" diye açıklama yaptı. Ben bunu da bir çeşit manevra olarak gördüm.
Hatta "birazdan kabul etmek zorunda kalacağınıza rağmen neden böyle bir açıklama yaparsınız" diye de sordum.
Meğer onların gerçekten kafası karışıkmış.
Gerçekten rakamları karıştırmışlar. Seçim sonuçlarını CHP seçim gecesi gerçekten sayamamış. Tamam kolay değil. Ülkede 60 milyon seçmen var. Kafalar sekiz basamaklı toplama işlemine basmamış olabilir. Ama görünen o ki 4 ve hatta 3 basamaklı sayıları bile toplama sorunu varmış. Muharrem İnce ekibi iki haftadır 600 küsur imza topladı mı toplamadı mı onu da göremedik. 600 imzayı da sayamadılar. Hadi üç basamaklı ağır geldi.
Bari iki basamaklıyı sayabilseydiniz. Ama o da olmadı. Sonra İl Başkanları Kılıçdaroğlu lehine açıklama yapmaya çalıştı.
Yapamadı. Yapmaya çalıştı. Karaman var mı yok mu? Konya orada mı değil mi?
Bilemediler. Kameraların önünde 59 il başkanının kim olduğunu çıkartamadılar.
Apar topar bırakıp gittiler. Şimdiye kadarki tecrübemiz gösteriyor ki iki basamaklı sayılarda bile sorun yaşanıyor. Ama sadece CHP değil. İyi Parti'nin hali de içler acısı.
Bir parti temsilcisi katıldığı tv programında Meral Akşener'in oyunu 17,5 olarak ilan etti. "Yüzde 10 İyi Parti yüzde 7,5 Akşener toplam yüzde 17,5" dedi kasıla kasıla. Biz de şaka yaptığını falan zannettik. Yok, ama gerçek sanıyormuş.
Onun gibi gerçek zanneden pek çok İyi Partili olsa gerek ki, Meral Akşener geri dönsün diye kendilerini zincirlere vurdular.
Ülkeyi yönetmeye talip bu muhalefet parti temsilcilerinin toplum önünde bile bu kadar kötü hesap yaptıklarını görünce bizim görmediğimiz zamanlarda ne tür hesaplar yaptıklarını düşünmeden edemiyorum.
Hakikaten olabilir mi? Ülkedeki muhalefetin hali bu mudur? Bu kadar mı?
Ama sorun sadece matematik değil. Koray Aydın muhalefetin sadece sayısalda değil sözel de de iddialı olduğunu gösterdi. Öyle bir gafa imza attı ki, artık İyi Parti'nin neden bir siyasi ölü olduğu bundan daha iyi ifade edilemezdi. Tüm bunlara rağmen hala bu muhalefet partilerinin iktidar olma ihtimalini düşünen varsa, ona da aferin.
Böyle partiye böyle seçmen demekten başka edecek laf yok. Seçimden önce "bu sefer CHP çok akıllı stratejiler takip ediyor diyenler" vardı. Sanırım onlar da hesap bilmiyor. Bunca zamandır kaybeden bir partiden hala umutlu olmak ne matematikle açıklanabilir ne de fizikle.